“5 Aralık
Dünya Kadın Hakları Günü” nedeniyle bir mesaj yayınlayan Prof. Dr. Dağlı, tarihimiz boyunca Türk kadınının evde anne ve
eş olmakla kalmadığını, yaşamın her türlü zorlu koşullarında erkeklerle omuz
omuza hayat mücadelesi verdiğini kaydetti.
Savaşta
cepheye mermi taşıyan Türk kadınının, çalışma hayatında ailesine katkı sağladığını,
hatta evin geçimini tümüyle sırtlandığını belirten Prof. Dr. Dağlı, ancak her
zaman hak ettiği değeri görmediğine vurgu yaptı.
Cumhuriyetimizin
Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kadına hak ettiği değeri
görmesiyle ilgili, önemli ve dünyaya örnek olacak adımlar attığına değinen
Prof. Dr. Dağlı, şöyle devam etti:
“Büyük
Önderimiz, kadınla erkeğin birbirini tamamladığını, birinin ilerlemesi için
diğerinin de ilerlemesi gerektiğine inancını şu sözlerle ifade etmiştir: ‘İnsan
topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki,
bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin
bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa
zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?’ Bu düşüncelerle 5
Aralık 1934 tarihinde Atatürk en önemli devrimlerinden birini gerçekleştirdi, kadınlara
seçme ve seçilme hakkı verildi. Bundan 84 yıl önce kadınlarımız bu hakkı Avrupa
ülkelerinin birçoğundan önce elde etti.
Medeniyetimiz
boyunca ve bugün dalgalanan şanlı bayrağımız gölgesinde, bağımsızca yaşadığımız
ülkemiz için canlarını vermekten çekinmeyen kadınlarımızın, evlatları uğruna
her türlü fedakârlığa katlanan annelerimizin, tarlada ırgat, fabrikada işçi,
savaşta asker ve yaşamın her alanında farklı roller oynayan, hayatımızı güzelleştiren
ve kolaylaştıran tüm kadınlarımızın ellerinden sevgi, saygı ve hürmetle
öpüyorum. Ve bu vesileyle tüm dünya kadınlarının Kadın Hakları Günü’nü
kutluyorum.”
YORUMLAR