Ağrının günlük yaşamı etkileyecek kadar fazla olduğu
durumlarda mutlaka bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurulması
gerektiğinin altını çizen DoktorTakvimi.com uzmanlarından Op. Dr. Alev Özdemir
Karabağ, hastalığın tedavisinde ağrı kesiciler, ağrı kesicilerle yeterli sonuç
alınamadığı durumlarda ise doğum kontrol hapı kullanıldığını; ağrının altında
başka bir hastalık yatıyorsa cerrahiden de faydalanılabileceğini anlatıyor.
Adet döneminde sancı yaşanması normal bir durum olarak
kabul ediliyor. Ancak bu ağrı günlük aktiviteleri engelleyecek düzeye
ulaşıyorsa jinekolojik bir hastalık olarak tanımlanıyor. DoktorTakvimi.com
uzmanlarından Op. Dr. Alev Özdemir Karabağ, adet döneminde oluşan ağrıların
nedeninin adet kanını dışarı atabilmek için rahmin kasılması ve bu dönemde
rahim içinden salgılanan “prostaglandin” adı verilen maddelerin sinir uçlarını
uyarması olduğunu anlatıyor. Dismenore olarak tanımlanan adet sancısının yoğun
olarak alt karın bölgesi ve kasıklarda görülen aralıklı kramp tarzında bir ağrı
olduğunu ifade eden Op. Dr. Karabağ, bu ağrının bele, sırta ve bacaklara da
yayılabileceğini belirtiyor. Ağrının çoğu kez adetten önceki gün başladığını
hatırlatan Op. Dr. Karabağ, “Ağrının en şiddetli olduğu zaman kanamanın
başlamasından sonraki ilk 12 saattir ve genellikle en fazla 2-3 gün sürer.
Ağrıyla birlikte yaklaşık olarak kadınların yarısında bulantı, kusma, ishal ya
da kabızlık, karında gaz hissi, baş ağrısı, baş dönmesi, yorgunluk, sinirlilik,
ateş basması ve bazen bayılmalara kadar varan belirtilerin biri ya da birkaçı
da görülebilir” diyor.
Primer
dismenore’de ağrı ilerleyen yaşla azalabilir
Dismenore’nin primer (birincil) ve sekonder (ikincil)
olmak üzere ikiye ayrıldığını söyleyen Op. Dr. Alev Özdemir Karabağ, sözlerini
şöyle sürdürüyor: “Toplumdaki kadınların yaklaşık yarısını etkileyen primer
dismenore’de altta yatan bir hastalık bulunmaz. Genellikle ergenlik döneminde
ilk adet kanamalarından itibaren başlayan ağrının şiddeti ilerleyen yaşla ya da
gebeliklerden sonra azalır. Burada ağrının şiddeti kişinin ağrı eşiğine
bağlıdır. Sekonder dismenore ise daha nadir görülür ve ağrının herhangi bir
yaşta sonradan çıkması anlamına gelir. Sekonder dismenore’nin nedenleri
arasında çikolata kisti (endometriozis) başta gelir. Ayrıca adenomiyozis,
miyomlar, uterus ve tüpleri içine alan iltihabi hastalıklar, rahim içi araç ve
spiral kullanımı da hastalığın nedenleri arasında sayılabilir.”
Ağrı kesicinin
yeterli gelmediği durumlarda doğum kontrol hapı da kullanılabilir
Adet sancısı günlük yaşamı etkileyecek kadar fazlaysa
mutlaka bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurulması gerektiğinin
altını çizen Op. Dr. Karabağ, hastalığın tedavisinde kullanılan yöntemleri ise
şöyle özetliyor: “Primer dismenore’nin tedavisinde non-steroid anti inflamatuar
grubu olarak tanımlanan ağrı kesiciler oldukça etkilidir. Bu ağrı kesicilerin
kullanımına adet başlamadan bir ya da iki gün önce başlandığında daha etkili
olur. Ağrı kesicilerle yeterli sonuç alınamadığı durumlarda, uygun kişilerde
doğum kontrol hapları da kullanılabilir. Doğum kontrol hapı kullanımının
mantığı yumurtlamanın engellenmesiyle ağrının kontrol altına alınmasıdır.
Özellikle omega-3 ve magnezyum gibi bazı besin takviyeleri de zaman zaman gerek
ağrının gerekse de adet öncesi mide-bağırsak değişiklikleri, iştah
değişiklikleri, duygu durum değişiklikleri gibi problemlerin azaltılmasında
yardımcı olabilir. Sekonder dismenore’de ise altta yatan hastalık tespit
edildikten sonra buna yönelik tedavi düzenlenir. Bu amaçla gerektiğinde
laparoskopi adı verilen yöntemle karın içi organlar incelenebileceği gibi ve
birtakım cerrahi işlemler de uygulanabilir.”
YORUMLAR