190 Hafızlı icazet coşkusu
190 hafızın icazet aldığı törende konuşan Diyanet İşleri Başkanlığı Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanı Osman Şahin, 'Eğer tarihte olduğu gibi şanla, şerefle yeniden büyük devlet olmak istiyorsak, büyük millet olmak istiyorsak tek çaremiz Kur'an-ı Kerim'e sarılmaktır' dedi.
Onikişubat, Dulkadiroğlu ve
Türkoğlu İlçe Müftülüklerine bağlı yatılı Kur’an kurslarında hafızlık eğitimini
tamamlayan 190 hafız için Abdülhamit Han Camii’nde “Hafızlık İcazet Merasimi”
programı düzenlendi.
Kahramanmaraş İl Müftülüğü öncülüğünde Onikişubat, Dulkadiroğlu ve Türkoğlu İlçe Müftülüklerine bağlı yatılı Kur’an kurslarında hafızlık eğitimini tamamlayan 190 hafız için Türkiye’nin 3. büyük camisi olan Abdülhamithan Camii’nde görkemli bir tören düzenlendi.
On binlerce Kur’an-ı Kerim aşığının doldurduğu Abdülhamithan Camii’nde düzenlenen programaDiyanet İşleri BaşkanlığıMushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanı Osman Şahin, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Davut Kaya, Kahramanmaraş İl Müftüsü Celal Sürgeç, Onikişubat İlçe Müftüsü Abdullah Demir ve Türkoğlu İlçe Müftüsü Abdullah Rençberyanı sıra hafızlar ile on binlerce yakınları katıldı.
İl Müftüsü Celal Sürgeç’in büyük özverisiyle hazırlanan Hafızlık İcazet Merasimi Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Davut Kaya’nın Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Program Kur’an Kursu öğrencilerinin şiir, ilahi ve ezan okumasının ardından protokol konuşmalarıyla devam etti.
“HİÇBİR MAZERETİMİZ YOK”
Diyanet İşleri Başkanlığı Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanı Osman Şahin yaptığı konuşmada artık hiç kimsenin Kur’an’ı Kerim’i öğrenme imkanı bulamadım diyecek bir mazeretinin olmadığını söyledi. Şahin, “Bizim elimizde Kur’an gibi bir deniz misali bir bahr-ı umman var ama istifade etmesini bilmiyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığımız yediden yetmişe herkese kurslar açıyor. Bakın bu millet geçmişte çok acı günler gördü. Besmele çektiği için hapisler gördü, cezalar yedi ama bugün Allah’a çok şükür ülkemizin her bir tarafında camilerimizde Kur’an kurslarımızda her yerde Kur’an-ı Kerim öğretiliyor. Artık ben Kur’an öğrenme imkanı bulamadım diyecek bir mazeretimiz yok. Bu mekanlara gitmesek bile artık iletişim dünyası o kadar ilerledi ki, medya elimizin altında, bilgisayardan internetten değişik programlardan bile Kur’an-ı Kerim’i öğrenme imkanlarımız var. Onun için gelin ne olur Kur’an-ı Kerim’i okumasını bilmeyenlerimiz varsa bu imkanlardan istifade edelim Kur’an-ı Kerim’in öncelikle lafzıyla tanışalım. Bakın bizim Kur’an’a karşı görevlerimiz var. Öncelikle ona Allah’ın kitabı olduğuna, bütün ayetlerin Allah’tan geldiğine adımız gibi iman etmektir. Hem de ayetleri arasında bir tefrika yapmadan. Şuna inanırım buna inanırım demeden, bu işime gelir bu işime gelmez diye ayırt etmeden. Çünkü Allah’ın ayetleri arasında ayrım yapmak bizim haddimiz değil, imanımızı götürür” dedi.
“İŞTE O ZAMAN BU KUR’AN BİZE HAYAT VERECEK”
Bütün Müslümanların ilk vazifesinin Kur’an’ı bir bütün olarak kabul edip, hayatlarında yaşaması olduğunun altını çizen Şahin, “Onun için birinci vazifemiz Kur’an’ı bir bütün olarak kabul edip, hayatımızda yaşamaktır. Kur’an’ın Allah’ın kitabı olduğuna, bizi iki dünya saadetine ulaştıracağına bu şekilde iman etmektir. İkincisi madem ki Allah’tan bize bir kitap geldi, bizim için hayat reçetesi, her türlü işimize çare olan bir kitaptır bu neden açıp okumasını öğrenmiyoruz? O zaman öğreneceğiz. Üçüncüsü bu kitabın başlığını değil, içinde Allah bize dünya ve ahiret mutluluğumuza yönelik ne gibi emirler, ne gibi prensipler koymuş onları öğrenmekte bir mümin olarak hepimizin vazifesidir. İşte o zaman bu Kur’an bize hayat verecek, şeref katacak.” şeklinde konuştu.
