Toprak yaptığı yazılı açıklamasında; 2017 yılı dünyada oluşan konjonktürel ortam, bölgede
yaşanan siyasi krizler ve insani dramlar açısından zor bir yıl olarak kayıtlara
geçti.
Bütün dünyada etkileri açısından süregelen Ortadoğu ve
Pasifik krizleri, Çin’deki ekonomik yavaşlama, zayıf seyreden küresel talep ve
ticaret, ülkemize direk etki eden bölgesel sorunlar ve döviz kurlarındaki ani
yükseliş ekonomimizi ciddi anlamda etkiledi.
Hükümetimiz yaşanan gelişmelere müdahale etmek amacıyla
savunma sanayi ve otomotiv sektöründe yerel katma değerli üretim yapısına
ağırlık vererek birbiri ardına açıklanan reform ve teşvik paketleri ile küresel
ekonomik yavaşlamaya karşı 2023 hedeflerine ulaşma konusunda önemli adımları
hayata geçirdi.
2017 yılında ülkeler küresel ekonomik darboğaza girmiş
olmasına rağmen, ülke ekonomimizin son çeyrekte beklentilerin üzerinde % 11.1
oranında büyüdüğü görülmektedir. Yakalanan bu büyüme trendinin ardından iş
dünyasının % 5,0 olan 2018, 2019 yılları büyüme beklentisi % 5,5 olarak revize
edildi. İş dünyasının bu beklentisinde en büyük etken; baz etkisinin yanında
KGF destekleri, rekor imalat sanayi ciroları, 3. çeyrek dış ticaret rakamları
ve 1 buçuk milyona yaklaşan istihdamdaki artış verileri oldu. Bu veriler
ışığında 2017 yılı genel büyüme beklentilerinin de % 6-7 olarak
gerçekleşeceği öngörülmektedir.
KOBİ’lerin ticari hayatta karşılaştığı problemlerin belki
de en büyüğü uygun maliyetli finansa erişimde yaşanan zorluklardır. Bu noktada
finans ve yatırım açısından baktığımızda; faizlerin 2017’de de yüksek
seviyelerde seyrettiği görülmektedir. Bu konuda iş dünyası olarak bizler,
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın faizlerin istenen seviyelere
gerilemediğini belirten açıklamalarına büyük önem veriyoruz. Yatırımların ve üretimin
artması ayrıca fiyatların da istikrarlı hale gelebilmesi için faizlerin düşmesi
gerektiğini düşünüyoruz.
Diğer bir noktada da yurtiçi tasarruflarımızın yeterli
seviyeye ulaşmadığı düşünülmektedir. Finans kuruluşları da bu durumu telafi
etmek amacıyla dışarıdan yabancı tasarrufları çekmek için faizleri
yükseltebiliyor. Biz iş dünyası da piyasada gerçekleşen bu yüksek faize
katlanmak zorunda kalıyoruz. Hem ulusal tasarrufların artmasıyla hem de
dışarıdan gelecek yabancı tasarruflarla faizler düşebilecek; uzun vadeli ucuz
finansmana erişilerek büyümeyi, istihdamı, üretimi daha da artıracak, işsizliği
tek haneli rakamlara düşürebilecek etkiyi görebileceğiz.
2017’yi bu değerlendirmeler ile ele aldığımızda ekonomik
anlamda ciddi bir atılım yılı olduğu ve 2018’e umutla bakmamızı sağladığı
aşikardır. 2018 yılında da hibe ve teşviklerin etkinliğini arttırmak ve
uygulamada sonuç odaklı yaklaşımlar için kamu ve özel sektör arasındaki
iletişim ve istişare mekanizmalarının daha da güçlendirilmesi gerekmektedir.
Türkiye son yıllarda küresel ekonomik daralmaya rağmen
değişim ve dönüşüm süreci içerisine girmiş olsa da 2023 hedefleri için
firmalarımızın henüz bu değişime ayak uyduramadıklarını görmekteyiz. 2017
yılında yeni pazarlar, Endüstri 4.0, E-ihracat terimleri sürekli gündemdeydi.
2018 yılında ise özellikle KOBİ’lerimizin bu gündemleri iş hayatına adapte
etmek zorunda oldukları ortaya çıkmaktadır.
Dünyada önü alınamayan bir şekilde tüketim artarken bu
ihtiyacı karşılamak amacıyla üretimin de sürekli arttığını gözlemlemekteyiz. Bu
durum, küresel sistemdeki rekabet şartları için kendi iç dinamiklerimizin de
hazır olması gerektiğini gözler önüne sermektedir. Daralan dış ticaret,
dolardaki dalgalanmalar; yeni ve yüksek katma değerli üretimi olmayan ülkeleri
ekonomik dar boğaza sokmaktadır. Küresel sistemdeki bu rekabet şartları da,
yükte hafif pahada ağır üretimin ne kadar önemli olduğunu bizlere
göstermektedir.
Bu şekilde yenilikçiliğe dönük ekonomi politikaları olmadan uluslararası rekabette avantaj sağlamamız mümkün görünmemektedir. Firmalarımızın; üretim ve ticaret altyapı olanaklarını teknolojik olarak yeniden dizayn etmeleri gerekmektedir. Bilgi ve üretim öyle hızlı gelişmektedir ki günün bilgisini üreten değil geleceğin bilgisini bu günden tasarlayanlar kazanacaktır.
YORUMLAR