Kahramanmaraş Diyanet Sen şube başkanı Şevket Bozdoğan,
Türk Milletinin esir edilemeyeceğini tüm dünyaya gösteren bir kentin ferdi olarak
mesajına şöyle devam etti:
On iki şubat Kahramanmaraşlının vatan ve mukaddesat için her şeyini feda etmekten çekinmediği, bağımsızlık aşkı ve vatan sevgisiyle gösterdiği kahramanlık destanının tarihidir Bu destan; “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” Düsturuna yürekten inanan bir milletin eseridir.
Birinci dünya
savaşından sonra, Anadolu işgal güçler tarafından İstila edilmiştir.Kahramanmaraş’ımızda
22 Şubat 1919 tarihinde İngilizler,1 Kasım 1919 tarihinde Fransızlar tarafından
işgal edilmiştir.
Fransızlardan
yardım gören Ermeniler şımararak taşkınlık yapmaya ve niyetlerini açıklamaya
başladılar. 31 Ekim 1919 Cuma günü
Uzunoluk hamamından çıkan kadınların peçesini açmak isteyen Fransız
Üniformasını giymiş, Ermeni askerlerine, Sütçü imam durun bre dinsizler diyerek
silahını ateşlemiş ve başörtüsüne uzanan elleri kırmıştır. Bu tarihi ve oldukça
anlamlı ve ibrete değer olay, Maraşlıları düşmana karşı tek vücut haline
getirmiştir.
Bu anlamlı kıvılcımla, Maraş kurtuluş savaşının başladığı,
Türk milletinin dirilerek ayağa kalktığı işgal ordularına karşı baş
kaldırıldığı öncü bir şehirdir.
28
Kasım 1919 Cuma
Bu Cuma Maraş’ın
kara sabahıdır. Yataklarından kalkanlar, doğduğundan beri burcundan eksik
olmayan, bayraklarını göremediler. Asırlardan beri şehrimizin kalesinde
dalgalanan şanlı bayrağımız indirilmişti. Bayrağın indirilmesi bir milletin
İstiklal ve hürriyetine son verilmesi anlamına geliyordu.
Camiye gelen
Maraşlılar, Kısakürek ailesinden Mehmet Ali Beyin yazmış olduğu şu beyanname
ile karşılaştılar. “Ey Milleti Necibe-i
İslamiye ....vaktine hazır ol.1300 Senedir
Allahın’ı, Peygamberini ve senden memnun ettiğin bir din ölüyor.Yani
ecdadının kanı pahasına feth ettiği bir
kalenin burcundaki Al sancağın bu gün
Fransızlar tarafından indiriliyor.Şimdi acaba bunu yerine koyacak, sende birkaç
damla İslam kanı ve gayreti hiç mi yok? İgtişaş arzu etmeyelim. Yalnız pür
vakar ve azamet olarak sade O al sancağımızı geri yerine koyalım. Tekrar
kemal-i azamet ve mehabetle yerlerimize avdet edelim. Korkma seni buradaki
birkaç Fransız kuvveti kıramaz. Sen mevcudiyetini gösterecek olursan, değil
birkaç Fransız kuvveti, hatta bütün Fransız kuvveti kıramaz. Buna emin ol”
Bu beyannameyi okuyan Maraşlının coşmaması mümkün mü?
Cuma ezanı okundu sünnet kılındı. Ulu cami İmamı Rıdvan hoca hutbe
okumak üzere minbere çıktı: Kalede Fransız bayrağı dalgalandığı müddetçe Cuma
namazı kılınmaz sesleri Ulu camiyi çınlatıyordu. Bu asil şahlanışın kıvılcımı
Ulu Camide tutuşturulmuştur.
Dünya Anadolu insanımızın bir hamle yapacağına ihtimal
bile vermiyorlardı. Anadolulun taşının toprağının kahramanlar yetiştirdiğini,
en kötü şartlar altında bütün yokluklar içinde Vatan, Din, İman mevzu bahis
olunca Anadolu kahramanlarının destanlar yazacağını bilmiyorlardı. Ölüm bazı
insanlar için son, bazı insanlar için hayatın ta kendisidir diye düşünen
Maraşlı bu ölüm kalım mücadelesi ile hayata yeniden başlıyordu.
Bütün bunlara rağmen Maraşlının İmanı vardı. Büyük küçük
herkes “Vatanımız bize mezar olmadıkça düşmana Gülzar olmaz” diyor ve onlar
biliyorlardı ki vatan sevgisi imandandı. Evini yakar, canını verir, ama
vatanını tepeletmez di. Kalesinde Fransız bayrağı dalgalanırken Cuma
namazı kıldırmayan bir hocası, Cuma Cuma namazı
kılmayan bir de cemaati vardı. Kadının peçesine
dokunan eli kökünden koparıp atabilecek kadar diri, bir namus anlayışına sahip
Sütçü İmamları, Davulunu altınla doldursalar, bu Din bahsidir çalamam ağam
diyebilecek Abdal Halil ağaları vardı.
Tarihin altın sayfaları onlarla kuru kuruya övülmek için
yazılmamıştır. Gerekli ders çıkarılmadıkça, bedeli kanla ödenen vatanı, bize
emanet eden ecdadımızı anlamak mümkün değildir.
Bu vesileyle Kahramanmaraş’ımızın düşman işgalinden kurtuluşunun 99.Yıldönümünü kutlar tüm şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet dilerim.
YORUMLAR