"Döner sermaye sistemi sağlık çalışanlarının en temel sorunudur"
Sağlık-Sen Kahramanmaraş İl Başkanı Bünyamin Mutlu Demirci, yaptığı açıklamada; "Sağlık, kamunun vatandaşlarına vermekle yükümlü olduğu hizmetlerin en önemlileri arasında yer almaktadır" dedi.
Sağlık-Sen Kahramanmaraş İl Başkanı Bünyamin Mutlu
Demirci ,Kara yaptığı açıklamada, “Sosyal devlet” ilkesinin esas alındığı
ülkelerde her bir vatandaş, sağlık çalışanları eliyle sunulan hizmetlerden eşit
bir şekilde yararlanır. Bu durum, “sosyal bir hukuk devleti” olan ülkemiz için
de geçerlidir.
Bu manada ülkemiz, çok şükür dünyanın en kapsamlı ve en donanımlı sağlık sistemlerinden birine sahiptir” dedi.
“TÜM BU OLUMSUZLUKLARIN ANA KAYNAĞINI DÖNER SERMAYE SİSTEMİDİR”
Demirci, “Pandemi sürecinde bir defa daha test edilen bu
sistem, taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanmıştır. Elbette sistem ne
kadar iyi olursa olsun ve ne kadar teknolojik donanıma sahip bulunursa
bulunsun; onu işleten, ayakta tutan, memnuniyeti had safhaya yükselten, fedakar
sağlık çalışanlarıdır.
Bu manada sağlık çalışanları ordumuz, pandemi süreci öncesinde olduğu gibi
salgına karşı canları pahasına yürüttükleri amansız mücadelede de bu hakikati
tüm çıplaklığıyla ortaya koymuşlardır.
Açıkça söylemek gerekirse sağlık sistemimiz, kutsal görevlerini her koşul ve
şartta üstün fedakarlıklarla yürüten sağlık çalışanlarımız sayesinde
milletimizin sığındığı en güvenli liman olmuştur.
Hemşiresinden doktoruna, ambulans şoföründen sağlık teknikerine yüzbinlerce
sağlık çalışanının ortak alınteri, bu limanın yegane can suyudur. Bu limanda
sağlık hizmetleri o kadar bir ve bütün yürütülmektedir ki işi, unvanı, statüsü
ne olursa olsun her bir çalışanın alınteri, bir diğerinin tamamlayıcısıdır. Bir
diğer ifadeyle, sağlık hizmetlerinde sunulan hizmetin, verilen emeğin, dökülen
alınterinin tamamı ortaktır ve tüm çalışanlarındır. Sağlık hizmetlerinin
külfetinde söz konusu olan bu ortak paylaşım, ne yazık ki dökülen ortak
alınteriyle yeşeren nimetin paylaşımında yerini; haksızlığa, adaletsizliğe,
eşitsizliğe, huzursuzluğa ve umutsuzluğa bırakmaktadır. Tüm bu olumsuzlukların
ana kaynağını döner sermaye sistemi oluşturmaktadır.”
“DÖNER SERMAYE SİSTEMİ İŞLEVİNİ YİTİRİP, KRONİK BİR SORUN HALİNİ ALMIŞTIR”
“2004 yılında, sağlıkta yeni döneme geçiş sürecinde önemli sorunların çözümünde
anahtar rol görmesi amacıyla tüm sağlık tesislerinde uygulanmaya başlanan döner
sermaye sistemi, ilk yıllarda başarıyla uygulanmışsa da gelinen noktada
işlevini yitirip, kronik bir sorun halini almıştır.
Bu sistem nedeniyle özellikle son 6-7 yıldır, meslek ve unvan bazındaki farklı
hak edişler, sağlık çalışanları arasında memnuniyet sınırlarının ötesinde ne
yazık ki kargaşaya yol açmıştır.
Sistem; gerek hekimler arasında gerekse hekim dışı sağlık çalışanları arasında
dengeli ve hakkaniyetli bir paylaşıma imkan vermemektedir. Vicdanları yaralayan
aynı acı durum; iller, hastaneler ve birimler arasındaki sağlık çalışanları için
de geçerlidir. Sorun ne yazık ki her geçen gün daha da büyümekte ve
içinden çıkılmaz hal almaya doğru ilerlemektedir. Endişemiz ve aynı zamanda
umudumuz, sağlık sistemine dolayısıyla insanımıza zarar verici noktalara
ulaşmadan çözüme kavuşmasıdır.”
“HEKİM DIŞI SAĞLIK ÇALIŞANLARI TAM BİR HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATILMIŞTIR”
“Çözüm amaçlı palyatif tedbirlerden bir sonuç çıkması da mümkün olmamıştır,
olmayacaktır da. Mart ayı başında, yönetmelik değişikliğiyle yürürlüğe konulan
uygulama bunun en son örneğidir. Bu yönetmelik değişikliğiyle, kısmi çözüm bir
yana, sorunun derinliği ve yakıcılığı daha da artmıştır.
