Aynı ruh aynı coşku
96 yıl önce büyük bir ruhla kenti düşmandan temizleyen Maraşlı her yıl bir birinden coşkulu törenleriyle atalarının mirasına sahip çıkmaya devam ediyor.
Kahramanmaraş’ın Düşman işgalinden kurtuluşunun 96. Yıl dönümü etkinlikleri coşku içerisinde kutlandı. Başbakan Davutoğlu’nun programı iptal olurken törene Sağlık Bakanı Müezzinoğlu ile Kültür ve Turizm Bakanı Ünal katıldı.
Kahramanmaraş’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 96. Yıl dönümü düzenlenen coşkulu etkinliklerle kutlandı. Müftülük meydanındaki törene halk yoğun katılım gösterdi. Büyükşehir Belediyesinin aylar öncesi başladığı hazırlıkların finali dün festival havasında geçti.
Yöresel kıyafetleri giyerek tören alanına gelen vatandaşlar davul ve zurna eşliğinde halaylar çekti. Çocuklarıyla 96 yıl önce kazanılan zaferin tadını doyasıya çıkardı. Trabzon caddesinde bazı vatandaşlar at üzerinde tur attı. 22 gün 22 gece süren destanın önemli olayları ünlü tiyatro oyuncuları tarafından canlandırıldı. ‘Diriliş’ dizisinin Deli Demir’i Mehmet Çevik Sütçü İmam’ı canlandırdı.
Önce davulcubaşı Abdal Halil Ağa olayıyla canlandırmalar başladı. Ardından Fransızların Maraş’a gelişi sırasında Ermenilerin sevinç gösterileri, Sütçü İmam Olayı, Bayrak Olayı ve Senem Ayşe ile Arslan Bey arasında geçen konuşma tiyatrocular tarafından başarı ile sergilendi. 27 Ekim 1919 yılında Abdal Halil Ağa ile başlayan Kahramanlık destanı kronolojik sıraya göre canlandırmalarla anlatıldı.
Başbakan Davutoğlu, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kayınbabasının cenazesine katılmak için Kahramanmaraş’a gelemezken, törene Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ile Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal katıldı. Tören yöresel kıyafetler giyen vatandaşların geçişiyle son buldu
96 YIL ÖNCEKİ GİBİ AYNI COŞKU AYNI RUH’LA
Kahramanmaraş’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 96. Yıl dönümü etkinlikleri, düzenlenen muhteşem törenle gerçekleşti. İnançlarıyla düşmanın modern silahları karşısında galip gelen kahramanların torunları Müftülük meydanını doldurdu.
Kahramanmaraş’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 96. Yıl dönümü etkinliklerinin hazırlıkları aylar öncesinden başladı. Hazırlıkları yapan Büyükşehir Belediye Başkanlığı etkinlikleri en ince ayrıntısına kadar planladı.
Son haftada etkinliklere Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun geleceği kesinleşince çalışmalardaki tempo üst seviyeye çıktı. Başbakan Davutoğlu Sabahı erken saatlerinde Kahramanmaraş’a gelip saat 21.00’a kadar çeşitli etkinlikler ve ziyaretlere katılacaktı.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kayınbabası Ahmet Özyurt’un önceki gün akşam saatlerinde vefat haberi geldi. Gül’ün kayınbabasının cenazesine katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Kahramanmaraş programı iptal edildi.
Kahramanmaraş’ın çeşitli bölgelerinden hem başbakanı görmek hem de töreni izlemek için Trabzon Caddesine akın eden vatandaşlar şölenin doyasıya tadını çıkardılar.
Trabzon Caddesi sabah saatlerinden itibaren tam bir karnaval havasına döndü. Eşini çocuklarını alan Trabzon Caddesindeki kutlamalara katıldı. Davul zurna eşliğinde halaylar çekildi, oyunlar oynandı. Bazı vatandaşlar at üzerinde tur attı.
Müftülük meydanına kurulan dev platformda ise kurtuluşun ruhu canlandırıldı. 96 yıl önce büyük bir azimle mücadele veren kahramanların verdiği mesajlar canlandırılmalarla halka sunuldu.
Törenin açılış konuşmasını yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, “Kahramanmaraş sadece istiklal mücadelesinde ki görünümüyle değil istikbal mücadelesinde de istiklal uğruna yetiştirdiği birbirinden değerli fikir ve dava adamlarıyla yeni filizlenmeleri karşılamıştır.” Dedi.