“MÜSLÜMANLAR OLARAK DİMDİK AYAKTA DURMASINI BİLMİYORUZ”
İslam dünyasına eleştirilerde de bulunan Şahin, “Eğer tarihte olduğu gibi şanla, şerefle yeniden büyük devlet olmak istiyorsak, büyük millet olmak istiyorsak tek çaremiz Kur’an-ı Kerim’e sarılmaktır” dedi. Kudüs meselesinin çözülmeme sebebinin Müslümanların dimdik ayakta duramamasına bağlayan Şahin, “Kur’an ile dirilmektir. Kur’an ile yeniden hayat bulmaktır. Kur’an’ın prensiplerine göre yaşamaktır. Bakın bugün dünyada çok acı günler yaşıyoruz, Müslümanlar olarak çok üzüntülü günlerden geçiyoruz. Bakın yıllardır bitmeyen bir acımız var Kudüs. Çözülemiyor, neden? Çünkü biz Müslümanlar dimdik ayakta durmasını bilmiyorlar da ondan. Çünkü biz Kur’an’a kulaklarımızı tıkadık ta ondan. Allah bize Kur’an sizin şerefinizdir diyor, biz Kur’an’ı okumasını bilmiyoruz. Anlamak için de gayret sarf etmiyoruz. Halbuki bizi ayağa kaldıracak olan Kur’an’ın prensiplerine uymaktır. Bizim dirilişimiz bundan geçer. Biz biraz sloganlarla hareket etmeyi seviyoruz. Ama üzerimize düşen vazifeleri yapmak konusunda ihmalkarız” ifadelerini kullandı.
“KAHRAMANMARAŞ AŞKINI ASLA YİTİRMEDİ”
Kahramanmaraş’ın İslami ilimlerin temelini oluşturan Kur’an hafızlığı noktasında aşkını asla yitirmediğine dikkat çeken Kahramanmaraş İl Müftüsü Celal Sürgeç ise “Kahramanmaraş tarihin en derinliklerinden İslam’ın, Kur’an'ın,vatanın,milletin, memleketin ve devletin yanında yer almış olan kahramanşehrimiz,İslami ilimlerin temelini oluşturan Kur'an hafızlığı noktasında asla aşkını,muhabbetini yitirmemiştir.Bu şehrimizde bir ara Kur'an hafızlığı azalsa bile sönmemiştir.Bu vesileyle en sıkıntılı dönemlerde din hizmetleri olarak hafız yetiştiren hocalarımı rahmetle yad ediyorum.Yine sıkıntılı dönemlerde bireysel olarak evinde hafız yetiştiren Bahçeci hocamı rahmetle anıyorum.Onların gayretleriyle devam eden Kur'an hafızlığı ile sonraki yıllarda Kahramanmaraş günden güne hafızlık konusunda marka olmaya başladı.Bu vesileyle Kur’an hizmetine,Kur’an’ın hafızlığına çalışan gayret eden, maddi ve manevi yardımlarını esirgemeyen Kahramanmaraş insanlarına teşekkür ediyorum.Özellikle hafızlarımızı yetiştiren hocalarımızdan Allah razı olsun. Artık bundan sonra yapacağımız en önemli şey öyle merdiven altı küçük yerlerde hafızlık Kur'an kursları açma yerlerine Kur'an’ın izzetine,şerefine yakışır ve yaraşır şekilde kolej türü hafızlık Kur'an kurslarını açmamız lazım.Öğrencilerimiz orada eğitimlerini alırken o binalar içerisinde, o külliyeler içerisinde hafızlıkla beraber hafızlığın manası üzerindede düşünmeye başlarlar.Hafızlarımıza şunu tavsiye ediyorum.Kur’an-ı Kerim’in hem hafızı hemde muhafızı olsunlar. Hafızlık müesseselerin oluşmasına, yeşertilmesine,yaşatılmasına katkı sunan kardeşlerimize tekrardan teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
Protokol konuşmalarının ardından hafızlar tekbirler eşliğinde geçiş töreni ile konuşmaların yapıldığı alana geldi. Hafızlık icazet töreni, hafızlara diplomaları ve hediyelerin takdimi edildi. Program, Osman Şahin’in Kur’an tilaveti ardından Davut Kaya’nın hatim duasıyla son buldu.