Bağışıklık Sisteminin Destekçisi: Propolis
Arıların bitkilerin tomurcuk ve gövdelerinden topladığı reçinemsi maddeleri işlemesiyle ürettikleri, kovanı mikroplara ve dış etkenlere karşı koruyan propolis, antioksidan, antibakteriyel, antiviral, antifungal, antienflamatuar gibi 70'ten fazla faydalı özelliğiyle sağlığı korumaya destek oluyor.
Bal ve diğer arı ürünlerinin sağlığa birçok olumlu etkisi
var. Bu ürünlerden biri de propolis. Propolis, arıların bitki tomurcukları ve
salgılarından topladığı reçinemsi maddeleri işleyerek ürettiği bir ürün. Kovana
her zaman propolis ile kaplı bir kapıdan geçerek giren arılar, bu sayede hem
kendilerinin hem de kovanın hijyenini sağlıyor. Arılar, propolisi kovanı
bakteri ve mantar enfeksiyonlarından korumak, böcek ve diğer hayvanların kovana
girişini engellemek, peteklerdeki çatlakları onarmak ve petek gözlerinin içini
dezenfekte etmek için kullanıyor. Propolisin sağlık üzerinde birçok olumlu
etkisi bulunduğunu anlatan Erciyes Üniversitesi T. Biyoteknoloji Bölümü Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Sibel Silici, bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış bu etkilerin
başında antimikrobiyal, antiviral, antiinflamatuvar ve antioksidan özellikleri,
bağışıklık sistemi üzerindeki olumlu etkisi, cilt hastalıkları ve yaralara
karşı iyileştirici, vücudun savunma elemanlarını uyarıcı etkisi olduğunun
altını çiziyor.
Çocuklar için alkolsüz propolis kullanılmalı
Prof. Dr. Sibel Silici, propolisin bağışıklık sistemine sağladığı desteğin antimikrobiyal ve antioksidan özelliklerinden kaynaklandığını hatırlatıyor. Propolisi yetişkinlerin, yaşlıların ve dört yaş üzeri çocukların kullanabileceğinin altını çizen Prof. Dr. Silici, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Propolisi bağışıklığınızı desteklemek amacıyla kullanabilirsiniz. Ancak kullandığınız ürünün mutlaka denetlenmiş olduğundan emin olun. Güvenilir markaların ürünlerini tercih edin. Çocuğunuz için propolis kullanacaksanız alkolsüz olanları satın alın. Ancak suda çözünür olarak tanımlanan ürünlerin pek çoğu alkol ve türevlerini içerebiliyor. Bu nedenle propolis alırken her zaman ürünün ambalaj üzerinde yer alan içeriğini okuyun. Propolis kovandan alındığında içeriğinde balmumu, kalıntı, bulaşanlar, çevresel faktörlere bağlı kirlilikler bulunur ve bu nedenle mutlaka ekstraksiyon işleminden geçirilmesi gerekir. Bu işlemde çözücü olarak etil alkol veya alkol türevi olan propilen glikol gibi taşıyıcıların kullanılması durumunda, günlük kullanım miktarlarına dikkat etmek gerekir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından propilen glikol’ün günlük kullanım miktarı, kilo başına 25 mg. ile sınırlandırılmıştır. Bu gibi çözücülerin özellikle çocuklarda kullanılması sakıncalı olabilir. Bu nedenle alkol kullanılmadan saflaştırılarak maksimum oranda etken maddeye sahip standart propolis ürünleri tercih edilmeli.”
Yiyecek ve içeceklere karıştırıp tüketebilirsiniz
Alkolsüz, pratik kullanıma sahip, ambalajlı ürünlerin kullanım kolaylığını da dikkat çeken Prof. Dr. Silici, bu ürünlerin çocuk ve yetişkinlere özel olarak dozları ayarlandığı için damla saymak gerekmediğini ve doğru miktarda kullanılabildiğinin altını çiziyor. Prof. Dr. Silici, propolisin nasıl kullanılacağına dair şu bilgileri veriyor: “Propolisi doğrudan ya da herhangi bir yiyecek ya da içecekle karıştırarak kullanabilirsiniz. Ancak propolisin kendine has özel bir tadı ve kokusu var. Bu tat ve koku tüketimi zorlaştırabiliyor. Propolisi bal, su, meyve suyu, yoğurt, süt gibi yiyecek veya içeceklere ekleyerek daha kolay tüketilebilirsiniz.”