Afşinli Muhtarlar, 35'inci Muhtarlar toplantısına katıldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki 35. Muhtarlar Toplantısı'nda, Kahramanmaraş, Çanakkale, Edirne, Erzincan, Eskişehir, İstanbul, Karaman, Kilis, Kırıkkale, Konya, Malatya, Manisa, Trabzon ve Uşak illerinden muhtarlarla bir araya geldi.
Afşinli
Muhtarlar, 35'inci Muhtarlar Toplantısına Katıldı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan, Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen mahalle ve köy muhtarları ile
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 35’inci kez bir araya geldi. Muhtarlar buluşmasına, Afşin’den Büyüksevin
Mahallesi Muhtarı Bekir Aytaç, Emirilyas Mahalle Muhtarı Ethem Seven ve
Çukurpınar Mahalle Muhtarı Süleyman Akkaya katıldı. Kahramanmaraş Valiliğinin
davetiyle toplantıya katılan Afşinli muhtarlar, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Cumhurbaşkanı
Erdoğan ile bir araya gelerek mahallelerinin sıkıntılarını içeren dosyayı
iletti. Toplantının ardından açıklamalarda bulunan Büyüksevin Mahallesi Muhtarı
Bekir Aytaç, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan muhtarlarımız ile
buluşmaya devam ediyor. Afşin’imizden muhtarlarımız daha önceki toplantılara
katılmıştı. Bizlere de 35’inci muhtarlar buluşmasında, Cumhurbaşkanlığı
Külliyesi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldik"
dedi. Muhtar Aytaç, Binboğa Gölet'inin biran önce yapılması için yetkililere
dosya verdiğini belirtti. Toplantının sonunda, muhtarların mahalle sınırlarında
öncelikli ihtiyaç arz eden taleplerin yer aldığı bir dosyayı yetkililere
sunduklarını söyleyen Aytaç," Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından
başlatılan, Afşin'e yapılacak olan Binboğa Göleti projesinin hızlandırılması ve
yapılmasını içeren bir dosyayı Cumhurbaşkanlığı yetkililerimize teslim ettik.
Binboğa Göleti bölgemiz çiftçileri için çok önemli. Gölet yapıldığında 5 milyon
metreküp su depolayıp 11 bin dekar arazi sulayacak ve çiftçilerimiz sulu
tarımdan faydalanacak. Çiftçilerimiz, yağmurlama ve damlama gibi modern sulama
teknikleri sayesinde yöre çiftçilerinin gölet sayesinde büyük gelir artışları
sağlayacak ve bölgenin sevinç kaynağı olacak." açıklamasında bulundu.
Erdoğan, konuşmasında Külliyesi'ndeki 35. Muhtarlar Toplantısı'nda şu görüşlere
yer verdi: "Hatırlayınız, Gezi olaylarıyla milletimizin içinde hayat tarzı
ve ideolojik farklılıklar üzerinden bir çatlak oluşturmaya çalıştılar. Kısa
sürede oyun deşifre oldu ve provokatörler ortada kaldı. Oyunun arkasında kimler
vardı? Dış güçler vardı. Ve onlar güçlenen Türkiye'yi parçalamak istiyorlardı.
'Sen köprüler yapacaksın öyle mi, sen denizin altından raylı sistemler
yapacaksın öyle mi, denizin altından otomobil sistemlerini kuracaksın öyle mi,
sen insansız hava araçları yapacaksın öyle mi, sen hızlı raylı sistem, bunları
yapacaksın öyle mi? Yok, biz sana izin vermeden bu adımı atamazsın.' bunu
dediler. Ne oldu? Oyun açığa çıktı. Biz durduk mu, durmadık. Onlar bunları
yaptıktan sonra bak, Körfez'de Osmangazi açıldı. Ardından Yavuz Sultan Selim
Köprüsü, ardından Avrasya Tüneli açıldı. Durmak yok yola devam, daha
yapacağımız çok şey var." Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart'ta Çanakkale
Köprüsü'nün temelinin atılacağını belirterek, "Bu da dünyada ilk olacak,
böyle bir farklılığı, 5 bin metreyi aşan bir uzunluğu olan bir köprü. Şimdi
bunun heyecanını yaşıyoruz. İnşallah 2023'e o köprüyü de yetiştireceğiz. Çünkü
Türkiye'ye ve bu millete bunlar yakışır. Bundan dolayı çıldırıyorlar,
kıskanıyorlar. 'Sen kalkacaksın dünyanın bir numaralı havalimanını yapacaksın,
olur mu öyle şey?' Onun için 'Bak, paranı kısarız, dolarını kısarız.' Neyi
kısarsanız kısın. Evelallah bu millet, küllerinden doğarak yine sizleri boğar.
