Günümüzde insanların
ömrünün giderek uzaması bu hastalıkla daha çok karşılaşılmasına neden oluyor. Acıbadem
Fulya Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Geysu Karlıkaya, Alzheimer’ın bunama
(demans) sebeplerinden sadece bir tanesi olduğunu belirtirken, toplumda bu
hastalığa karşı doğru bilinen birçok yanlış olduğunu, hastalığa yönelik
bilinçlenmenin ise zorlu süreci hafifleteceğini vurguluyor. Prof. Dr. Geysu
Karlıkaya, 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü kapsamında yaptığı açıklamada Alzheimer’ın
önlenip önlenemeyeceğine yönelik bilgiler verdi, toplumda Alzheimer ile ilgili
doğru bilinen yanlışları anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Unutuyorum… Eyvah!
Alzheimer hastası oldum… YANLIŞ!
DOĞRUSU: Arada bir isim veya eşyaların yerini unutmak
veya randevu kaçırmak, daha sonra hatırlamak şartıyla hepimizin başına gelebiliyor.
Alzheimer hastalarında ise sonradan hatırlama kısmı gerçekleşmezken, unutkanlık
ilerleyici ve günlük yaşantıyı etkileyecek düzeyde oluyor. Unutkanlığın yanı
sıra kişilik değişikliği, problem çözme becerisinde bozulma, daha önce
kazanılmış becerilerin kaybı gibi bulgular da görülebiliyor.
Bunama = Alzheimer
hastalığı! YANLIŞ!
DOĞRUSU: Demans
yani bunamanın onlarca farklı sebebi var. Alzheimer hastalığı sadece en sık
görülen demans olma özelliğini taşıyor. Alzheimer hastalığı dışında Parkinson
hastalığı vb. başka hastalıklar, vitamin eksiklikleri, hormonal bozukluklar, enfeksiyonlar
veya kanser türleri de bunamaya sebep olabiliyor. Her hastalığın tedavisi
farklı olduğu için de her hastada ayırıcı tanının dikkatle yapılması gerekiyor.
Alzheimer
hastalığı yaşlanmanın doğal sonucudur! YANLIŞ!
DOĞRUSU: Alzheimer
hastalığı yüzde 90 oranında ileri yaşta ortaya çıkıyor. 65 yaşından itibaren
görülme sıklığı yüzde 10 iken, bu oran 85 yaş üzerinde yüzde 50’lere ulaşıyor.
Aslında yaşın ilerlemesi ile herkeste birlikte öğrenme kapasitesinde azalma ve hafif
unutkanlık olabiliyor. Ancak bu unutkanlık hiçbir zaman günlük yaşantıyı
etkileyecek şekilde ilerlemezken, Alzheimer hastalarında ise günlük yaşantıyı
etkileyen, hemen hemen sürekli ve ilerleyici bir hafıza kaybı görülüyor.
‘Annem Alzheimer
hastası, ben de olacağım!’ YANLIŞ!
DOĞRUSU: Alzheimer
olgularının yüzde 5’inden daha azı kesin olarak genetik bir geçiş gösteriyor.
Bu olgularda bulgular genellikle erken yaşlarda, 40-50 yaş civarında başlıyor.
Yüzde 95 oranındaki olguda ise genlerin etkisi yine görülmekle birlikte daha
azalıyor. Örneğin; anne, baba veya kardeşinizde Alzheimer hastalığı 65 yaşından
sonra başlamışsa riskiniz, ailesinde Alzheimer hastası olmayan birinden
yaklaşık 3 kat daha yüksek oluyor.
Takviye ürünler
Alzheimer hastalığını önleyebilir! YANLIŞ!
DOĞRUSU:Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Geysu Karlıkaya “Vitamin E, B, C, ginkgo biloba,
folat ve selenyum gibi takviye ürünlerin Alzheimer hastalığını önlediğine
yönelik herhangi bir bilimsel kanıt yoktur” diyor.
Alzheimer
hastalığı bir kan testi ile anlaşılabilir! YANLIŞ!
DOĞRUSU: Bazen
nadir görülen erken yaşta başlayan ailevi Alzheimer hastalarında kan tetkiki
ile genetik inceleme sonucunda kesin tanı konulabiliyor. Bu hastalarda pozitif
gen saptanması ileride Alzheimer hastalığı gelişeceği anlamına geliyor. Nadir
görülen erken başlangıçlı genetik geçişli olgular dışında, Alzheimer
hastalığının kesin tanısı ancak beyin dokusunun mikroskop altında patolojik
olarak incelenmesi sonucunda konulabiliyor.
