Erkeklerde birinci, kadınlarda ikinci sırada..

Kanser, söz konusu olduğunda hiç şüphe yok ki ilk akla gelenlerin başında akciğer kanseri yer alıyor. Bu sonuç, akciğer kanserinin dünya genelinde kansere bağlı ölümlerin ilk sırasında yer almasından kaynaklanıyor. Ancak hastalığı bu denli önemli yapan bir başka nokta ise, yaygınlığına rağmen önlenebilir olmasından kaynaklanıyor. Uzman Dr. Başak Koç, korunmada en önemli faktörün sigaraya başlamanın önlenmesi ve içenlerin de bırakması olduğuna işaret ediyor.

Akciğer hücrelerinin anormal hale gelip kontrolsüz çoğalmasıyla oluşan akciğer kanseri, sadece Türkiye’nin değil dünyanın da gündemini yakından ilgilendiren bir sorun. Zira, erkeklerde daha sık görülen bu kanser türü, kanserden ölümlerde erkeklerde ilk, kadınlarda ise ikinci sırayı alıyor. Hastalığı yaşayanların yüzde 90’ının sigara kullandığı biliniyor. Ancak risk sadece kullanıcı olanlarla sınırlı kalmıyor. Pasif içicilik şeklinde, tütün dumanına maruziyet de akciğer kanseri oluşumunda önemli rol oynuyor. Buna rağmen, dünyada ve ülkemizde sigara kullanım oranlarının hem daha erken yaşlara indeiği hem de her iki cinsiyette te arttığı biliniyor. Acıbadem Ankara Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Başak Koç, bu nedenle akciğer kanseri ile ilgili istatistiklerin önümüzdeki yıllarda daha ürkütücü boyutlara ulaşmasından endişe duyulduğunu anlatıyor.


Hava kirliliğinin artıyor olması riski yükseltiyor

Tüm dünyada yılda yaklaşık 1.6 milyon kişinin hayatına mal olan akciğer kanserinde sigaradan sonraki bir diğer etken ise ülkemizde de yaygın olarak kullanılan asbest. Bununla birlikte radyasyon, hava kirliliği eşlik eden akciğer hastalığı ve genetik yatkınlık akciğer kanser oluşumuna zemin hazırlayan nedenler arasında yer alıyor. Asbest, radon ve zararlı gaz ve kimyasallara maruziyetin önlenmesinin kanser riskini azaltmada önemli olduğunu belirten Dr. Başak Koç, “Çevresinde veya işyeri solunum havasında asbest lifleri bulunan kişilerde akciğer kanseri riskinin azaltılması için profesyonel koruyucu solunum maskeleri kullanılması gerekiyor” diyor.


Sinsi ilerliyor, tanı rastlantıyla konuyor

Akciğer kanserinde belirtiler genellikle daha ileri evrelerde ortaya çıkıyor. Mevcut şikayetlerin de başka hastalıklarla karıştırılması nedeniyle ne yazık ki erken tanıda geç kalınıyor ve hastalık ileri evreye gelinceye kadar fark edilmeyebiliyor. Erken dönemde hastaların genellikle bir şikayeti olmadığını ya da öksürük ve halsizlik gibi mevcut şikayetlerin hastalar tarafından önemsenmediğine işaret eden Dr. Başak Koç, sözlerine şöyle devam ediyor: “Hastaların çok az bir kısmında tanı sırasında herhangi bir belirtiye rastlanmıyor ve genellikle başka bir nedenle çekilen akciğer grafisinde fark edilebiliyor.”


Geçmeyen öksürük uyarıcı olmalı!

Akciğer kanseri belirtilerinin genellikle başka hastalıklarla karıştırılması nedeniyle özellikle sigara içen ve risk grubunda yer alanların çok daha dikkatli olması gerekiyor. Devamlı yoğun öksürük, göğüs, omuz ve sırt ağrısı, balgam miktar ve renginde değişme, kanlı balgam ve kan tükürme, nefes darlığı, ses kısıklığı, yutma bozukluğu, boyun ve yüzde şişlik, göz kapağında düşme, hışıltılı solunum, tekrarlayan bronşit veya zatürre ataklarının akciğer kanserine işaret eden belirtiler arasında sıralanıyor.


Tarama için ilk soru: Kaç yıl, kaç paket içtin?

Akciğer kanserinin önlenebilir bir hastalık olduğunun altını çizen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Başak Koç, “Hastalıktan korunmada en önemli faktör sigaraya başlamanın önlenmesi ve içenlerin de bıraktırılmasıdır” diyor. Yüksek risk taşıyan kişilerde ise, erken tanı için tarama çalışmalarının yapılması gerektiğini belirten Dr. Başak Koç, “ABD’de yapılan "Ulusal kanser tarama çalışma sonuçlarında'' akciğer kanseri için yüksek risk taşıyanlar, en az 30 yıl, günde bir paket sigara içen ya da içmiş, ancak 15 yıldan az süredir bırakmış 55-74 yaş arası sağlıklı kişiler olarak tanımlanıyor. Bu çalışmada, sağlıklı kişilerde, akciğerin düşük doz bilgisayarlı tomografisi ile 3 yıl boyunca yılda bir kez tarama yapılmış ve araştırma sonucunda; erken evrede yakalanan akciğer kanseri oranının arttığı, tarama yapılırken akciğer kanseri tanısı konan hastalarda uygulanan tedaviler ile akciğer kanserine bağlı ölüm oranlarının yüzde 20 azaldığı saptanmıştır. Bu da taramanın etkinliğini ortaya koyuyor” diye konuşuyor.