Çocuklarda antibiyotik kullanırken dikkat!

Son antibiyotik kullanımı öyle arttı ki, çocuklarımız hasta olduğunda "Acaba antibiyotik kullanmak gerçekten şart mı" diye düşünmeye başladık. Niye bu kadar çok antibiyotik kullanılıyor? Ne zaman antibiyotik kullanılmalı? Doktor kontrolünde mi olmalı? Şişli Florence Nightingale Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünden Yrd. Doç. Dr. Banu Yazıcı, antibiyotiğe dair tüm sorulara açıklık getiriyor.

Genellikle antibiyotik kullanımının en sık nedeni ateş, burun akıntısı ve öksürüğün eşlik ettiği üst solunum yolu hastalıklarıdır. Ancak bilmeliyiz ki üst solunum yolu hastalıklarının %90 virüsler neden olmaktadır ve viral enfeksiyonlarda grip veya soğuk algınlığı gibi hastalık durumlarında antibiyotik kullanılmaz. Destek tedavi (bol sıvı alımı, istirahat, C vitamini alınması doğal yollardan, ateş düşürücü veya ağrı kesicilerle) ile 3-4 gün en fazla 1 hafta-10 gün içerinde hastalık tedavi edilir. Ancak 10-15 günü geçen sarı-yeşil burun akıntısı, öksürük, ateş bize sinüzit veya bronşit, zatürre gibi üst ve alt solunum yolunun bakteriyel enfeksiyonunu düşündürür böyle durumlarda etkene yönelik antibiyotik hekim tarafından başlanması gerekir. Farklı bir durum olarak da 48-72 saati geçen 39 ve üzeri ateşlerde yine enfeksiyon odağı saptanarak etkene yönelik antibiyotik başlanmalıdır.

Ne zaman antibiyotik tedavisi gerekir?

Bir başka antibiyotik başlanma nedeni olarak da özellikle kız çocuklarında çok sık görülen idrar yolu enfeksiyonlarıdır, gerek hijyen nedeniyle gerekse altta yatan birçok nedene bağlı olmak üzere antibiyotik başlanır, özellikle biz hekimlerin ampirik tedavi dediğimiz en sık etkene yönelik antibiyotik başlanır ve idrar kültürü alınır sonrasında idrarda üreyen bakteriye göre antibiyotik değişikliğine gidilir.

Yine başka bir neden barsak enfeksiyonu da olabilir. İshal, kanlı ishal gibi… Böyle bir durumda da hekimin muayenesiyle ve çocuğun genel durumu doğrultusunda kakasını tetkik ederek antibiyotik verilebilir, ancak genellikle barsak enfeksiyonlarında da virüsler ön plandadır. Böyle durumlarda da yine antibiyotik başlanmaz. Tahlil sonucunda mikroba yönelik davranılır.

Aileye düşen büyük görev: Ciddi takip

Eğer antibiyotik başlanmışsa hekimin öngördüğü antibiyotiğin verilme şeklini, verilme sürelerini ve hangi aralıklarla verileceğini ailenin dikkatli bir şekilde hekime sorarak çocuğa uygulaması gereklidir. Çünkü antibiyotikler çocuklara kilolarına göre ayarlanır ve antibiyotiğin kanda maksimum etkiye ulaşma dozunu sağlayacak saat aralıklarında verilmesi gerekir.
 

Asla antibiyotikleri erken kesmeyin!

Antibiyotiklerin erken kesilmemesi gerekmektedir, en az 1 hafta kullanılması gerekir, süresi antibiyotiğin cinsine göre ayarlanır. Eğer bunlar aile tarafından yapılmazsa çocuğun veya yetişkin bireyin de hem hastalığı tedavi edilmez hem de o antibiyotiğe karşı direnç geliştirmesine neden olur ki daha sonra aynı mikropla karşılaşıldığında artık kullanılan antibiyotikler fayda vermez. Daha ağır antibiyotikler kullanmak gerekir.

Gereksiz antibiyotik kullanımına son

Ayrıca kullanılan gereksiz antibiyotikler de çocuğun normal yapısında olan yararlı bakterileri de öldürerek ve vücudun o antibiyotiğe direncini arttırarak aynı zaman toplumda başka mikropların da üremesine olanak sağlamaktadır. Örneğin bir toplumda gerekli ya da gereksiz bir antibiyotik çok sık kullanılıyorsa o toplumda o mikrobun da direnci geliştirmesine neden olmaktadır. Bu da daha bilmediğimiz birçok mikrobun (bakteri ya da virüs) üremesine zemin hazırlamaktadır.

Hekimin kontrolünde kullanılmalı

Ancak gerekli olan durumlarda antibiyotik kullanılmazsa hastalık daha ileri boyutlara gidebilir, örneğin 72 saatten fazla ateşi olan bir çocuk hekime başvurulup odak belirlenip, hekim antibiyotik başlanmasını öngörmesine rağmen aile başlamadıysa hastalık daha ileri boyutlara gidebilir. Örneğin zatürreye çevirebilir bu da çocuğun durumuna göre hastanede yatarak damar yolunda tedavi almasına da neden olabilir.

Aşının önemi

Bir başka konu da toplumda en sık görülen hastalıklara karşı oluşturulan aşılardır. Aslında en önemli antibiyotiksiz yaşama geçişte belki de bel kemiği olan koruyucu tedavi şekli aşılardır. Çocuklarımıza yaşlara göre hazırlanmış aşıları yaptırmalıyız. Çünkü bazı hastalıkların (verem, zatürre, ishal, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, grip gibi)yapılan aşılarla önlenmesi mümkündür, aşılar hem maliyeti düşük hem hastalığı önleme yetisine sahiptir, aşı olmadığınız zaman yakalanacağınız mikrop size ilaç, bakım, iş gücü kaybı vs nedenlerinden dolayı hem daha maliyetli olacaktır, hem de bu mikrobun vücudunuzda yaratacağı harabiyet veya üzerine eklenebilecek hastalıklar sizi sağlık açısından daha kötüye götürebilir.

Sonuç olarak çocuğumuz ateşlendiğinde veya çocuğumuzu genel halinden farklı görüyorsak halsizlik, bulantı, kusma, ishal, öksürük ve bunun gibi durumlarda çocuğumuzu güvendiğimiz bir hekime ve hekime öngördüğü tedaviye göre davranmalıyız. Her ateşin antibiyotik gerektirdiği veya antibiyotiksiz tedavi olmaz kanısı insanlarımızın üzerinden atması gereklidir. Bu konuda akılcı antibiyotik kullanımı hem hekimlerimize, hem de topluma aşılanmalıdır.