Atanamayanlar üniversiteleri tercih edebilir
Hak Sen Kahramanmaraş İl Başkanı eğitimci Fahri Kurt, atanamayan öğretmenlere yönelik bir dizi açıklama yaptı. Geçmiş dönemlerde eğitim fakültelerinden mezun olanların kolayca atanabildiğini hatırlatan Kurt, 'Son yıllarda eğitim fakültesi sayılarındaki artışlar ve buna bağlı öğrenci sayılarındaki yükselişle beraber sınav sistemi getirildi. Buna bağlı olarak rekabetçi bir ortam ve zemin doğdu.
Artık eğitim fakültelerinden mezun olan herkesin
göreve atanması, devletin bu alandaki ihtiyacının daralması ile birlikte daha
da zorlaşmıştır. Atanamayan öğretmenlerin üniversitelerdeki akademisyen boşluğunu
değerlendirmesinin faydalı olacağını düşünüyorum” dedi.
Ülke genelinde yaklaşık 1 milyon öğretmenin atama beklediğini, fakat 100 bin öğretmen alınacağını hatırlatan Hak Sen Kahramanmaraş İl Başkanı eğitimci Fahri Kurt, “Geçtiğimiz günlerde Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Semih Aktekin bir açıklaması olmuştu. Açıklamasında 1 milyon öğretmen adayının atama için beklediğini, ihtiyacın ise 100 bin civarında olduğunu belirtti. Biraz geriye gitmek istiyorum. Geçmiş dönemlerde eğitim fakültelerinden mezun olanların çoğu öğretmen olarak hemen atanabiliyordu. Hükümetler, ülkenin öğretmen ihtiyacını belirleyerek hangi branştan, hangi fakülteye ne kadar öğrenci alınması gerektiğini tespit ederdi. Bu nedenle her öğretmen adayı öğrenci, fakülteyi bitirdiği zaman görev alacağını bilir, hayatını ona göre planlardı. Ancak son yıllar eğitim fakültesi sayılarının artış göstermesi ve öğrencileri sayılarının buna bağlı olarak artması neticesinde, sınav sistemi getirildi. Sonrasında rekabetçi bir ortam ve zemin oluştu. Artık eğitim fakültelerinden mezun olan herkesin göreve atanması ve devletin bu alandaki ihtiyacının daralması da zorlaşmış oldu” dedi.
BAZI ATAMALAR SIFIRA YAKLAŞTI
Tarih, felsefe sosyoloji gibi bazı branşlarda atamaların sıfıra yaklaştığına dikkat çeken Kurt, açıklamasını şu şekilde sürdürdü; “Eğitim fakültelerinden mezun olan öğretmen adaylarının işsiz ve eşsiz kalmamaları için uzun ve yorucu sınav maratonuna, mülâkat ve stajyerlik sürecine katlanmaları gerekmektedir. Ayrıca güvenlik testlerinden geçmeleri ve kendilerine güçlü referanslar göstermeleri de gerekmektedir. Ülkemizde iyi bir eğitim ve öğretim planlamasına her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır. Yeni Türkiye’de bütçeden en büyük payı, Milli Eğitim Bakanlığı almaktadır. Sürekli gelişen ve hızla değişen dinamik ve genç bir ülkede yaşıyoruz. Sürekli artan nüfusumuz ve bunların ekmek su kadar ihtiyacı olan eğitimlerinin yapılması için okullara ve öğretmen ordusuna her zaman ihtiyaç olacaktır. Bu nedenle devletin bütün kurumlarına insan yetiştirmek için Milli Eğitim Bakanlığının temel bir misyonu vardır. Görev alacak öğretmenlerin iyi yetiştirilmesi, ülkemizin geleceği açısından çok önemlidir. Çok sayıda eğitim fakültesi açmak yerine, yüksek başarılı öğrencilerin alındığı seçkin fakültelerin oluşturulması gerekmektedir. Kemmiyetten (çokluk) çok keyfiyete önem verilmelidir. On beş temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ mensuplarının en çok yuvalandığı ve hala yeterince temizlenemediği, Cumhurbaşkanımızın, bununla ilgili serzenişte bulunduğu milli eğitimden çok sayıda öğretmen atılmıştır. Bunların üye olduğu sendikalar ve atılan FETO mensubu öğretmen sayıları dikkat çekmektedir. Bu gün bir tarafta öğretmen açığı devam ederken diğer taraftan ihtiyaç fazlası öğretmenlerin sayısı artmıştır. Bu konuda bir tıkanıklık açıkça görülmektedir. Bunun aşılabilmesi için atanamayan öğretmenlerin kendi mesleklerinin dışında çalışmaları gerekmektedir. Bu öğretmenler yeni iş alanlarında çalışabilmek için kendilerini yeniden yetiştirmeleri gerekecektir. Bu da zaman, emek, enerji kaybı ve ekonomik kayıp demek olacaktır. Bu nedenle eğitimde gömleğin ilk düğmesinin vurulması önemlidir. Eğitim zayiatını önlemek için unutmamak gerekir ki ‘milletleri kurtaranlar öğretmenler’ olduğu gibi batıranlar da olabilir. FETÖ üyelerinin eğitim alanını merkez seçmeleri tesadüfi değildir.”