Şöyle ki yapılan değişiklikle birkaç meslek grubunun lehine adım atılırken,
sayıları yüz binleri bulan hekim dışı sağlık çalışanları tam bir hayal kırıklığına
uğratılmıştır.
Hakkaniyetle, adaletle ve vicdanla bağdaşmayan bu ve benzer düzenlemeleri kabul
etmek mümkün değildir.
Döner sermaye uygulamasındaki ana kurgu değişmeden, emek ve alınteri temelli
dengeli ve adil bir paylaşım gözetilmeden, sistemin teşvik ediciliği her bir
çalışanı kapsayacak şekilde genişletilmeden ortaya konacak her bir düzenleme,
sorunun derinleşmesinden başka bir işe yaramayacaktır.
Bu çerçevede, salgınla mücadele sürecindeki uygulamalara baktığımızda da ne
yazık ki benzer olumsuzlukları görüyoruz.
Bakanlık, sürecin en başında, performansa
bakmaksızın belirlemiş olduğu usul ve esaslar çerçevesinde;
• Pandemiyle mücadelede direk yer alan hekimler için tavandan,
• Diğer hekimler için ise kadro ve ünvanlarına göre tavanın % 45 ile 75
aralığında,
• Hekim dışı sağlık çalışanları için ise tavandan ek ödeme verileceği yönünde
karar aldı.
Ancak perfomansa dayalı ek ödeme sisteminin adil ve hakkaniyetli olmadığı,
mevcut sorunları çözücü özelliğinin kalmadığı, ihtiyaçları karşılamadığı gibi
nedenlerle, zorlu salgın günlerinde sağlık çalışanlarında ciddi huzursuzluklara
yol açmıştır. “
“BU YANLIŞTAN ACİLEN DÖNÜLMELİDİR”
“Üç aylık dönemi kapsayan ek ödeme desteği uygulamasında da süre uzatımına dair
yeni bir karar olmadığı için 15 Temmuz itibarıyla sona gelinmiştir. Bu
yanlıştan acilen dönülmelidir.
Neticede, sağlık çalışanlarının salgınla mücadelesi devam etmektedir. Sağlık
çalışanları, hiç olmazsa salgınla mücadele süresince, uygulamadaki
haksızlıkların giderilip ek ödeme desteğinin her bir çalışanı kapsayacak
şekilde genişletilmesini beklerken, 15 Temmuz itibarıyla uygulama sona
ermiştir.
Salgınla mücadelede cephenin en ön safında yer tutan ve hatta canlarıyla bedel
ödeyen sağlık çalışanlarının hiçbiri, bu tür haksızlıkları kabul etmemektedir;
palyatif adımlar, sorun ve memnuniyetsizlik üretmeye devam etmektedir.
Sistemi; çalışanların bir kesimini maksimum düzeyde memnun ederken, bir diğer
kesimini daha az memnun ederek veyahut memnuniyetlerini sıfırlayarak sağlıklı
bir şekilde sürdürmek mümkün değildir. Salgın sürecinde de çok net bir şekilde
görüldüğü gibi virüs – risk - tehdit cephede – sahada ayrım yapmıyor. Sağlık
hariç hiçbir kamu hizmetinde; aynı işi yapmasına, aynı saat çalışmasına ve aynı
statüde olmasına rağmen farklı ücret alan bir çalışana rastlamak mümkün
değildir.
Sonuç olarak; fedakar sağlık çalışanları arasında ayrım yapan, hak gasp eden, alın terini yok sayan, bu çarpık döner sermaye sistemine bir an önce son verilmelidir. İnsan hayatını, insan sıhhatini konu olan bir kamu hizmeti, kangren halini almış böylesine büyük bir sorunla sağlıklı işleyemez.”
“DÖNER SERMAYE SİSTEMİ SAĞLIK SİSTEMİNİ TEHDİT EDİYOR”
“Kamu hizmetlerinde çözüm yerine sorun üreten bir sistem,
sadece çalışanları değil, herkesi sorunun bir parçası haline dönüştürür ve
belli bir aşamadan sonra herkese zarar verir.
Sağlık sistemini tehdit eden döner sermaye sistemi, maalesef hızla bu yönde
ilerliyor.
Sağlık-Sen olarak, sağlık çalışanlarının moral ve motivasyonlarını sarsan, iş
barışını ve huzurunu olumsuz etkileyen, hak kayıplarına yol açan ve çalışanları
meslekten soğutan döner sermaye sisteminin bir an önce düzeltilmesi gerektiğine
inanıyoruz ve bu yöndeki çağrımızı bir defa daha tekrarlıyoruz.
Hakkaniyeti esas alan döner sermaye sisteminin oluşturulması mümkündür ve bunu
her platformda muhataplarımızla paylaştık.
Yol yakınken, bu yanlıştan bir an önce dönülmeli; Sayın Cumhurbaşkanımızın
“sizler umudun adısınız” diye tarif ettigi sağlık çalışanlarının yüzü
güldürülmelidir.
Unutulmamalıdır ki sağlık çalışanlarının yüzü gülerse, Türkiye güler.”