Epilepsi nöbetlerini kayıt altına alın!

Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 1'inde görülen epilepsi hastalığı, hem ülkemizde hem de Kahramanmaraş'ta insanları en çok yıpratan hastalıklardan biri. Türkiye'de de 700 bin civarında hasta olduğu tahmin ediliyor. Her yıl 45 bin yeni vaka olduğu söyleniyor. Maraş'ın da aşağı yukarı Türkiye ile benzer bir ortalaması var.

Nöroloji Uzmanı Dr. Hamza Şahin, epilepsi hastalığında, nöbet tipinin belirlenmesi için hasta nöbet geçirirken; hasta yakınlarının panik yapmadan yapabilirlerse nöbet durumunu, video kayıt altına almalarının, tedavi süreci için önemli olduğunu söyledi.

Epilepsi rahatsızlığı olan hastaların ailelerinin, bu nöbeti fark ettiklerinde, nöbet anını, video kaydına almalarının, nöbet tipini belirlemede çok önemli olduğunu ifade eden Dr. Hamza Şahin, “Epilepsi rahatsızlığı olan hastaların bazı konulara, dikkat etmeleri gerekiyor. Özellikle aşırı yoğun aktivitelerden kaçınmak gerekiyor. Televizyona çok yakın mesafeden bakmamak gerekiyor. Özellikle bilgisayar, televizyon gibi araçlardan uzak durmak gerekiyor. Kafeinli içeceklerden uzak durmak gerekiyor. Çünkü kafein, beynin aktivitesini uyaran bir madde” dedi.

Epilepsi hastalarının nöbetleri tetikleyecek aşırı sıcaklardan ve aşırı fiziki aktivitelerden uzak durmaları gerektiğini dile getiren Şahin, şöyle konuştu: “Epilepsi, rahatsızlığı olan hastanın, günlük yaşamını aşırı derecede etkileyecek bir durum değil; aşırı bir şekilde üzerine düşmek de gerekmiyor. İlaçlarını aldıkları sürece, normal insanlar gibi işlerini yapabilirler. Bazı konulara dikkat edildiği sürece epilepsi, bir insan için engel değildir. Hasta yakınlarına bir de şunu söylemek istiyorum: Hastalar nöbet geçirince, onları, ayakta tutmamak gerekiyor. Mümkün olduğunca, hastayı bir yere yatırıp, sol tarafına döndürmek gerekiyor. Çoğu nöbetler, zaten 1 ile 3 dakika arasında, kendiliğinden geçiyor. Nöbet geçiren hastaya soğuk su vermemek gerek. Kolonya, soğan gibi şeyler koklatmamak gerekiyor. Bunların hastaya bir faydası yok. Hastanın nöbeti, 1 ile 3 dakika arasında geçtiyse; kendine gelmesi biraz uzun sürebilir. Kasılmalar, 5 dakikayı geçiyorsa; hemen bir ambulans çağırmak gerekir. Hastaların, ilaçlarını düzenli kullanılması, gerekiyor.”

 

“EN GENÇLERDE VE EN YAŞLILARDA GÖRÜLÜYOR!”

Epilepsi hastalığının iki şekilde artış gösterdiğini belirten Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Hamza Şahin, epilepsinin, genellikle en gençlerde ve en yaşlılarda, iki uçlu bir artış gösterdiğine dikkat çekerek, şu açıklamalarda bulundu: “Çocuklarda ve yaşlılarda daha sık görülüyor. Epilepsiye tanım olarak bakarsak beyindeki normal hücrelerin anormal deşarjları diyebiliriz. Ama hepsi birlikte hareket ediyor. Normal elektrik devresi gibi düşünürsek hepsinin birden, aynı anda aktif hale geldiğini düşünmek lazım! Bu da beynin neresini etkiliyorsa; ona yönelik bulgu veriyor. İnsanların en çok gördüğü Sara hastalığı olarak bildiği, ‘Jeneralize Epilepsi’ dediğimiz türü, onda da beyinde yaygın bir aktivite var. Ona bağlı olarak da kasılma, morarma, takibinde de çırpınma şeklinde nöbetle meydana geliyor. Bu tip epilepsi 1 ile 3 dakika arasında sürüyor. Kendine gelme dönemi ise biraz daha uzun sürüyor.”

 

EPİLEPSİNİN YÜZDE 50 NEDENİ BİLİNMİYOR!

Epilepsi hastalığının yaklaşık yüzde 50’ye yakınının nedeninin bilinmediğine değinen Dr. Şahin, bu alanda yapılan araştırmaların, genetik temelli çıktığını ifade ederek şunları söyledi: “Bu alanda araştırmalar yapılmış. Bu, nedeni bilinmeyen hastaların ailesindeki insanlara da bakmışlar. Onlarda da EEG takibi ile aslında epileptik aktivitenin olduğu görülmüş. Yani genetik bir temeli olduğu konusunda çalışmalar var. Geri kalan kısımda ise çocukluktan; mesela doğum travması, doğum esnasında çocuğun oksijensiz kalması ya da ateşli bir havale, kafa travması, yetişkin olarak bakarsak beyinde tümör, menenjit, ensefalit gibi beyin iltihapları, trafik kazaları sonucu yaşanan travmalar ya da anevrizma gibi beyinde damar hastalıkları, epilepsiye neden oluyor. Özellikle yaşlılarda Alzheimer hastalarında da epileptik rahatsızlıklar görülebiliyor.”