Hiç bundan endişemiz yok." ifadesini kullandı. "Millet safını ona
göre belirledi" Erdoğan, 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişiminde
hukuk, adalet duygusu üzerinden bir saldırı başlatıldığını belirterek,
"Millet orada da hemen tezgahı gördü, safını ona göre belirledi."
dedi. Erdoğan, bölücü terör örgütünün de çukur eylemleriyle bir yandan
olayların yaşandığı yerlerdeki vatandaşları devletinden koparmak, öte yandan da
diğer bölgelerdeki vatandaşları kışkırtmak istediğine dikkati çekti. Erdoğan,
şu değerlendirmelerde bulundu: "Batı'dan gelenler doğru Güneydoğu'ya
gittiler. Ama bunlar ahlaksız. Oraya gidiyorlar, oralardaki belediyeler
devletin iş makinalarıyla o çukurları açıyorlar. Bunları görüyorlar ve hala
onları savunuyorlar. Bir belediye çukuru ne için açar? Ya kanalizasyon için
açar, ya içme suyu için açar, ya elektrik kabloları çekilsin diye açar, ya
bütün bunlarla beraber doğal gaz gelmişse oraya doğal gaz için açar. Bunların
hiçbiri bunun için açılmış değil. Ya? Güvenlik güçleri oralara girmesin diye bu
kanallar açılmış. Güvenlik gücü ne için var? Vatandaşının can güvenliğini
sağlamak için var. Ey Batı, siz bunları savundunuz, bunların arkasında
durdunuz, bunların yanında yer aldınız. Sizin bu dünyada özgürlük diye bir
derdiniz, sıkıntınız yok. Özgürlük bu değil. Özgürlük, bu insanlara insanca
yaşama erdemini huzurlarına getirmektir. Biz onun mücadelesini veriyoruz.
Özgürlük Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden geçer, MARMARAY'dan geçer, Avrasya
Tüneli'nden geçer, Osmangazi Köprüsü'nden geçer, şimdi yapılıyor Çanakkale
Köprüsü'nden geçer, özgürlük inşallah bir numaralı havalimanından geçer."
"Ne inanç özgürlüğüne, ne fikir özgürlüğüne yasak gelmemiştir"
"Ne inanç özgürlüğüne, ne fikir özgürlüğüne, ne düşünce özgürlüğüne bu
ülkede asla bugüne kadar yasak gelmemiştir, bundan sonra da
gelmeyecektir." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiçbir yerde oyuna gelmeyen
milletin terör örgütüne tarihinin en büyük darbesini vuran devletine
güvendiğini ve onun yanında yer aldığını belirtti. "DEAŞ tamamen artık
kaçıyor" Erdoğan, Suriye sınır hattı boyunca terör hattı oluşturularak
Türkiye'nin kardeşleriyle, geleceğiyle, tarihiyle irtibatını kesmenin hesabına
girildiğine dikkati çekerek, terör örgütleri DEAŞ, PYD, YPG'nın oralardan
Kilis'i, Gaziantep'i, Hatay'ı Şanlıurfa'yı, sınırdaki ilçeleri vurmaya
çalıştığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "İşte,
'sabır' dedik sonunda dedik ki 'Hayır, artık buralara girilecek'. Özgür Suriye
Ordusu ile beraber Cerablus'tan başladık Er Rai, El Bab'a kadar girdik ve şu
anda yoğun bir şekilde oralardaki kuşatma harekatı devam ediyor ve DEAŞ tamamen
artık kaçıyor ve PYD, YPG onlarla da bu mücadele kararlı bir şekilde sürüyor,
sürecektir. Çünkü bizi tehdit eden hangi unsur varsa o unsurları tehdit eden o
bölgelerden temizleyeceğiz. Hep, 'Terörden arındırılmış güvenli bölge' diyorum,
bu bizim hakkımız. Eğer o bölgelerden benim vatandaşım sürekli olarak tehdit
altındaysa biz ne yapacağız? Onlara karşı vatandaşımızı koruma altına almak
görevimiz var. Can, mal güvenliği, bunlar bizim için en önemli görevler, devlet
bunun için var. Bu adımları bunun için atıyoruz, atmaya devam edeceğiz."
