"CHP muhalefet yapmıyor, apaçık düşmanlık yapıyor"

Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, Antalya'nın Manavgat ilçesi Mehmet Akif Ersoy Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Manavgat İlçe Teşkilatı 6. Olağan Kongresi'ne katıldı.

Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, CHP'nin muhalefet yapmadığını, düşmanlık yaptığını söyleyerek "Bu düşmanlıktan dolayı 'düşmanımın düşmanı dostumdur' diye bir bakıyorsunuz PKK ile PYD ile YPG ile beraber. Bir bakıyorsunuz FETÖ ile Almanya ile beraberler. Bunun adı muhalefet midir?" dedi.

Burada konuşan Ünal, 15 yıllık AK Parti iktidarlarında verilen bütün sözlerin tutulduğunu söyledi. Geçmişte siyasetçilerin seçilmek için sözler verdiğini, sonra sözlerini yerine getiremeyince halkın içine çıkamadıklarını anlatan Ünal, "Biz milletimize verdiğimiz sözleri tutmuşuz, Türkiye'yi nereden alıp nereye getirmişiz, bu son derece açık ve ortada." diye konuştu.


2002 öncesinin Türkiye'sini bazen hatırlatmak gerektiğini kaydeden Ünal, Türkiye'nin 500 milyon dolar bulamadığı, eskilerin ifadesiyle "70 sente muhtaç" olunan günlerden bugünlere gelindiğini dile getirdi.

Bazı kesimlerin farklı bir Türkiye fotoğrafı ortaya koymaya çalıştığını ifade eden Ünal, "Bugün bize 'Siz yaşam tarzlarına baskı yapıyorsunuz' diyorlar. AK Parti döneminde bütün yaşam tarzları güven altına alınmıştır. Yaşam tarzlarına kim baskı yapıyordu? Siz. İnsanların kıyafetlerinden kutsallarından dolayı yaşam tarzlarına baskı yapıldığı günleri unuttunuz mu? İnsanların namaz kıldığı için aşağılandığı, başını örttüğü için mahalle baskısına maruz kaldığı günleri unuttunuz mu? İnsanların alkol almadığı için yobaz ilan edildiği günleri unuttunuz mu?" diye konuştu.


CHP'nin Çanakkale Kurultayı

CHP'nin Çanakkale Kurultayı'nda yaşananlara değinen Ünal, "Kurultay sırasında içki içtiler, oynadılar, dans ettiler. Sonra bir CHP Genel Başkan Yardımcısı dedi ki 'İçki içmeyi niçin tuhaf karşılıyorsunuz? İnsanların içki içmesi normaldir.' Biz sizin kutsallara, inançlara saygı duymamanıza karşı çıkıyoruz. Anzaklar bile oraya gelince kutsala saygı duyuyorlar." dedi.

Son olarak Genelkurmay Başkanının eşi üzerinden inançlı insanlara yönelik saldırı yapıldığını ifade eden Ünal, "Genelkurmay Başkanınızın eşi bir yerde Kur'an okunurken başını kapattı diye kıyameti koparttılar. Bu yaşam tarzına, tercihe, kutsala saygısızlık değil mi? Bir insan kutsal kitap okunurken bir topluma saygı duyduğu için şalını başına örttü diye neler söylediler." diye konuştu.

Ünal, dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye'de de birtakım sorunlar olabildiğini, toplumsal sorunların hükümetlerin mücadele ettiği alanlar olduğunu kaydetti. Geçen günlerde hiç kimsenin kabul edemeyeceği bir olayın yaşandığı belirten Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bakıyorsunuz Fransa, İngiltere, İtalya'da bu tür sorunlar yokmuş gibi Türkiye'de bir sorun yaşandığı zaman sorunla ilgilenmek yerine tüm toplumu sapık ilan etmeyi tercih ediyor birileri. Bir yurtta bir taciz olayı yaşanmışsa bütün toplumu tacizci gibi göstermeye çalışıyorlar. Geçtiğimiz günlerde hiçbirimizin kabul etmeyeceği bir olay yaşandı. Bir sosyal sorunu ele alıp çözmek için çaba sarf etmek başka bir şeydir, istismar etmek başka bir şey. Bir sosyal sorunu istismar ederek bir gruba topluluğa saldırmak, aşağılamak ırkçılıktır. Utanmadan 'Bu toplumun yüzde 40'ında ensest var' diyecek kadar bu toplumu aşağılamak için bir sosyal sorunu aldılar, kullandılar." 

