Kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri olan
meme kanserinde, erken tanı ve tedavi tıpkı diğer kanser türlerinde olduğu gibi
hayat kurtarıyor. Bu nedenle meme kanseri belirtilerini bilmenin, düzenli
muayene ve takibin önemine dikkat çeken DoktorTakvimi.com uzmanlarından Prof.
Dr. Güner Sönmez, “Meme kanseri riskinizi öğrenmek için doktorunuzla birlikte
aile öyküsü ve kişisel risk faktörlerinin değerlendirilmesi şart. Düzenli
olarak meme muayenesi yapmanız küçük de olsa değişiklikleri fark etmenizi
sağlayarak erken tanıya imkan verir. Muayeneyle meme veya koltuk altında ele
gelen sertlikler, şişlikler meme kanseri bulgusu olabilir” diyor.
Memede akıntı varsa dikkat!
Meme kanserinin en önemli belirtileri arasında meme
başında, meme derisinde ve meme şeklindeki değişiklikler olduğunu söyleyen
Prof. Dr. Güner Sönmez, bu belirtileri şöyle açıklıyor: “Meme başında çekilme,
kızarıklık ve enfeksiyon bulguları varsa, meme başından akıntı geliyorsa ve bu
akıntı özellikle koyu kahverengi-siyah renkte, kanlı ise riskten söz
edilebilir. Meme derisinde kalınlaşma, portakal kabuğu görünümü, çekintiler ve
kızarıklık, meme şeklinde bir yaştan sonra gelişen belirgin asimetri ve
deformasyonlar da yine meme kanseri belirtilerindendir. Ağrı da her zaman
olmamakla birlikte meme kanseri belirtisi sayılabilir. Bu değişikliklerden biri
ya da birkaçı varsa acilen bir doktora danışmanız gerekir.”
Düşük yapmak, saç boyatmak meme kanseri riskini etkilemez
40 yaşın üzerindeki kadınların düzenli olarak yılda bir
kez mamografi çektirmesi gerektiğinin altını çizen DoktorTakvimi.com
uzmanlarından Prof. Dr. Güner Sönmez, aile öyküsünde meme kanseri varsa ya da
hastanın şikayetlerine göre bu yaşın bazen öne çekilebildiğini belirtiyor.
Mamografinin endişe edildiği kadar radyasyon alımına neden olmayacağını ve
kişiye zarar vermeyeceğini hatırlatan Prof. Dr. Sönmez, sözlerini şöyle
sürdürüyor: “20 yaştan itibaren (20-40 yaş arası) ise meme değerlendirme
yöntemi yılda bir muayene ve ultrasondur. Görüntüleme yöntemlerinde şüpheli bir
kitle saptanırsa; ultrason veya mamografi rehberliğinde lokal anesteziyle
biyopsi yapılır. Sanılanın aksine düşük yapmak, kafein alımı, silikon meme
protezleri, saç boyatmak ve kırmızı et tüketimi gibi faktörler meme kanseri
riskini etkilemez. Erken adet görmek (12 yaşından önce), geç menopoza girmek,
hareketsiz yaşam, ileri yaş, hiç doğum yapmamış olmak ya da ilk doğumunu 35
yaşından sonra yapmak, obezite, alkol ve sigara kullanımı meme kanseri riskini
arttırır. Bu nedenle düzenli fiziksel aktivite yapmak, dengeli ve sağlıklı
beslenmek, sigara ve alkolden uzak durmak meme kanseri riskini azaltır.”
Meme kanseri tedavisinde yeniliklerin baş döndürücü bir
hızda geliştiğini söyleyen DoktorTakvimi.com uzmanlarından Prof. Dr. Güner
Sönmez, “Bağışıklık sistemini harekete geçirmeyi hedefleyen ilaçlar, akıllı
ilaçlar ve yeni ameliyat protokollerini bunlar arasında sayabiliriz” diyor.
YORUMLAR