BİZ O NESLİN TORUNLARIYIZ
Kahramanmaraşlının kahramanlığından söz eden Erkoç şöyle konuştu; “Bugün kurtuluşumuzun 96. yılını hep birlikte kutlayabildiğimiz için rabbimize hamd olsun. Bayrağımızın dalgalanmadığı yerde cuma namazı kıldırmayan Rıdvan Hocayı, vatanımız tek kişi kalana kadar düşmana teslim olunmayacaktır, gayret bizden yardım Allah'tandır diye şahlanan Aslan Beyi, şehit olan kocasının silahını alarak sıra bizde diyen Senem Ayşe'yi, Maraş bize mezar olmadan düşmana Gülzar olmaz diyerek varlıklarını inanç ve özgürlüklerine adayan Mıllış Nuri, Yörükselim, Çakmakçı Sait gibi bayrak uğruna şehadet şerbeti içen yiğitleri namusuna uzanan elleri kırmak için ilk kurşunu atan ve kurtuluşla simgeleşen Sütçüimam'ı, süt kadar ak yürekleriyle Maraş'ı sokak sokak, ev ev savunarak bir devleti tek başına yenen kahraman ecdadımızı minnetle, rahmetle yad ediyorum.”
ÖZGÜRLÜĞÜMÜZDEN TAVİZ VERMEDİK
1919 yılı şubat ayında büyük bir mateme büründüğünü kaydeden Başkan Erkoç, “Kadim medeniyetimizin önemli merkezleri olan bu güzel şehrimiz 1919 yılı şubat ayında büyük bir mateme büründü. Yüzlerce yıldır ay yıldızlı bayrağın gölgesinde özgürce yaşadığı vatanı işgal edilmiş ve o gün gönüller susmuş yüreklere kor düşmüş, kuşlar ötmez olmuş, şehre düşman dolmuştu. Şehir taşıyla toprağıyla insanıyla kan ağlıyor. Ağızları bıçak açmıyor, herkes vatanın işgal edilmiş olmasının acısının içinde kıvranıp duruyordu.
Bütün bu olumsuz şartlara rağmen 'ben ezelden beri hür yaşadım, hür yaşarım hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım' şuuruyla istiklal sembolü ayyıldızlı bayrağına özgürlüklerine sahip çıkan kahraman ecdadımız aziz vatan toprağını paylaşıp, gönül coğrafyamızı paramparça etmek isteyen işgalcilere karşı, iman dolu göğsünü dünyanın en güçlü toprağına siper ederek 22 gün 22 gece süren kadın erkek genç çocuk topyekün mücadelesiyle yeni bir destan yazarak Çanakkale, ruhunun bitmediğini tüm dünyaya haykırmıştır.” dedi.
TÜRKİYE MİMARININ FİKİR SAHİPLERİYİZ
'Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez' diyerek Mehmet Akif Ersoy'un dizelerine yer veren Erkoç, “Bugünde bu şehrin asil ve güzel insanları 96 yıl önce kahramanlık destanı veren ecdadın torunları olarak yanıbaşımızda, Halep'te, Şam'da, Türkmen Dağı'nda özgürlük mücadelesi veren aynı medeniyetin dünyasında olduğumuz aynı maneviyatı paylaştığımız aynı dili konuştuğumuz kardeşleri bağrına basarak onları çok iyi anlayan Ensar bir şehir olmuştur.
Kahramanmaraş sadece istiklal mücadelesinde ki görünümüyle değil istikbal mücadelesinde de istiklal uğruna yetiştirdiği birbirinden değerli fikir ve dava adamlarıyla yeni filizlenmeleri karşılamıştır. Necip Fazıllar, Nuri Pakdiller yani 7 güzel adamlar Türkiye'nin mimarlarının fikir sahibi olmalarına katkısı olmuştur. Bize bugünleri gösteren Rabbimize hamd olsun. Bugün bize emanet edilen bu kutsal vatan toprağını bu şehri en bağımlı hale getirmek için gecemizi gündüzümüze katarak azim ve kararlılıkla çalışıyoruz. Omuzlarımızda ki sorumluluğumuzun bilincindeyiz.
Bugün Kahramanmaraşlılar ülkemiz ve gönül coğrafyamızda oynanan oyunların farkında olarak birlik ve beraberlik içerisinde Mehmet Akif Ersoy'unda dizelerinde belirttiği gibi 'Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez'; Toplavurdukça yürekler, onu top sindiremez' bilinciyle birliğimizi bozmaya çalışanlara karşı kararlı bir şekilde yürümektedirler. Allah'ım yüreğimizde ki kurtuluş meşalesini hiç söndürmesin. ” dedi.
