Değişmeyen bağımlılık teorisi
Günümüz şartları bağımlılık teorisini teknolojik gelişime itse de değişmeyen gerçek madde bağımlılığı halen binlerce kişiyi esir ediyor.
Toplumun hemen hemen her kesimde görülen ve kullanım yaşı
alt seviyelere kadar düşen madde bağımlılığı gerek çeşitliliği gerekse de kolay
bulunabilme özelliğiyle de gençleri cezbediyor.
Git gide büyüyerek artan bir tehdit olan madde bağımlılığı ve evreleri
hakkında gazetemize bilgilendirmelerde bulunan Kahramanmaraş Necip Fazıl Şehir
Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Davut Ocak, maddelerin vücudun işlemlerini
olumsuz yönde etkilediğini belirterek her geçen gün artan bir tehdit olduğuna
vurgu yaptı.
VÜCUT İŞLEVLERİNDE BOZUKLUK
Özellikle son 20 yılda psikiyatri alanında madde
bağımlılığının çok önemsendiği belirten Psikiyatri Uzmanı Ocak, madde
bağımlılığını şöyle tanımladı: “Madde bağımlılığı, vücudun işlevlerini olumsuz
yönde etkileyen maddelerin kullanılması, bundan dolayı zarar görüldüğü hâlde bu
maddelerin kullanımının bırakılamamasıdır. Bağımlı, madde kullanımına ara
verdiğinde yoksunluk belirtileri yaşar. Zamanla madde kullanım sıklığını ve
dozunu artırır. Bilindiği gibi madde kullanımı insanlık tarihi kadar eskidir.
Madde kullanımı ve sorunları ise son 20 yıldır psikiyatri alanında daha çok
önemsenmeye başlanmıştır. Madde kullanım
bozuklukları tüm sağlık alanı çalışanlarını ilgilendiren bir konu olmakla
birlikte ülkemizde bu alandaki Türkçe kaynak sayısı oldukça sınırlıdır.”
‘DOZU ARTTIRILMAZSA DOYUMSUZLUK YAŞANIR’
Madde kullanımına başlayan bireylerin sürekli doz artışı
yapmak istediklerini ifade eden Ocak,
zaman içerisinde madde dozunun artmadığı takdirde doyumsuzluk meydana
gelebileceğinin altını çizerek, “Bildiğiniz gibi madde kullanıcıları düşük
dozda kullanmaya başlarlar, ancak bu dozu kısa zamanda arttırmak zorunda
kalırlar” dedi. Ocak konuşmasının devamında, “Çünkü istedikleri etkiyi yaratmak
için dozu devamlı arttırmaktan başka çare yoktur. Giderek doz yükselir. Bazen
öyle bir noktaya gelinir ki ölüm ile sonuçlanabilir. Yoksunluk belirtileri uyuşturucu
maddelerin bırakıldıklarında yol açtıkları rahatsızlıklara verilen addır. Tabi
ruhsal ve fiziksel belirtileri içerir. Bağımlılığın süresi ve maddenin cinsine
göre değişir. Bağımlı kişi kullandığı maddeyi birçok kez bırakmak ister ancak
maddeyi tam olarak bırakamaz ve tekrar tekrar başlar. Tasarladığından daha
fazla kullanmak, zarar görmesine rağmen kullanmaya devam etmek, sosyal mesleki
akademik sorunlar. Zamanın büyük bölümünü madde kullanımına ayırmak zamanı
büyük oranda madde aramakla geçer. Öyle bir noktaya gelinmiştir ki tek amaç
madde bulmaktır” ifadelerini kullandı.
BAĞIMLILIK EVRELERİ
Bağımlılığın bir evre döngüsü olduğuna dikkat çeken Ocak bağımlılık evrelerini şu şekilde anlattı: “Hazırlık, Kişinin herhangi bir maddeyi kullanabileceğine ilişkin bir yargının geliştiği dönemdir. İlk madde kullanımı, bir sorun çözme yöntemi madde kullanlan ortamda bulunmak, maddeyi reddedememek korku ve merak duygusu hakimdir. İlk kez alınan madde- ikinci- üçüncü kez kullanım, ben bağımlı olmam, kontrol edebilirim, bu son olacak. İlerleme: sık ve yoğun tarzda madde kullanımı yaşamının değiştiğinin farkında ancak maddeyi suçlamamakta. Bırakma, kurtulma isteği başlamıştır. Bu dönemde cesaretlendirilmesi gerekmektedir. Tekrar düşünme, maddeye ilişkin yeniden olumlu düşünceler eski arkadaş ortamlarına girmekte. Tekrar kullanım, bir kez kullanmaktan bir şey çıkmaz pişmanlık hisseder bu dönemde bırakmak daha kolay. Tekrar başlama, tekrar kullanım ve her şey sil baştan.”
AYDINLIK DÜNYA KARARABİLİR
Ayrıca bağımlılık yapıcı maddelerin birer sokak isimlerinin olduğunu söyleyen Ocak, özellikle gençleri uyararak, bağımlılık yapıcı maddelerden uzak kalmaları gerektiğinin önemine vurgu yaparken aksi takdirde aydınlık dünyanın kararlığa çevrilebileceği uyarısında bulundu.