Sayın Erdoğan;
Göreve geldiğiniz günden beri bizimle problemler yaşıyorsunuz. Ülkenize ve size çizdiğimiz sınırları ihlal ediyorsunuz. Emir ve direktiflerimize uymuyorsunuz.
Size verdiğimiz ödevlerin hiçbirini yerine getirmiyor, sizin için belirlediğimiz alanların dışına çıkıyor, biz “yokmuşuz gibi” davranıyor ve başınıza buyruk işler yapıyorsunuz.
Füzeleri nerden alacağınızı bize danışmıyor, komşularınız ile yapacağınız ticaretin sınırlarını belirlememize müsaade etmiyor, kulaklarınızı bize tıkıyorsunuz.
“Bir gece ansızın gireriz” diyerek Amerika’nın Ortadoğu için belirlediği tüm planları alt-üst ediyorsunuz!
Kurduğumuz düzeni ve müesses nizamı herkesin gözü önünde eleştiriyor, gözlerimizin içine baka baka “Birleşmiş Milletler” teşkilatımıza yapısal eleştiriler getiriyor ve her defasında “Dünya 5’ten büyüktür” diyerek kurduğumuz sistemin tüm dünya tarafından sorgulanmasına neden oluyorsunuz!
Sayın Erdoğan;
Türkiye’ye biçtiğimiz kadim rolün dışına çıkarak Ortadoğu ülkelerine örnek teşkil ediyor ve Batı’nın sorgulanmasına neden oluyorsunuz.
Konuşmalarınız, hareketleriniz, davranışlarınız ve kararlarınızla kurulu düzene aykırı bir görüntü veriyor, “adil paylaşım talebini” tüm dünyaya yayıyor ve dengelerimizi bozuyorsunuz.
İhraç ettiğimiz ürünlere muadil yerli ürünler üretiyor ticari dengelerimizi alt-üst ediyorsunuz.
“Yerli ve milli” diyerek “ithal” olan her şeyi dışlıyor, ihraç ettiğimiz ürünlerin geleceği ile oynuyorsunuz.
Bize olan “bağlılığınıza ve bağımlılığınıza” halel getiriyorsunuz!
Çin’den ya da Rusya’dan füze almamanız gerektiğini söylememize ve defalarca uyarmamıza rağmen, başınıza buyruk hareket ederek “S-400” füzeleri için el sıkıştınız.
Yerli otomobil, yerli enerji, yerli sermaye, yerli sanayi gibi hamleleriniz ile Batı’ya olan bağımlılığınıza son verdiniz ve Batılı dostlarınızı yaraladınız.
Suriye’de kurmaya çalıştığımız “terör koridoru” projemizi, Fırat Kalkanı operasyonu ile bozdunuz. Koridorumuzun bir uçtan diğer uca bağlanmasını engelleyici harekâtlar, müdahaleler yaptınız. Irak ve Suriye petrolüne tek başımıza sahip olma ve sevkiyatını yapma imkânımızı ortadan kaldırdınız.
“Tutuklayamazsınız” dediğimiz elemanlarımızı tutukladınız.
“Sorgulayamazsınız” dediğimiz her işi, her planı, her organizasyonu, her kararı sorguladınız!
“Yapamazsınız” dediğimiz her şeyi yaptınız.
“Üretemezsiniz” dediğimiz her şeyi ürettiniz.
“Giremezsiniz” dediğimiz her yere girdiniz.
“Alamazsınız” dediğimiz her şeyi aldınız.
“İlişki kurmayın” dediğimiz herkes ile ilişki kurdunuz.
Bağımlı olan ülkenizi bağımsız hale getirerek bizi yaraladınız.
Yıllarca, Washington’dan yönettiğimiz Ankara’yı, Ankara’dan yönetmeye başladınız!
Artık alacağınız hiçbir siyasi kararı bize danışmıyor, atacağınız hiçbir adım için bizden izin istemiyorsunuz.
Ülkeniz için belirlediğimiz alanın dışına çıkarak diğer İslam ülkelerine emsal oluyor ve başımızı çok ağrıtıyorsunuz.
Sayın Erdoğan;
Tüm bu yaptıklarınız, “Amerikan Müesses Nizamı” olarak bizi son derece rahatsız ediyor!
Biliyorsunuz… Sizi devirmek için birçok şey denedik!
Bundan sonra da deneyeceğiz!
Gezi’yi, 15 Temmuz’u ve 17-25 Aralık operasyonunu beceremeyen “elemanlarımızdan” tüm bilgi, belge ve yetkileri devraldık.
Artık sizinle, vekiller aracılığı ile savaşmayacağız.
Doğrudan kendimiz savaşacağız.
Bundan önce olduğu gibi bu savaşta da halkınızın sizden yana tavır koyacağını, bir çağrınızla milyonların sokaklara ineceğini biliyoruz.
Ama tüm bunlara rağmen, ülkenizdeki elemanlarımızın da desteği ile sizinle savaşmaya devam edeceğiz.
Bölgesinde ve dünyada aktör olmuş, ekonomisini büyütmüş, yerlileşmiş, millileşmiş, gelişmiş bir Türkiye’ye müsaade etmeyeceğiz.
Sayın Erdoğan…
Her şeyden daha önemlisi…
“Bağımsız bir Türkiye” olmanıza izin vermeyeceğiz.
Bayram Zilan – Milat Gazetesi
YORUMLAR