BM Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) açıkladığı rapora göre, dünya genelinde 13-15 yaş arasındaki her iki gençten biri okul ya da okul çevresinde şiddete maruz kalıyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, akran zorbalığının dört şekilde ortaya çıktığını söyledi.
Zorbalığın dört türü var
Akran zorbalığını “Aralarında güç eşitsizliği olan çocuklar arasında sürekli ve tekrarlanan birtakım rahatsız edici ya da zarar verici davranışlar” olarak tanımlayan Yrd. Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Zorbalık dediğimiz zaman dört farklı şekli olduğunu görüyoruz; fiziksel, sözel, sosyal ve siber zorbalık. Fiziksel zorbalıkta vurma, itme, tekmeleme, tükürme gibi daha çok fiziksel hareketler ile yapılan bir zorbalık türünden bahsediyoruz. Sözel zorbalıkta ise çocuğu aşağılama, küçümseme, lakap takma, hakaret etme gibi sözel davranışlar var. Sosyal zorbalıkta yine çocuğu dışlama, hiç yokmuş gibi davranma şeklinde sosyal sonuçları olan zorbalık türünden bahsediyoruz. En son siber zorbalıkta ise yine hepimizin bildiği gibi internet ortamında ya da sosyal medyada rahatsızlık verici birtakım yazılar paylaşma ya da fotoğraflar paylaşmadan bahsediyoruz.”
Zorbalık ve güvenli bir arkadaşlık anlatılmalı
Çocuklar zorbalıkla ilgili bilgilendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, “Çocuklar mutlaka bilgi sahibi olmalı çünkü çocukların birçoğu aslında zorbalığa maruz kaldığını anlayamayabiliyor.Bu nedenle, hangi davranışların zorbalık olarak kabul edileceğini ya da normal, sağlıklı ve güvenli bir arkadaşlık ilişkisinin nasıl olması gerektiği çocuklara mutlaka anlatılmalı. Onlar da bunun dışında bir davranışa maruz kaldıklarında bunun olması gerekenin dışında olduğunu anlayabilsinler” diye konuştu.
Çocukla güvenli iletişim kurulmalı
Çocukların zorbalığa maruz kaldıklarında bunu yetişkinlerle paylaşabilmeleri için öncelikle güvenli ve iyi iletişim kurdukları birtakım yetişkinlerle temas halinde olmalarının önemine işaret eden Gökten, şunları söyledi:
“Bu nedenle bir çocuğu yetiştirirken aslında en önemli konulardan biri onunla sağlıklı ve güvenli bir iletişim kurabilmektir. Böyle olduğu zaman çocuk uğradığı olumsuz bir davranışı gelip bir yetişkine rahatlıkla açabilir. Bazen çocuklar zorbalığa maruz kaldıkları halde bunu yetişkinlerle paylaşmaktan son derece kaçınırlar. Bunun birçok sebebi olabilir. Öncelikle çocuk utanıyor olabilir uğradığı zorbalık nedeniyle ya da bu durumu kendi suçu olduğunu düşünüyor olabilir. Bir başka sebebi de zorbalığı yapan çocuk tarafından yeniden zarar göreceği endişesini taşıyor olabilir. Bu nedenle çocukların bize anlatmadan önce verebileceği birtakım uyarı işaretlerine de çok çok dikkat etmek gerekir.
Okula gitmek istemiyorsa dikkat!
Örneğin bir çocuk okula gitmek istemiyor, okul dışında arkadaşlarıyla bir araya gelmekten kaçınıyorsa ya da anne babasına okul arkadaşlarıyla ilgili hiçbir şeyden bahsetmiyorsa bunlar önemli ipuçları olabilir. Bunun dışında yine çocuğun kendiyle ilgili olumsuz birtakım ifadelerde bulunması ya da zaman zaman eşyaları üzerinde ya da kendi vücudu üzerinde birtakım zararların fark edilmesi ve çocuğun bunları size açıklamakta zorlanması, uykusunda iştahında değişiklikler olması.”
Uyku sorunları da haberci olabilir
Akran zorbalığına uğrayan çocuğun uyku düzeninin de değişebileceğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, “Öncesinde rahatlıkla uyuyabilen çocuğun sık sık uyanması ya da uykuya dalmakta zorlanması, kabuslar görmesi gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bazen bazı çocuklarda duygu durumunda birtakım dalgalanmalar görülebilir. Öncesinde daha sakin olan bir çocuk daha öfkeli, zaman zaman öfke atakları geçirebilen bir çocuk haline gelebilir. Sıkça açıklanamayan ağlama krizleri de bizim için uyarı işaretleri olmalıdır” uyarısında bulundu.
YORUMLAR