Başkan Erkoç’un konuşmasından sonra kürsüye gelen Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, şunları kaydetti, “Bir ruhu bir duyguyu kalplerine muska gibi işlemiş onu tevarüs etmiş ve bugün o ruhu evlatlarına aktarmak için burada toplanarak bunun törenini yapan güzel insanlar. Toplumların adeta bir miras gibi nesilden nesileaktardığı kalbindeki duyguyu anlattım.
Bu duygu bize nereden miras kaldı diyecek olursak bu Ukranja Hz ve Ejder Bin Malik'in ruhudur. Bu ruh o günden bu güne nesilden nesile aktarılarak bir özgürlük, bir bağımsızlık, bir namus ve bir sevdaya dönüşmüştür. Bugün bu meydanda toplananlar bu ruhu kalplerinde en deruni şekilde hissetmekteler. Bir Kahramanmaraşlı olarak bu ruhu kalbimde hissediyorum bu ruhu bize hissettiren bunu burada bizi toplayarak bize yaşatan Allah'a hamd olsun. Bugün bu özgürlüğümüzü bu bağımsızlığımızı burada rahatça yaşamamızı sağlayan şehitlerimize buradan selam olsun.”
ÇANAKKALE RUHUYLA AYNI RUH
Bugün kutladığımız 12 Şubat geçen yıl 100. yılını kutladığımız Çanakkale'de ki ruhla aynıdır diyen Ünal, şunları söyledi: "Türkiye,genç cumhuriyet Osmanlı'nın yıkılmasıyla birlikte büyük bir savaşla büyük bir kurtuluş mücadelesi ile ortaya çıktı. Kurtuluş mücadelesi bu sözünü ettiğim ruhun tekessüm etmiş şeklidir. Bugün kutladığımız 12 Şubat geçen yıl 100. yılını kutladığımız Çanakkale'de ki ruhla aynıdır. Bu ruh bizi biz yapan bizim karakterimizi bizim kimliğimizi, bizim dünyada ki duruşumuzu belirleyen ve bizim çocuklarımızla paylaştığımız duygudur. O küçücük çetelerimize aktarmamız gereken ruhtur.
Hepimiz bunun mücadelesini veriyoruz. İnsanımız daha iyi yetişsin çocuklarımız daha eğitim görsün. İnsanlarımızın temel sorunları kalmasın refah tabana yayılsın ve bu üke dünya milletleri arasında hak ettiği yeri alsın Biz her zaman bütün bunları yaparken barış, kardeşlik, insan onurundan yana olduk. Biz bugün bölgemizde yaşanan bu olaylar karşısında Türkiye bir insanlık adası gibi dimdik ayakta durdu. Biz bugün insanlığın üzerinde yükseldiği değerleri yaşatıyorsa işte bu ruh sayesindedir. Biz kendi mabedimizin eline namahrem eli değmesin diye gerekirse savaşırız ve savaştık ama barışta her zaman bir kalbimiz olduğunu hatırlarız.
Yaradılanıyaradandan ötürü severiz. Biz devletimize ve milletimize Allah zeval vermesin diye dua edenleriz. Barıştan yanayızdır, insandan ve insanın yaşatılmasından yanayızdır. Bizim insanlığımıza, bayrağımıza, özgürlüğümüze ve kadınımıza bir el uzandımı işte orada Sütçü İmam gibi bir aslan kesiliriz. Bu ruh bizi yaşatan bu ruh bir kültürel miras olan bizleri yarına taşıyan bir ruhtur." diye konuştu.
BÜYÜK BİR KONGRE MERKEZİ KAZANDIYORUZ
Kahramanmaraş'a büyük bir kültür ve kongre merkezi kazandıracağını vurgulayan Bakan Ünal şunları kaydetti. “Kahramanmaraş Türkiye'nin kültür ocaklarından bir tanesidir. Fikirde, edebiyatta, tarihte her alanda Kahramanmaraş adeta bir modern şehir niteliğindedir. Özellikle Türkiye'ye mal olmuş 7 Güzel Adamı ile şiirin başkenti ünvanı ile Kahramanmaraş bu ruhun kelimelerde tecessüm etmiş şeklidir. Biz Kahramanmaraş'ın kültür hayatını daha da genişletmek daha da geliştirmek, nitelikli hale getirmek ve nesillerimizin bu kültürü yenileyerek koruması için neler yapılabilir konusuyla ilgili milletvekilleri ve belediye başkanlarımızla çalışmalar yapıyoruz.