"Bu kirli hesabın döneceği günler de yakındır" Irak'ta da benzer
oyunların hazırlıkları içinde olunduğunu ifade eden Erdoğan, Başbakan Binali
Yıldırım'ın beraberindeki bakanlarla Irak'a giderek önemli konuları
konuştuğunu, görüştüğünü anımsattı. Bundan sonraki süreçte Irak'ta da bu tür
şeylerin olmamasına yönelik temennisini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan,
şöyle konuştu: "DEAŞ denilen, YPG denilen örgütlere verilen gizli-açık
desteğin paratoner gibi dünyadaki tüm teröristleri, tüm sapkın tipleri
bölgemize ve ülkemize çekmelerinden kaynaklandığını çok iyi biliyoruz. Kimler
tarafından yapıldığını da çok iyi biliyoruz. Aslında çok kısa bir sürede
bitebilecek El Bab operasyonunun bu kadar uzamasının gerisindeki sebeplerin de
gayet iyi farkındayız. Herkesin bir hesabı varsa bu milletin, bu ümmetin,
hepsinden önemli Allah'ın da bir hesabı var. Bizim başımıza çorap örmeye
kalkanlar kendi başlarına ördükleri ağın farkında değiller. Atalarımızın dediği
gibi, 'Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner', inşallah bu kirli hesabın
döneceği günler de yakındır, hiç endişe etmeyin." "Fiziki
sınırlarımız başkadır, gönül sınırlarımız bambaşkadır" Cumhurbaşkanı Erdoğan,
dünyadaki çatışmaların özünde güç mücadelesinin yer aldığını vurgulayarak,
"Haklı da olsanız bunu hayata geçirebilmek için güçlü olmanız gerekiyor.
Biz bu coğrafyada önce Selçuklu ile ardından Osmanlı ile tarihte eşine ender
rastlanır büyüklükte ve güçlü devletler kurduk ve yönettik. Hala bu coğrafyada
yaşıyor, itibarımızı koruyor olabilmemizi, gücümüzü zulme dönüştürmememize,
herkese ve her kesime adil davranmaya borçluyuz. Cumhuriyet döneminde geçmişte
yaşanan kimi sıkıntılara rağmen özellikle son dönemde bu kuşatıcı, herkesi
kucaklayan yönetim anlayışımızı sürdürdüğümüze inanıyorum" ifadelerini
kullandı. "Bizim fiziki sınırlarımız başkadır, gönül sınırlarımız
bambaşkadır" diyen Erdoğan, fiziki sınırları 81 vilayette, 780 bin
kilometrekare vatan toprağında ve yurt dışındaki vatandaşlarla 83,5 milyon
nüfusun oluşturduğunu ancak gönül sınırlarının hududunun olmadığını söyledi.
