Yarım asrı bulan evliliği ile aile birliğine de örnek
olan Hülya Koçyiğit, halkla söyleşi yapmak için geldiği Kahramanmaraş ve
Şanlıurfa’da hanımefendi kişiliğiyle sevenlerinin gönlünde bir kez daha yer
edindi.
Kahramanmaraş ve Şanlıurfa Piazza Alışveriş ve Yaşam
Merkezlerinin davetlisi olarak geldiği iki kentte, gazetecilerin sorularını da
yanıtlayan ünlü isim, sağlığından torunlarına ve büyük anneliğine kadar birçok
konuda soruları cevaplandırdı.
“EVLİLİK PAYLAŞMAK
İÇİNDİR”
Kadının çok güçlü bir varlık olduğunun altını çizen
Koçyiğit, Allah’ın kadına ‘anne’ olmak gibi bir ayrıcalık ve olağanüstü bir
duygu hediye ettiğini kaydetti. Eş, anne, ev kadını ve çalışıp üretmesiyle
kadının toplumda aynı anda birçok rolü üstlenebildiğine dikkat çeken Koçyiğit,
“Bunu yaşayan milyonlarca kadınımız var. Toplumun içinde kadının var olması
demek, o toplumun ilerlemesi, medenileşmesi demektir. Kadının girdiği her yer
güzelleşiyor; kadının elinin değdiği her şey bambaşka oluyor. İş hayatı da, ev
hayatı da böyle oluyor. Hayat denilen şey paylaşmaktır. Niçin evlilik
yapıyoruz? Hayatı paylaşmak için…”dedi.
“EVLİLİKLERDE
SABIR ÇOK ÖNEMLİ”
Gerçekten birey olarak ayaklarının üzerinde duran, meslek
sahibi olmuş, kararlarını verebilen, sorumluluklarını yerine getiren çiftlerin
yanında sevginin azaldığı ve tek taraflı fedakârlıkların yapıldığı evliliklerin
yürütülmesindeki güçlükler üzerinde duran Koçyiğit, şöyle devam etti:
“Böyle ailelerde yetiştirilen evlatların geleceği çok
daha önemlidir. Her zaman değil; bazı durumlar da boşanmada bir seçimdir. Ancak
sabır çok çok önemlidir. İnsan olarak bütün duyguları tadarak, tanıyarak,
yaşayarak, hayatımızı yönlendirmeliyiz. Sabır dünyanın en güzel ve doğru
duygusudur. Evliliklerde hemen bir şiddetle, heyecanla (ayrılmak için) karar
vermektense, sabır edip onun düzelmesi için emek sarf edilmelidir. (Boşanmak
için) Çok çabuk karar vermemek lazım. Evlilik için de çok çabuk karar vermemek
lazım. Tanımak, anlamak, idrak etmek ve ondan sonra karar vermek gerekiyor.
Artık günümüz modern çağda tamam aileler birbirlerini tanıyorlar, birbirlerine
yakıştırıyorlar; ama gençlerin de birbirlerini tanımalarına izin vermelidir.”
“AŞK BÜYÜK BİR
HEYECAN”
Evlilikte 50. yılına girdiğini hatırlatan beyazperdenin
starlarından Koçyiğit, ‘aşk’ denilen duygunun binlerce yıldır
tanımlanamadığını dile getirdi. Aşkın büyük bir heyecan ve insana her şeyi
yaptırabildiğine işaret eden Koçyiğit, şöyle devam etti:
“Bir nevi sarhoşluk gibi bir şeydir. Gözün hiçbir şeyi
görmüyor. Bu duygu yerini (zamanla) saygıya, sevgiye, takdire ve sabra
bırakıyor; elbette tek taraflı bir özveri olmaz. İki tarafın da aynı özveride
bulunması gerekiyor. Kadın olarak yaradılışımız gereği zaten fedakâr
insanlarız. Evimizin işini de yapmayı, çocuğumuza da bakmayı,
alışverişte yapmayı biliyoruz; bütün bunları zaten yapıyoruz. Ama eşimiz bize
‘aferin, ne kadar düşüncelisin, ne kadar güzel yapmışsın, sana nasıl yardımcı
olabilirim’ dese hayat daha kolaylaşacaktır. Tatlı dil, anlaşılıyor olmak;
gerçekten aradığımız tek davranış bu. Kadın olarak hep bunu arıyoruz.
Hazırladığım yemeği sofraya koyarken eşim yardım ettiğinde ne kadar mutlu
oluyorum. Hemen daha hevesli ve heyecanlı o sofrayı kuruyorum. Bu hepimizin
yaşadığı bir duygu. Kadın çalışmaktan, üretmekten ve evinin hanımefendisi
olmaktan hiçbir zaman yüksünmez, ‘ben yoruldum’ demez. İş onu her zaman
anlayan, takdir eden ve onu destekleyen ve iki tane hoş güzel söz eden bir eşin
varlığıdır.”