İnşallah önümüzdeki günlerde Kahramanmaraş'a büyük bir kültür ve kongre merkezi kazandıracağız. Çocuklarımızın kültürel etkinliklerini, sosyal etkinliklerini yapabilmelerini ve kendilerini geliştirebilmeleri için dünyaya entegre olabilmeleri için kültür faaliyetlerini yapabilmeleri için yaşayan kütüphane ve müzeler kazandıracağız. Kültürümüzün dünya ile buluşması için ulaşımı, ulaştırmayı daha da geliştirmemiz gerekiyor. Kahramanmaraş'a yeni yapılacak olan havaalanı ile ilgili çalışmalar başladı.
Hızlı tren konusunda proje aşaması tamamlandı inşallah 2019-2020'ye kadar Kahramanmaraş'ı hızlı tren ilede buluşturacağız. İnşallah önümüzde ki nisan mayıs ayı gibi Kahramanmaraş yeni tünellere kavuşacak. Çünkü biz bir taraftan Kayseri ile diğer taraftan Malatya, bir taraftan Adana ile diğer taraftan Mersin ile oraların üzerinden de dünya ile iletişimi ve ulaşımı güçlendirmemiz gerekiyor. Yapılması gereken bütün çalıştaylar toplantılara yapılarak Kahramanmaraş'ı en iyi konuma getirmek için çalışacağız.”
Konuşmaların ardından ünlü oyuncular tarafından kurtuluş savaşı kahramanlarının yaşadıkları olayları kronolojik sıraya göre canlandırıldı.
FRANSIZLARIN MARAŞA GELİŞİ
29 Ekim 1919 yılında Fransızların Maraş’a gelişinde Ermenilerin sevinç gösterileri canlandırıldı. Olay şöyle gerçekleşmişti; “15 Eylül 1919'da İngilizlerle Fransızlar arasında kararlaştırılan Suriye İtilafnamesine göre; Musul ve çevresini, bu bölgedeki petrol alanlarını İngiltere'ye devreden Fransa, buna karşılık onlardan boşalacak olan Maraş, Antep ve Urfa Sancaklarını işgal edecekti.
Maraş halkı arasında 15 Ekim 1919 tarihinden itibaren İngilizlerin gideceği, yerlerine Fransızların geleceği söylentileri dolaşmaya başlandı. Her geçen gün bu haber daha da netleşti. İngilizlerden yakınlık göremeyen Ermeniler Fransızları dört gözle beklemeye başladılar. Çukurova bölgesinde halka karşı sert ve kırıcı bir tutum sergileyen Fransızların, Maraş'ı işgal edeceklerini duyduklarında halk endişeye kapıldı. Fransızların Maraş'a girmelerini önlemek için çareler düşündüler ve mitingler yaptılar. Ayrıca İngiliz ve Amerikan makamlarına çekilen telgraflarla olayı protesto ettiler. Fakat halkın bu gayret ve istekleri netice vermedi.”
SÜTÇÜ İMAM OLAYI
Diriliş Ertuğrul dizisinin Deli Demir rolüyle gönüllerde taht kuran Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinden olan usta oyuncu Mehmet Çevik ise Sütçü İmam’ı canlandırdı. Heyecanlı olduğu gözlenen usta oyuncu çevik tabancasını çıkartarak hamam önünde kadınlara sarkan Fransız askerlerine kurşun attı. Sütçü İmam olayı şöyle gerçekleşmişti; “Fransız kuvvetlerinin Maraş'a girişlerinin ertesi günü 31 Ekim 1919 tarihinde Fransız ve Ermeni askerler üçer-dörder kişilik gruplar halinde çarşı - pazar ve mahalleleri dolaşıyordu.
Türklerin bazılarını dövmelerinin yanında, Türk milletini ve Türk Hükümeti'ni aşağılayıcı sözler sarf ediyorlardı. Bardağı taşıran son damla, Fransız askerlerinin Uzunoluk Hamamı'ndan çıkan Türk kadınlarına sarkıntılık etmeleri olmuştur. Bir grup Fransız - Ermeni askeri ikindi üzerinde Uzunoluk Caddesi'nden kışlaya dönüyorlardı. Askerler yol değiştirerek hamamdan çıkan kadınların inmekte oldukları alana yöneldiler ve kadınlardan birine yaklaşarak Artık burası Türklerin değildir, Fransız memleketinde peçe ile gezilmez.diyerek kadının peçesini yırttılar.
Peçesi yırtılan ve zor durumda kalan kadıncağız bayılıp yere düştü. Diğer kadınlar da imdat istercesine bağırmaya başladılar. Olayı karşıdaki kahveden gören Türkler dışarı çıkarak askerlerin üzerine yürüdüler. Türkler, askerleri uyararak yollarına devam etmelerini söylediler. Askerler kötü sözler sarf ederek silah kullandılar. Bu arada Çakmakçı Sait şehit oldu ve Gaffar Osman yaralandı.”