Alzheimer hastaları
sinirli olur ve sakinleştirici ilaç gerekir! YANLIŞ!
DOĞRUSU: Onlar
odada yokmuş gibi davranılması, hızlı ve karmaşık cümlelerle konuşulması, karar
verme yetileri azalmışken yiyecek ve giyecek için çok seçenek sunulması kafa
karışıklığı yaşamalarına sebep olabiliyor. Bazı hastalarda sık görülen öfkenin
altında genellikle ifade edilemeyen bir sorun yatıyor. Alzheimer hastasıyla
konuşurken, yakınında olun ve göz teması kurun, basit kelimelerden oluşan kısa
cümleler kurun, rahatlatıcı sakin bir ses tonuyla konuşun, vücut diline dikkat
edin. Ayrıca onlar için kolay giyilecek kıyafet, ayakkabı ve kolay yenebilecek
yiyecekler seçin. Bu davranışlar onları rahatlatacaktır.
Alzheimer
Hastalığı Önlenebilir. KISMEN YANLIŞ!
DOĞRUSU: Yapılan
büyük gruplu çalışmalar; bulmaca çözen, dama oynayan, zihinsel olarak aktif
kalan (yeni dil öğrenme, müzik aleti çalmayı öğrenme), sosyal olarak aktif olan
(konser ve müze vb. etkinlikler), düzenli egzersiz yapan, diyabet ve
hipertansiyon gibi kronik hastalıklarını kontrol altına alan ve meyve ile
sebzeden zengin Akdeniz diyeti ile beslenen kişilerde Alzheimer oranının
istatistiksel olarak daha düşük olduğunu ortaya koyuyor. Ancak tek tek kişi
bazında bu aktivitelerin yararı konusunda yeterli veri bulunmuyor. Genel vücut
sağlığı için yararlı olan şeylerin, beyin sağlığı için yararlı olduğunu akılda
tutacak şekilde bir yaşam tarzının erken yaştan itibaren edinilmesi önemli.
Alzheimer
hastalığında tedaviye erken başlanması çok önemli. KISMEN YANLIŞ!
DOĞRUSU: Alzheimer
hastalığını tedavi eden veya ilerleyişini durduran bir ilaç halen mevcut değil.
İlk bulgular genellikle beyindeki değişikliklerden 20-30 yıl sonra ortaya çıkıyor.
Tedavide kullanılan ilaçlar, beyin hücrelerinin birbiri ile iletişimini
kolaylaştırmaya yönelik olup, belli sayıda hastada, hastalığın ilerleyişini
kısa süre için yavaşlatıyor. Bu ilaçların beyindeki patoloji veya hastalık
süreci üzerine etkisi olmadığı için tedaviye erken veya geç başlanması ile
hastalığın uzun süreli seyrinde de değişiklik gözlenmiyor. Ancak tanının
netleştirilmesi, farklı tedaviler gerektiren hastalıkların ayırt edilebilmesi
ve yaşam kalitesini arttırmaya yönelik farklı tedaviler uygulanabilmesi için
şikayetler fark edildiğinde hekime başvurulmalı.
Alzheimer
hastaları etraflarında ne olup bittiğini anlayamaz, bizi tanımadığı için
yanında olup olmamamız veya zaten unutacağı için ziyarete gidip gitmememiz çok
farketmez. YANLIŞ!
DOĞRUSU: Nöroloji
Uzmanı Prof. Dr. Geysu Karlıkaya “Alzheimer hastaları kişileri, tarihleri,
olayları, az önce yedikleri yemeği hatırlamayabilir, ancak bu geçmişlerini
unuttukları ve etraflarında olanları hissetmedikleri anlamına gelmez. İfade
sorunları olması sebebiyle duygularını ifade edemeseler de farkındalıkları
genellikle göründüğünden çok daha fazladır. Bazen bir kişi, bir yer, bir ses veya görüntü
duygusal hafıza üzerinden olumlu-olumsuz dışarıdan fark edilemeyen yoğun
duygulara yol açabilir. Sabırla; bazen konuşarak, bazen dokunarak, elini
tutarak, bazen sevdikleri müzikleri dinleterek onlara ulaşabilirsiniz” diyor.
YORUMLAR