BİR TEPSİYLE BAŞLADI
Oldukça sevilen ve rağbet gören tatlıları yapan Karabörk, tatlıcılığa başlamadan önce bir yıl limon sattığını söyledi. Daha sonra başkalarından bir tepsi alıp satarak başladığı tatlıcılığı şöyle anlattı: “Önceleri bir başka yerden satın alıp bir tepsi tatlı satıyordum. Sonra bana tatlıyı öğretmek istediler. Benim de hoşuma gitti bu fikir ve öğrendim. O zamanlar bir tepsi satıyorum ama şimdilerde 8-9 tepsi satıyorum günlük.”
KENTİN TANITIMINA KATKI SAĞLIYOR
“Kente gelen turistlerin özellikle dikkatini çekiyor. Turistler kesinlikle tatlımızı tatmadan gitmiyor” diyen Karabörk, “Kahramanmaraş’ta marka olmuş firmaları ziyaret eden ve kent turuna çıkan turistler bize uğramadan gitmiyorlar. Tatlıyı bir defa tadan ziyaretçiler, buralara ne zaman yolu düşse yine buraya geliyor. Tavsiye üzerine gelenler de var.”
İŞİN FORMÜLÜ ABDEST VE SALAVATTA
Fevzi Karabörk, tatlının yanında limonata da satıyor. Tatlı ve limonata herhangi bir katkı maddesi kullanmadığını dile getiren Karabörk, gıda mühendislerinin de bu sebepten dolayı kendisine teşekkür ettiğini kaydetti. Kahramanmaraş’ın en merkezi yerinde bulunan ve oldukça rağbet gören tatlıları yapan tatlıcı Karabörk, “Bana bu işin formülünü soruyorlar. Formülü yok ki. Bizim yaptığımızda bir keramet yok. Sadece irmiği, şekeri, yoğurdu, kabartma tozunu karıştırıp yapıyorum” dedi.
GIDA MÜHENDİSLERİNDEN TEŞEKKÜR
Ancak işin başka bir püf noktası olduğunun altını çizen Karabörk, “Bizim tatlımızın sırrı abdestli yapmamız. Gıdayla uğraşan herkese söylüyorum. Kesinlikle abdestsiz bu iş olmaz. Abdest, besmele ve salavat-ı şerif bu işin şifresi. Yiyenler ne katıyorsun diye soruyor. Salavat-ı şerifenin nuru düşüyor tatlılara. Günlük 8-9 tepsi satıyorum. Kimin ne kadar para verdiğini de bilmem. Tatlıyla beraber limonata da satıyorum. Ama limonu da halis limon kullanıyorum. Kilosu 6 buçuk liraya limon alıp bardağını 50 kuruşa satıyorum ama büyük hikmet ki yine de kazanıyorum” diye konuştu.




YORUMLAR