 

ŞAHİN: NEDENSİZ EPİLEPSİ NÖBETLERİ OLABİLİR!

Hiçbir neden olmadan da insanların yüzde 5’inde yani 20 kişinin birinde bir nöbet görülebildiğine işaret eden Şahin, “Hiç bir neden olmaksızın, nöbet görülebiliyor. Önemli olan bunun devam edip etmeyeceği! Çünkü epileptik nöbetler, epilepsi tanısı koymak için en az iki nöbetin üst üste olması gerekiyor. Bundan kasıt şu; hasta nöbet geçirir ama aç kalmıştır. Hipoglisemidir. Enfeksiyonu vardır, uykusuzluk vardır. Yani tetikleyen bir şey vardır. Biz buna, tetiklenmiş nöbet diyoruz. Yani bir uyarana karşı nöbet geçirme! Epilepside, tekrarlayan nöbet atakları olur. Yani bir nöbetle Epilepsi hastalığı tanısı konulmuyor. En az iki nöbetin olması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Epilepsi hastalığının genel olarak ikiye ayrıldığını kaydeden Dr. Hamza Şahin, epilepsi nöbetlerinin çeşitlerine ilişkin şu bilgileri verdi: “Birincisi yaygın olan beynin her yerinin aktif olduğu bir epilepsi! Bu rutin halkın gördüğü Sara hastalığı denilen nöbet şekli! Kasılmanın olduğu, kasılmanın ardından bilinç bulanıklığı dediğimiz kafa karışıklığının oldu nöbet tipi! Bir de fokal nöbetler var. Fokal nöbetler, ikiye ayrılıyor bazılarında hiç bilinç kaybı olmuyor. Vücudun bir tarafında seğirme, kasılma şeklinde nöbetler oluyor. Bir de Kompleks Parsiyel nöbet dediğimiz bir nöbet türü var. Bunda da bilinç kaybı oluyor. Gene vücudun bir tarafında kasılma olabiliyor ya da amaçsız hareketler, ağızda şapırdatma, gezip dolaşmak. Sanki bir iş yapıyormuş gibi ama hastanın farkında olmadığı nöbetler. Bu tip nöbetler olabilir ya da düşme nöbeti dediğimiz kasılmanın olmadığı, hastanın bir anda düştüğü nöbetler olabilir. Bir de dalma nöbetleri var. Bunda da sık karşılaşıyoruz. Hastaların bir anda, bir noktaya sabit baktığı, o anı hatırlamadığı, kısa süreli nöbetler olabilir. Hasta bunu fark etmiyor. Daha çok ailenin ya da çevrenin dikkat etmesi gerekiyor. Bir de Sara Hastalığı olmayıp psikojen nöbetler var. Hasta, burada çevrenin farkındadır. Bayılır kasıladabilir ama bunun farkındadır. Tepki vermez, genellikle stresli durumlarda olur.”

 

EPİLEPSİNİN TEDAVİSİ MÜMKÜN!

Epilepsinin, hem medikal hem de cerrahi tedavisi olduğuna vurgu yapan Nöroloji Uzmanı Dr. Şahin, ilaç ve cerrahi tedavi seçenekleriyle epilepsinin tedavisinin mümkün olduğunu dile getirerek; tedavi süreçleriyle ilgili ş hususlara değindi: “Medikal tedavi dediğimiz tedavi ile yüzde 65 ile yüzde 70’i, tedavi oluyor. Epilepsi, aslında ilaçlarla kontrol altına alınabilen bir hastalık! Ama bir kısmı da dirençli oluyor. Dirençten kasıt da en az iki ilaca karşı yanıtsız kalınması. Yani hasta, sık sık nöbet geçiriyor. Bunlar da cerrahi aday oluyor. Bunların da yüzde ellisi cerrahi oluyor. Yani dirençli epilepsi hastalarının hepsi de cerrahiye gidemiyor. Cerrahi için belli kriterler var. Nöbet tipine, nöbetin beyinde yerleştiği yer, yani bir odak var mı yok mu? Ona göre araştırılıyor. Türkiye'de sayılı Epilepsi Cerrahi Merkezleri var. Bu merkezlerde, hastalar inceleniyor. Beyinde herhangi bir lezyon var mı? Lezyon varsa zaten o bölgeyi çıkartıyorlar. Bunun dışında cerrahinin birkaç tetkiki daha var. Birincisi oradaki lezyonu çıkartmak! İkincisi lezyon olmasa bile bazı yolakları, yok edebiliyorlar. Üçüncüsü de boynun sol tarafında vagal sinir uyarımı var. Buradaki sinire, bir elektrot konuluyor. Göğüsün olduğu yere de bir uyarıcı konuluyor. Hasta nöbetin geldiğini hissettiğinde, oraya dokunuyor. Ve O nöbetin geçmesini engelliyor. Böyle bir cerrahi tedavi yöntemi de var.”  

KAHRAMANMARAŞ’TA BUGÜN GAZETESİ / KENAN ONARAN