Bu belirtiler 2 haftadır geçmediyse…
Hapşırma nöbetleri, burun akıntısı, gözlerde kızarma ve sulanma… Halk arasında 'saman nezlesi' olarak bilinen alerjik nezle yaşam kalitesini ciddi boyutlarda etkileyebilecek kadar şiddetli olabiliyor. Üstelik ortak belirtileri nedeniyle 'soğuk algınlığı' ve 'grip' ile karıştırılıp, 'nasıl olsa geçer' düşüncesiyle ihmal edilebiliyor. Tedavide geç kalındığında da alerjik astım veya sinüzite dönüşebiliyor!
İlkbaharda doğanın canlanmasıyla birlikte çevreye yayılan polenler alerjik hastalıkların artmasına neden oluyor. Öyle ki bahar mevsiminde her 100 kişiden 20’sinde, halk arasında “saman nezlesi” olarak bilinen alerjik nezle, bir başka deyişle alerjik rinit şikayetleri başlıyor veya var olan yakınmaların şiddeti giderek artıyor. Burun ve gözlerde kaşıntı, burun akıntısı, hapşırma, boğaz kaşıntısı gibi şikayetler aynı zamanda soğuk algınlığı ve grip belirtileri de olduğu için çoğu zaman geçiştiriliyor. Ancak dikkat! Bu belirtiler bir türlü geçmiyorsa, altta yatan neden alerjik nezle olabiliyor! Acıbadem Fulya Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Melih Ömür tedavisi ihmal edildiğinde ise alerjik nezlenin astım ve sinüzit gibi daha ciddi hastalıklara neden olabileceği uyarısında bulunuyor.
Belirtiler 2 haftadır geçmediyse ihmal etmeyin
Alerjik nezle, vücut savunma sisteminin havada bulunan ve solunum yoluyla buruna giren parçacıklara karşı oluşturduğu anormal reaksiyon olarak tanımlanıyor. Alerjiye yol açan maddelerin burun mukozasına temas etmesi sonucu görülüyor. Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırık, gözlerde sulanma, burun ve gözlerde kaşıntı, baş ağrısı, kuru öksürük, burun gerisine akıntı, konsantrasyon bozukluğu ve halsizlik alerjik nezlenin en sık görülen belirtilerini oluşturuyor. Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Melih Ömür bu belirtilerin soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlarla karıştırılabildiğine dikkat çekerek, “Ancak alerjik nezlede ateş ve kas ağrıları görülmüyor. Ayrıca soğuk algınlığı ve grip yakınmaları 2 hafta içinde geçiyor. Bunun aksine alerjik nezlede ise alerjene maruz kalındığı sürece şikayetler devam ediyor” diyor.
Sinüzitten koku alma bozukluğuna…
Dr. Melih Ömür alerjik nezle tedavisine zamanında başlanmasının çok önemli olduğu uyarısında bulunarak sözlerine şöyle devam ediyor: “Bunun nedeni ise tedavisinde geç kalındığında birçok sağlık problemlerine de yol açabilmesi. Burun akıntısının artması nedeniyle sıklıkla sinüzit ve özellikle çocuklarda orta kulak boşluğunda sıvı birikmesine neden olabiliyor. Bunların dışında koku alma bozuklukları, baş ağrısı ve kalıcı burun tıkanıklıkları gelişebiliyor. Burun tıkanıklığı da tansiyon yüksekliğinden çarpıntıya sürekli yorgun olmaktan performans düşüklüğüne kadar birçok problem oluşturabiliyor. Alerjik riniti olan çocuklarda astım hastalığı da oldukça sık görülüyor. Ayrıca çocuklarda yüksek damak, diş eti bozuklukları ile dişlerde çekilme sorunu da gelişebiliyor”
Şikayetler kontrol altına alınabiliyor
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Melih Ömür tedaviyle şikayetlerin kontrol altına alınabildiğini belirterek hangi yöntemlere başvurulduğunu şöyle anlatıyor: ”Alerjik nezlenin tedavisi alerjenlerden korunmak, ilaç tedavisi, fototerapi ve aşılama olmak üzere 4 gruptan oluşuyor. İlaç tedavisi şikayetler göz önüne alınarak düzenleniyor. Antihistaminikler hapşırık, kaşıntı ve akıntı üzerine etkili oluyor, ayrıca göz yakınmalarını da azaltıyor. Buruna uygulanan steroidli (kortizonlu) spreyler kaşıntı, hapşırık, burun tıkanıklığı ve akıntısı gibi burunla ilgili yakınmaları hafifletiyor. Fototerapi yöntemi burun içine bir cihaz yardımıyla günde 1 kez, 3-4 dakika süreyle ışık verilerek yapılıyor ve 4-6 ay süreyle hastanın burun tıkanıklıklarının rahatlamasını sağlıyor. Aşılama yakınmaları düzeltmek amacıyla, kişiye duyarlı olduğu alerjen ekstresinin gittikçe artan dozlarda uygulanması işlemine deniyor. Yapılan birçok araştırma, aşılamanın özellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde 1 veya 2 alerjene karşı yapıldığında ve 3-4 yıl süreyle düzenli yapıldığında, alerjik rinit tedavisinde yüzde 90 etkili olduğunu ortaya koymuş”