Doğum stresinin yanı sıra doğum sırasında bebeğe bulaşma
endişeleri yaşayan anne adaylarının yanı sıra emzirmekte olan anneler için de
bebekler için taşıyıcı olma riski gündemin başında yer alıyor. Acıbadem Ankara
Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Rana Karayalçın,
gebeler ve anne adayları için COVID-19 sürecinde yapılması gerekenler ile
ilgili öneride bulundu. COVID-19 ve gebelik hakkında henüz araştırmaların devam
ettiğini belirten Karayalçın, “Gebelikteki Fizyolojik ve mekanik
değişikliklerde viral enfeksiyonlara duyarlılığı artırıyor. Tüm bu nedenlerle
Covid19 Pandemi sürecinde gebeler hassas grup olarak belirlenmiştir.
İngiltere’de Corona virüs geçiren 427 gebeyi içeren çalışmada (UKOSS-REPORT)
ciddi hastalanan gebelerin büyük çoğunluğunu 28 haftadan büyük gebeler
oluşturmaktadır. Bu nedenle 28 haftadan büyük gebeler sosyal mesafeye özellikle
dikkat etmelive diğer kişilerle teması minimuma indirmelidir. Yine aynı
çalışmada 35 yaşının üstündeki gebeler, obezite, yüksek tansiyon, diabet gibi
medikal problemi olan gebelerin ciddi hastalık açısından daha yüksek riske
sahip oldukları belirtilmiştir” dedi.
GEBELİĞİN SON ÜÇ
AYINA DİKKAT
Daha önce yaşanan SARS ve MERS salgınlarında gebelerin
daha fazla etkilendiğini hatırlatan Prof. Dr. Rana Karayalçın, “ Yeni yapılan
araştırmalarda bulunan deliller gebelik sırasında anneden bebeğe geçiş (Vertikal
Geçiş) olabileceğini gösteriyor. Ancak bildirilen tüm vakalarda koronavirüs
yeni doğanlarda hemen doğum sonrası saptanmış ve geçişin doğum öncesinde mi
yoksa doğum sonrasında mı olduğu netleşmemiştir. Tüm Dünyada yeni gelen
raporlar ciddi koranavirüs geçiren gebelerde erken doğum oranının arttığını
gösteriyor. Bu nedenle gebeliğin son üç ayında daha dikkatli olunması
gerekmektedir” diye vurguladı.
PNÖMONİ GEÇİREN
GEBELERDE ERKEN DOĞUM VE SEZARYEN ORANI ARTMAKTA
COVID-19 enfeksiyonunun bebeğe etkisi üzerinde
çalışmaların hala devam ettiğini belirten Prof. Dr. Rana Karayalçın, “ Bu
aileye mensup diğer virüslerin erken doğuma, düşüğe ve düşük doğum ağırlığına
neden olduğunu biliniyor. Özellikle pnömoni geçiren gebelerde erken doğum ve
sezaryan oranları artmaktadır” diye konuştu. Bazı gebelik kontrollerinin
telefon ve video konferans yöntemi ile gerçekleştirilebileceğini ileten
Karayalçın, “ Muayeneler sırasında eşler muayene odasınaalınmayabilir. Bu
değişiklikler stres artırıcı olmasına rağmen sizin ve bebeğinizin sağlığını
korumaya yönelik tedbirlerdir” diyerek anne adaylarının psikolojik olarak
etkilenmemesi için de uyarıda bulundu.
BULGU OLMAYAN
GEBELERDE DOĞUMUN BAŞLATILMASI VE SEZARYEN KARARINA COVİD-19 ETKİLİ OLMUYOR
COVID-19 enfeksiyonunun tek başına doğum endikasyonu
olamayacağının altını çizen Prof. Dr. Rana Karayalçın, “ Doğumun zamanlaması ve
şekli hastaların dikkatlice değerlendirilmesi sonrası hastanın kliniğine
,gebelik haftasına ve fetüsün durumuna göre bireyselleştirilmelidir. Anneden
bebeğe geçişi engellemek amacıyla sezaryen yapılması gerekmemektedir” diye
belirtti. Doğum ve sezeryan sırasında epidural anestezinin kullanılabileceğini
de vurgulayan Karayalçın, “ WHO (DünyaSağlık Örgütü) olası anne enfeksiyonunda,
anneden bebeğe geçiş riskini azaltmak için kordon kan akımının doğumdan hemen
sonra durdurulmasını önermektedir. Yeni doğan bebeğin yüzeyini kaplayan Vernix
Caseosanın antimikrobial peptitler içermesi nedeni ile bebeği enfeksiyonlara
karşı koruyucu etkisi vardır bu nedenle bebeğin doğumdan sonraki 24 saat
yıkanmaması önerilmektedir” dedi.
EMZİRME KONUSUNDA
DOKTOR İLE BİRLİKTE KARAR VERİLMELİ
Virüsün anne sütüne geçtiğine dair bilimsel bir kanıtın
olmadığını söyleyen Acıbadem Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Sağlığı
Uzmanı Prof. Dr. Rana Karayalçın, semptom ve bulgu saptanan annelerin riskleri
gözden geçirerek doktorları ile birlikte karar almaları gerektiğini belirtti.
Gebe ve anne adayların stresten uzak durmaları için
önerilerde bulunan uzman hekim,bu süreçte sık sık sıvı tüketiminin, egzersiz
yapmanın, stres yaratan haberlerden uzak durulması gerektiğini belirtti.
YORUMLAR