Bu olayların kasıtlı olarak gündeme getirildiğini söyleyen Ünal, yaşananların ülkenin önünü kesmek isteyenlerce kurgulandığını vurguladı.


"Biz Avrupalı bir ülkeyiz"

Bazı Avrupa ülkelerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan üzerinden Türkiye'ye saldırdıklarını kaydeden Ünal, şöyle konuştu:

"Bütün bunları yaparken dünya bize nasıl saldırıyor. 16 Nisan'da biz halk oylaması yaptık. Bu, Türk toplumunu ilgilendiren bir konu. Ama bakıyorsunuz Alman devlet televizyonu Türkçe yayın yapıyor 'Hayır' propagandası için. Bakanlarımızın gurbetçilerle görüşmelerine izin verilmiyor. Bunlar normal mi? Bu ülkeye, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a dönük bu düşmanlığın sebebi biz miyiz? Biz Avrupa'ya ne yaptık.1950'den beri AB'ye üyelik için çaba sarf eden, 2004'ten beri de üyelik müzakerelerini sürdüren, Avrupa'ya verdiği her sözü yerine getiren bir ülkeyiz. En son mülteci krizinde biz Avrupa ile yaptığımız bütün anlaşmalara riayet ettik. Peki AB bizimle yaptığı bu anlaşmalar herhangi bir şekilde riayet etti mi? Biz AB ile iyi geçinmek istiyoruz. Biz Avrupalı bir ülkeyiz. Osmanlı döneminde de Avrupalı bir ülkeydik. Bugün de Avrupalıyız. Biz bugün insanlığın üzerinde yükseldiği değerlere en çok sahip çıkan ve saygı duyan ülkeyiz." 

Avrupa'da siyasetçilerin yükselen ırkçılığı malzeme yaptığını ifade eden Ünal, "Almanya'da Merkel ve Schulz Almanya'daki seçimlere yönelik sorunları konuşmak gerekirken Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı konuşuyorlar. Recep Tayyip Erdoğan'la yatıp Erdoğan'la kalkıyorlar. Neden bu ülkeler Türkiye'ye karşı bu tavrı alıyorlar. Bunun zor bir cevabı yok. Türkiye 15 yıldan bu yana kendi ayakları üzerinde duruyor. Güçleniyor, sanayisiyle, ekonomisiyle, silah sanayisiyle, Türkiye her şeyiyle ayağa kalktığı için böyle bir tavır var. Bundan duyulan rahatsızlıktan dolayı böyle bir tavır var. Bunu anlarız. Asıl sorulması gereken içeridekilere ne oluyor?" dedi. 


"CHP apaçık düşmanlık yapıyor" 

CHP'nin muhalefet görevi yerine düşmanlık yaptığını söyleyen Ünal, muhalefet yapmakla düşmanlık yapmanın başka şeyler olduğunu belirtti.

Ünal, "CHP muhalefet yapmıyor. CHP apaçık düşmanlık yapıyor. Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti düşmanlığı yapıyor. Bu düşmanlığı öyle bir hale getirdiler ki bu düşmanlık gözlerini kör etmiş. Bu düşmanlıktan dolayı 'düşmanımın düşmanı dostumdur' diye bir bakıyorsunuz PKK ile PYD ile YPG'ye beraber. Bir bakıyorsunuz FETÖ ile Almanya ile beraberler. Bunun adı muhalefet midir?" diye konuştu.

CHP'nin bu tavrına karşı MHP'nin ise milli meselelerde siyasi tartışmaları bir kenara bıraktığını ifade eden Ünal, Devlet Bahçeli'nin siyaset üstü meselelerde devlet adamlığı yaptığını ve hükümetin yanında durduğunu vurguladı.