Ali Avgın: "Maraş Mevlevihanesi yeniden inşa edilmeli"
Hazreti Mevlana'nın ahirete irtihalinin 774'üncü yıldönümü dolayısıyla KSÜ Kültür ve Medeniyet Topluluğu tarafından ''Hazreti Mevlana, Maraş Mevlevihanesi ve Han Duvarları Romanı' söyleşi programı düzenlendi.
KSÜ Cahit
Zarifoğlu konferans salonunda düzenlenen programda açılış konuşmasında KSÜ Rektör
Yardımcısı Prof. Dr. Fatih Kıllı, “Hz. Mevlana deyince akan sular duruyor.
Nasıl ki bir okyanusu bir damla ile tarif etmek mümkün değilse bizim gibi tabii
aciz bir insanın da manevi aleminin padişahı olan bir şahsı tarif etmek zor
olsa gerek diye düşünüyorum. Kendisi hayatını şöyle ifade ediyordu; ‘’Hamdım,
piştim ve yandım.’’ şeklinde bu hayatı ifade etmişti. Kendisi yaşadığı süre
içerisinde de kutsi bir hadis olan Cenab-ı Allah’ın O’nun yüzü suyu hürmetine
yarattım diye ifade etmiş olduğu Peygamberimize duymuş olduğu aşkla yaşayan bir
şahıs olarak şunu da bize gösteriyordu. Yapılan her işte, yapılması gereken her
şeyde mutlaka aşk ile yönelmenin gerekli olduğunu belirtiyor. Bu bize yön
veriyor, hayatımıza şekil veriyor. Ölüm gününü Şeb-i Arus olarak ifade etmiş
olan ifade etmiş olan bir zatı anmaya çalışacağız” dedi.
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Görevlisi Mesut Bilginer, Hz. Mevlana ve Mevlevilik konusunda yaptığı konuşmasında şunları söyledi;
‘’Hazreti Mevlana kimdirden önce kim değildirden bahsetmek istiyorum. Maalesef günümüzde bazı tipler türedi. Batıdan ithal kavramlarla her şeyi izah edebileceklerini zannediyorlar. Hazreti Mevlana, hatta hazrette demiyor. Mevlana düşünürdür diyor. Evet, Cenab-ı Allah Kuran-ı Kerim’in birçok yerinde düşünmemizi emrediyor. Akletmez misiniz, akıl sahipleri için ibretler vardır diyor. Hazreti Mevlana sadece düşünürdü, yok böyle bir şey. Tefekkür ederdi ama ibadet ederdi. Bizlerin takat getiremeyeceği kadar çok ibadet ederdi. Dolayısıyla düşünür kavramı hele hele hümanist kavramı Hazreti Mevlana’yı ihya etmez ve izah etmez. Hazreti Mevlana bir rubaisinde şöyle söylüyor; Ben Kuran’ın kölesiyim, Hazreti Muhammet Mustafa’nın yolunun tozuyum toprağıyım. Kim beni bundan başka izah etmeye çalışırsa o izahtan da şikayetçi olurum, o sözden de şikayetçi olurum. Dolayısıyla Hümanistti, düşünürdü kavramlarla Hazreti Mevlana’yı anlamaya ve anlatmaya çalışmak Anglo Saksonların işidir, Frankofonların işidir. Bir Müslüman Hazreti Mevlana’yı öyle anlamaya ve anlatmaya çalışmaz. Çünkü kendisini Peygamber Efendimizin yolunun tozunun toprağı olmakla tanımlıyor. Ben ancak böyle bir şeref kazanırım diyor.’’
Yaklaşık bir saat süren konuşmasında Hazreti Mevlana’nın hayatından ve kişiliğinden bahseden Mesut Bilginer, konuşmasının sonunda konu hakkında soruları cevaplayarak konuşmasını sonlandırdı.
Araştırmacı Yazar Ali Avgın, Maraş Mevlevihanesi’nin yeniden inşa edilmesinin gerektiğini belirterek kaleme aldığı kitaplar hakkında bilgiler verdi.
‘’Handuvarlarına, Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış hasbel kader eğer; Antepli Şeyhoğlu Satılmışım ben, diye yazsaydı. Neler olmazdı. Nice Televizyon dizileri, sinema filmleri ve romanlar yazılırdı.’’ Diyerek sitemde bulunan Araştırmacı Yazar Avgın, Maraş Mevlevihanesi yeniden bu şehre yeniden kazandırılmalıdır.’’ dedi.
Han Duvarları Kalbe Düşen Kor Romanında , Şeyh Selim
Efendi’nin şahsında da Mevlevi gelenekleri, usulleri, ritüelleri, musikileri ve
dervişlerin yaşantılarını nasıldır,
Bununla birlikte 110 yıl önceki Maraşın
sosyal dokusunu, idarecilerini Maraşın sokaklarını çarşılarını insan portrelerini
anlattıklarını belirten Ali Avgın şunları söyledi: ‘’ Mecazi aşk ve ilahi aşk
kavramlarını, romanımızda herkesin anlayacağı sade bir dille ve heyecan verici
bir kurgu ile, zaman zaman gözyaşlarınızı tutamayacağınız bir kurgu ile kaleme
aldık.Maraşlı Şeyhoğlu satılmışa Kahramanmaraşlılar olarak sahiplenmemiz
gerektiğini düşünüyorum. Geleceğe taşıyacağımız kültürel bir mirasımız olarak
görüyorum.’’
Program hatıra fotoğrafı ve hediye takdimi ile son buldu.