“MEHMETÇİK ÇOK
HAKLI BİR OPERASYON YÜRÜTÜYOR”
Gazetecilerin sorusu üzerine, Mehmetçiğin
Afrin’de çok haklı bir operasyon yürüttüğünü ifade eden Hülya Koçyiğit, şunları
söyledi: “Çünkü yıllarca terör mağduru olduk. Ve hala terörün şiddetle
hazırlanıp üzerimize doğru geldiğini fark ettiğimiz için onları durdurma
nedeniyle ordayız. İşgal nedeniyle orda değiliz bu çok açık. Özellikle
sivillerin kaybolmaması, sivillerin zarar görmemesi için Mehmetçik çok özen
gösteriyor. Bütün kalbimle tüm anneler gibi duam onlarla; onların tırnakları
bile kırılmasın diye niyaz ediyorum. İnşallah, sonuçta Mehmetçiğin oradan
muvaffak olarak dönmesini diliyorum.”
Koçyiğit, sinema konusunda ise, “Ben sinemayı bıraktım
diyemem; çünkü sinema insanı bırakır. İnsanı anlatan hikayeler bunlar. Her
yaşta kişilerin birtakım öyküleri vardır. Dolayısı ile bir gün öyle bir proje
karşıma çıkar ki tekrar kameranın önüne geçmek için heyecan duyarım.” diye
konuştu.
ANNELERE MESAJ
Hülya Koçyiğit, sağlık durumu ile ilgili bir soruyu
yanıtlarken, annelere seslenerek, “Lütfen dualarınızı dikkatli yapın. Kızım
Gülşah meme kanseri olduğunda ‘Allah’ım neden ben değil kızım’ dedim. Ben de
kanser oldum. Şükürler olsun şimdi ikimiz de iyiyiz” diye konuştu.
YÖRESEL TATLARLA
DİYET BOZDU
Yeşilçam’a damgasını vuran Hülya Koçyiğit, zengin mutfağı
ile ünlü Kahramanmaraş ve Şanlıurfa’nın yöresel yemeklerinden tadarak, diyet de
bozdu. “Kendime bugün izin verdim” diyerek, Kahramanmaraş’ın ünlü Kervan
lokantasında Maraş dondurmasını bıçakla kesen, Şanlıurfa’nın “Şıllık tatlısını”
da ilk kez tattığını anlatan Hülya Koçyiğit, yemek sırasında yanına gelen
hayranlarının hiçbirinin de fotoğraf çektirme isteğini kırmadı.
KAHRAMANMARAŞLI
HÜLYA KOÇYİĞİT
Hülya Koçyiğit’e Kahramanmaraşlı Hülya Koçyiğit de
sürpriz yaptı. Nüfus cüzdanını çıkartarak, “Hülya Koçyiğit” adını gösteren
hayranı ünlü yıldızı şaşırttı. Kimlik kartı ile birlikte fotoğraf çektiren
Hülya Koçyiğit’ler, bu anıyı fotoğrafla da ölümsüzleştirdiler.
“DİZİ İÇİN
ANLAŞTIĞIM BİR PROJE VAR”
Sunucu Özlem Yıldız ise oyunculuğa uzun bir süre ara
verdiğini hatırlatarak, yaklaşık 10 yıl önce biri sinema filmi olmak üzere 6, 7
dizide oynadığını söyledi. Anne olduktan sonra hayatın kendisini başka
taraflara yönlendirdiğini kaydeden Yıldız, “Her zaman benim göz bebeğim ekran
önü ve televizyon programcılığıydı. Şimdi tekrar diziyle alakalı bir gündem söz
konusu. İnşallah yeni yayın döneminde televizyon dizisi için görüştüğüm ve
prensipte anlaştığım bir proje var” dedi.
Dizideki rolüyle ilgili ipucu vermekten kaçınan ünlü sunucu, bundan sonraki hedefleriyle ilgili, “Öncellikle işimi çok severek yapıyorum. Ekran önünde olmak beni çok heyecanlandırıyor ve çok mutluyum. Türkiye’ de şanslı insanların içerisinde olduğumu düşünüyorum. Çünkü sevildiğim bir iş yapıyorum, işimi yaparken çok heyecanlanıyorum. Önemli olan yaptığım işe güvenmem, inanmam ve heyecanlanmam. Onun dışın da dizi yada televizyon programcılığı fark etmez.” ifadelerini kullandı.
YORUMLAR