"Dünyadaki terör olaylarının müsebbibi ABD'dir"
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Kahramanmaraş Şube Başkanı Ahmet Bolat, 'Müslümanları terörle özdeşleştirmeye çalışan ABD'nin gerçekte kendisi tüm dünyadaki terör olaylarının müsebbibidir' dedi.
GD Şube Başkanı Ahmet Bolat Kahramanmaraş Şubesi Amerika
Birleşik Devletleri’nin skandal Kudüs kararına ilişkin bir açıklama yaptı. Amerika’nın ve İsrail’in kanlı ortaklığı işgal
planları devam ediyor diyen Bolat açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
“Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail’in kanlı ortaklığı ve işgal planları
devam ediyor. Siyonizm’in yeni kuklası Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti
olarak tanıyacaklarına ve Amerikan Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyacaklarına dair
açıklamalarda bulunuyor. Kudüs’le ilgili böyle hadsiz ve hukuksuz bir tasarruf
ABD’yi de İsrail’i de hiç ummadıkları bir neticeyle karşı karşıya bırakacaktır.
ABD, Afganistan’dan Irak’a, Suriye’den Libya’ya İslam coğrafyasını kana boyayan
seri bir katildir. Aynı ABD’nin Siyonist İşgalin ilk günlerinden beri terör
şebekesi İsrail’i kanatları altına aldığını herkes görüyor. Elindeki kirli
propaganda gücü ile İslam’ı ve Müslümanları terörle özdeşleştirmeye çalışan
ABD’nin gerçekte kendisi tüm dünyadaki terör olaylarının müsebbibidir. Bir
yerde masum sivillerin hedef alındığı saldırılar varsa, tetiği çeken hangi
örgüt olursa olsun, arkasındaki azmettiriciler ABD ve İsrail’dir. Biz her zaman
söyledik ve söylemeye devam edeceğiz: ABD’nin ipi ile kuyuya inilmez ve
Siyonist İsrail ancak güçten anlar. İslam coğrafyasında kim kendi halkına
rağmen ABD ve İsrail ile iş tutmuşsa sonu hüsran olmuştur. ABD ve
İsrail, İslam Ülkelerinin yöneticilerinden kendilerine dost edinmezler,
sadece kullanırlar ve vakti gelince de çöpe atarlar. Kadim bir İslam şehri olan
Kudüs’ü, ilk kıblemiz olan Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak nitelendirmek
ABD’nin bu coğrafyadaki tüm varlığının ve ilişkilerinin ciddi bir biçimde
sorgulanacağı yeni bir süreci başlatacaktır. Biz bu coğrafyada Amerikan üssü
görmek istemiyoruz. Biz bu coğrafyada Amerikan askeri görmek istemiyoruz. Biz
bu coğrafyada Amerikan bayrağı görmek istemiyoruz. Siyonist kukla Trump, kısa
sürede nasıl bir yanlışın içinde olduğunun farkına varacaktır. Tüm İslam
ülkeleri, ABD ve İsrail’le bir şekilde ilişkide bulunan tüm hükümetler
izledikleri politikaları gözden geçirmek zorunda kalacaklardır. Kudüs bizim
onurumuzdur, iffetimizdir. Böyle
hadsiz ve hukuksuz bir sürece kimse reel politik söylemiyle izahat
getiremeyecektir. Her Müslüman’ın Kudüs’e olan bağlılığının ve sadakatinin,
hükümetlerin ABD ve İsrail’le olan ilişkilerinden daha kuvvetli olduğunu herkes
görecektir. Siyonizm’in kuklası Trump ve politika yapıcıları bu küstahlıktan ve
hadsizlikten mutlaka vazgeçmelidirler. Aksi takdirde en az çelik kadar sağlam
ve sert bir öfkenin hedefi olacaklardır. Şimdi biz İslam Ülkelerinden, İslam
ülkelerinin hükümetlerinden, içi boş kınamalar ya da lanet okumalar değil,
sahici yaptırımlar bekliyoruz. Kudüs’ü başkent olarak tanıyacağını ve
büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyacağını beyan eden Amerika’dır. O zaman
yaptırımların da öfke selinin de ilk muhatabı Amerika olmalıdır. Biz Amerika’ya
mecbur ya da mahkûm değiliz. Yapmamız gereken tüm İslam ülkeleri ve tüm mazlum
halklar olarak birlikte hareket etmektir. Yapmamız gereken İslam Birliği bir an
evvel kurmaktır. Yapmamız gereken D-8’i aslına ve amacına uygun olarak
canlandırmaktır. Yapmamız gereken Avrupa Birliği kapısında beklemekten
vazgeçmektir. Yapmamız gereken bölge başkentleriyle ve bölgenin Müslüman
halklarıyla kucaklaşmaktır. Yapmamız gereken bu coğrafyanın Müslüman ya da
gayrimüslim tüm unsurlarıyla adil bir birliktelik kurmaktır. Kimse kendi teslimiyetine bahaneler bulmasın,
bundan sonra bulamaz da. Kudüs’e sahip çıkmayana sahip çıkılmayacaktır. Kudüs’ü
Siyonist İsrail’e terk eden kendisini de terk edilmiş bulacaktır. Kudüs için
adım atan kendi onurunu, iffetini, izzetini koruyacaktır. Kudüs, İslam’ındır ve
ebediyen Müslümanların kalacaktır. Kudüs, Müslümanlarındır ve ebediyen
Müslümanların kalacaktır. Siyonist İsrail, Tel Aviv’de dahil işgal ettiği her
karış topraktan sökülüp atılacaktır. Bu coğrafyada barışın iki şartı vardır: Bir.
Amerika mutlaka evine geri dönecektir. İki. İsrail mutlaka işgal ettiği
topraklardan sökülüp atılacaktır. Bunlar hamaset değildir. Biz Allah’a ve
ahiret gününe inanıyoruz. Roma ve Bizans’ın akıbeti ne olduysa Amerika ve
İsrail’in akıbeti de o olacaktır. Zafer inananlarındır ve zafer yakındır.”