"Daha bu temizlik bitmiş değil" 15 Temmuz darbe girişiminde 248
kişinin şehit, 2 bin 193 kişinin gazi olduğunu, sadece Külliyenin etrafında 29
şehit, 36 gazinin bulunduğunu anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Darbe
girişimi sonrasında FETÖ'ye yönelik operasyonlarda 43 bin kişi tutuklandı, 95
bin kişi kamudan ihraç edildi. Şimdi bazıları diyor ki 'Bu insanlar mağdur
edilmiyor mu?' Ne mağduru? Doğu Almanya-Batı Almanya birleşmesinden sonra
devletin yapılanmasında ne kadar kişi devletten çıkarıldı biliyor musunuz? 600
bin kişi çıkarıldı. Siz ne zannediyorsunuz? Bir devlete ihanet olacak ve bu
ihanet edenler devletin içinde olacak, siz yeniden bir inşa, ihya hareketi
yapacaksınız, hala bu mikroplar, virüsler, hainler orada duracak. Böyle bir şey
olamaz. Daha bu temizlik yapılmış, bitmiş değil. Daha çok işimiz var. Bu
bitecek. Bitmeden olmaz." "Hans'ın, George'un, şunun, bunun
hazırladığı raporlar bizi bağlamaz" Türkiye'ye ekonomi alanında da
saldırılar olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu: "Döviz kuru
üzerinden ekonomimize darbe vuruluyor. Tüketicileri ve üreticileri tedirgin
ederek ekonomiyi yavaşlatmak için her yola başvuruyorlar. Yatırımları
engellemek, yatırımcıları ürkütmek için her fırsat kullanılıyor. Avrupa Birliği
başta olmak üzere pek çok uluslararası kuruluş, ülkemize karşı haksız ithamlar
yöneltiyor, tavırlar ortaya koyuyor. 'Müttefik' dediğimiz, 'stratejik ortak'
dediğimiz ülkelerin yalanlarını, iki yüzlülüklerini, riyakarlıklarını, husumet
derecesine varan tutarsızlıklarını saymıyorum bile. Ama tekrar söylüyorum; ne
raporu hazırlarsanız hazırlayın, bizim raporumuzun sahipleri buradadır.
Hans'ın, George'un, şunun, bunun hazırladığı raporlar bizi bağlamaz. Bizi
Ahmet'in, Mehmet'in, Ayşe'nin, Fatma'nın hazırladığı raporlar bağlar, olay
budur." "Vatanımız üzerinde operasyona müsaade etmeyeceğiz"
"Sanıyorlar ki her yerden saldırırsak Türkiye'ye diz çöktürürüz, Türk
Milletini pes ettiririz." diyen Erdoğan, buna karşı cevabın "tek
millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" olduğunu vurguladı. Erdoğan,
"780 bin kilometrekareyle tek vatan, kimse bu vatanda operasyon yapamaz.
Yok bilmem 'Güneydoğu şunların, Doğu bunların olacak.' yok böyle bir şey. İşte
bak, şu anda Cudi'de kimler var? Mehmedimiz var. Kimler var şehirlerde?
Polisimiz var. Kimler var? Gönüllü korucularımız var. Gabar'da, Besler
Dereler'de, her yerde varız, var olacağız ve asla vatanımız üzerinde operasyona
müsaade etmeyeceğiz." değerlendirmesini yaptı. "Artık atacak
kurşunları kalmadı" Erdoğan, "Bu ülkeyi etnik köken üzerinden
bölemediler, mezhep, meşrep üzerinden bölemediler. Terör örgütleri üzerinden
parçalayamadılar. Ekonomi üzerinden yıkamadılar. Artık atacak kurşunları kalmadı.
Bundan sonra sıra bizde, bir kez daha ilan ediyorum; Türkiye, savunma durumunu
terk edip hücum pozisyonuna geçmiştir. Kimsenin gelip ülkemizde bizi terörle,
ekonomiyle, ihanet çeteleriyle hırpalamasına izin vermeyeceğiz. Tehdidin
kaynağı neredeyse gidip orada yılanın başını ezmekte kararlıyız, bunu böyle
bilin. Suriye'deki operasyonlarımızda buna başladık. Terör örgütleriyle
mücadelemizi artık bu anlayışta yürütüyoruz. Irak'taki gelişmelere aynı
yaklaşımla müdahil olacağız." dedi. "Hiç kimse merak etmesin"
"Türkiye'nin yanında olmayan karşısındadır" prensibiyle mücadele
alanını genişleteceklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti: "Bizi
gömmeye çalışanlara cevabımızı, bayrağımızı en yükseğe dikerek, ezanımızı en
gür sedayla okuyarak, birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirerek vereceğiz. Hiç
kimse merak etmesin, Türkiye bunu başarabilecek güce, imkana, azme, kararlılığa
sahiptir." (HABER MERKEZİ)