Doğal Yaşamı eve taşıyor
Hanımların vazgeçilmez tutkuları arasında yer alan salon bitkileri, hem doğal yaşamı eve taşıyor hem de evlere renk katıyor.
Bayanların vazgeçilmez tutkuları arasında yer alan
çiçeklerin aksine evlere taşınan salon bitkileri her geçen gün popülerliğini
daha da arttırıyor. Hemen hemen her evde sıklıkla görülen salon bitkilerinin bakımı
ve temizliği hakkında püf noktaları anlatan Nazif Tarım ve Fidancılık
İşletmecisi Aydemir Bozok, “Çiçek yetiştirme aşamasında öncelikle onlara
sevgimizi göstermeliyiz” dedi. 30 yıldır tarım ve ziraatla uğraştığını söyleyen
Bozok, çiçekleri çok sevdiğini ve bu işi yaparak tecrübesinin arttığını ifade
etti. Salon bitkilerinin çok hassas çiçekler olduğunu dile getiren Bozok,
çiçeklerin oda sıcaklığında yetiştirilmesi gerektiğini vurguladı. Salon
bitkilerinin çoğunun güneş görmeyen ortamlarda yetiştirilmesi gerektiğine
değinen Bozok, bu tür bitkilerin güneş değil de ışık görmesi gerektiğine dikkat
çekti.
DİĞER BİTKİLERDEN AYIRT EDİLEBİLMELİ
Soğukta olmaması ve oda sıcaklığında 18-20 derecede olması gerektiğinin altını çizen Bozok, şöyle devam etti: “Aşırı sıcakta bitkiler bozulabiliyor. Kış bitkilerinde şubat mart gibi 3’te bir oranında kumla karışık toprağın olması gerekir. Torf dediğimiz yosundan oluşan toprak türü var. Onunla birlikte nemli toprakta yetişmesi gerekiyor salon bitkileri. Hanımlarımız bilinçsiz olarak saksıları devamlı sulama yapıyorlar. Salon bitkilerinin kısa ömürlü olunmasına sebep oluyor. Biz ne kadar ikazda bulunsak da yine aynısı oluyor. Salon bitkileri çok sulanmamalı. Dışarı bitkiyle, salon bitki karıştırmamalı. Dışarıda yetişen bitkiyi içeri alıyorlar ya da salon bitkisini balkona bırakıyorlar bunun sonunca bitkilerimiz daha kolay kuruyor, buda bitkinin ölmesine sebep oluyor. Ortalama 18-20 derece sıcaklıkta bitkilerin beslenmesi lazım. Genelde torf dediğimiz toprakta yetiştiriyor. Çeşitli besin gübreleri vardır. Bunlardan bir tanesi hümik asit dediğimizi arada bir vermeleri gerekiyor. Bunun yanı sıra yapraktan verilen organik gübreler var. Bunlara dikkat etmek gerekiyor. En çok Atatürk çiçeği, tropik, spat ve menekşe çiçekleri tercih ediliyor. Güzel görünümünden, uzun ömürlü oldukları için bunlar daha çok ön plandadır.”
Çiçek çeşitlerine göre bakımının değiştiğini dile getiren Bozok, bakım aşamalarını şu şekilde anlattı:
Benjamin çiçeği: “Yukarıya doğru büyüdüğü için yanına kamış ya da odun gibi bir destek konulması gerekir. Bitki ne kadar büyürse saksının da o oranda büyütülmesi gerekir.”
Difenbahya çiçeği: “Güneşten korunmalı ışığa çok fazla ihtiyaç duyan bir bitki. Büyük saksıda yetişmesi ve toprağının çok fazla koyulması gereken bitkidir. Çok çabuk büyür. Duygusal bir bitkidir. İlgisiz kalınca yapraklarda sular oluşur. Halk arasında ağlayan çiçek olarak bilinir.”
Atatürk Çiçeği: Türkiye’ye bu çiçek Meksika’dan gelmiştir. Atatürk döneminde geldiği için ismi Atatürk çiçeğidir. Bitki yetiştirme enstitülerine vererek orada çoğaltmıştır. Bunun en büyük özelliği çiçek değil de yaprağının yarısı yeşil yarısı kırmızı olmasıdır.”
İthal Kalatya Çiçeği: “Bizim ülkemizde yetişmeyen Hollanda’dan İtalya’dan İspanya’dan gelen ve daha çok onların yetiştirdiği bir bitkidir. Bu çiçek burada seralarda da yetiştirilebilir fakat asıl şehri Hollanda’dır. Ekvator bölgesi olarak ta o bölgenin bitki örtüsünde yetişir. Soğuktan korunması gereken ve son derece özen gösterilmesi gereken bir bitkidir.”
Yerli Kalakya: Bakımı yine aynıdır ama Türkiye’de yetişir.