BAYRAK OLAYI
Sütçü İmam olayının ardından 27 Kasım 1919 tarihinde Ulucami’de başlayıp Kahramanmaraş kalesinde son bulan Bayrak olayı canlandırıldı. Bayrak olayı şöyleydi; “İşgalci güçlerin şehirde yaptığı taşkınlıklar tam bir terör havası estirir. Olaylar bir türlü durmak bilmez. 27 Kasım 1919 gecesi Ermenilerin ileri gelenlerinden Hırlakyan'ın evinde bir balo tertiplenir.
Ziyafette yemekler yenilip içildikten sonra baloyu açmak ve Hırlakyan Ailesini şereflendirmek düşüncesiyle Guvernör Andre, AgopHırlakyan'ın iki torunundan Osep'in kızı müstakbel Ermenistan Prensesi diye adlandırılan Helena'yı dansa davet eder. Genç kız; “Sizinle dans etmemekten üzgünüm, çünkü kendimi hala esaret ve zillet içinde yaşayan bir kadın olarak görüyorum. Kalesinde Türk Bayrağı dalgalanan bir memlekette, Fransızların hakim oldukları ve bizim emniyet ve hürriyet içinde yaşadığımızı nasıl düşünebiliyorsunuz?" diyerek, Guvernör Andrenin teklifini red eder. Bunun üzerine askerlerine emir veren Komutan, Kalede ki Türk Bayrağı'nı indirtir.
28 Kasım 1919 Cuma sabahı Maraş'lının kara sabahıdır. Yatağından kalkan Maraş'lılar, asırlardan beri Kale burcunda dalgalanan şanlı bayraklarını göremezler. Bu olay şehri infiale sürükler. Savcı Avukat Mehmet Ali Kısakürek derhal kaleme sarılıp “Alem-i İslam'a Hitap” beyannamesini yazarak şehrin muhtelif yerlerine dağıttırır. Halkı Bayrağın indirilmesine tepki göstermeye davet eder.
“Ey Milleti Necibe-i Osmaniye! Vaktine hazır ol. Bin üç yüz küsur seneden beri Hz. Allah'ı ve Peygamber-i Zişan'ını hizmetinle razı ettiğin bir din ölüyor. Yani ecdadının kanı pahasına fethettiği bir kal'anın burcu balasındaki Al Sancağın, bugün Fransızlar tarafından indirilip yerine kendi bandıraları konuldu. Şimdi, acaba bunu yerine koyacak sende birkaç yüz İslam gayreti hiç mi yok. İgtişaş arzu etmeyelim.
Yalnız pür vekar-ü azamet olarak, ol Al Sancağımızı geri yerine koyalım. Tekrar Kemal-i muhabbetle yerlerimize avdet edelim. Korkma, korkma seni buradaki birkaç Fransız kuvveti kıramaz. Sen mütevekkilen Allah'a kendi mevcudiyetini gösterecek olursan, değil birkaç Fransız kuvveti, hatta bütün Fransız milleti kıramaz. Buna emin ol ve yürü... 28 teşrin-i saniyevm-il cum'a 1335"
Bir Milletin İstiklaline son verilmesi anlamına gelen Bayrağının indirilmesi karşısında Maraşlılar sessiz kalmazlar ve halk Cuma namazı vakti Ulu Cami'de toplanır. Ezan okunduktan sonra, camide toplanan halk “Bayraksız namaz kılınmaz” diye bağırır. O esnada cami imamı “Aziz cemaat, kalesinde düşman bayrağı dalgalanan bir millet hürriyetini kaybetmiş sayılır. Hürriyet olmayan bir yerde Cuma namazı kılmak caiz değildir” diyerek dağıtılan beyannamenin doğru olduğunu tasdik eder. Bunun üzerine Maraşlılar topluca Kaleye hücum ederek, indirilen bayrağı yeniden Kale burçlarına diker ve Cuma namazı orada eda edilir.”
Canlandırmanın ardından halk oyunları gösterileri yapıldı. 96 yıl önce inançlarıyla, kazmalarıyla, kürekleriyle düşmanı memleketinden kovan kahramanların torunlarının büyük bir onurla yaptığı tören geçidiyle kutlama etkinlikleri son buldu.
KAHRAMANMARAŞ'TA BUGÜN GAZETESİ / ZEKİ DEMİR & KENAN ONARAN