"Ermeni Yasa Tasarısı'nda olduğu gibi belli yaptırımlarla Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar"
Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, katıldığı bir canlı yayında, ABD Senatosu'nun 1915 Ermeni olaylarını "soykırım" olarak tanıyan bir karar tasarısını kabul etmesine ilişkin kararını değerlendirdi.
Tarihi bir gerçekliğin, ancak belgeler ve akademik
çalışmalar üzerinden değerlendirilebileceğini belirten Ünal, Amerika ve oradaki
lobiler için meselenin tarihteki bir olayla ilgili olmadığını söyledi.
Ünal, Türkiye'ye karşı, özellikle bölgede oluşturduğu yeni dinamik dış politikaya karşı bir yaptırım niteliği taşıyan kararın, Türkiye nezdinden yok hükmünde olduğunu vurguladı.
Amerika'nın 24 Nisan'ı Türkiye'ye karşı uluslararası bir kart olarak gördüğünü ve gündeme taşıdığını dile getiren Ünal, "Bugün ise yapılan tamamen tarihin siyasileştirilmesi, tarihin susturulup bir yaptırım aracı haline getirilmesinden ibaret. Bu durum, Türkiye Amerika ilişkilerine zarar verecek bir durum." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin sahada yaptırımlarla geri adım attırılabilecek bir ülke olmadığını altını çizen Ünal, "Ermeni Yasa Tasarısı’nda olduğu gibi belli yaptırımlarla Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar. Bu da kaçınılmaz olarak Türkiye Amerika ilişkilerine zarar veriyor. Senatoda bu kararın alınmasıyla birlikte Amerika Türkiye ilişkilerinde telafisi olmayan bir yara açıldı." dedi.
"Küskünlerin beraber ağlaşması"
Ünal, siyasette yeni oluşumlara da değinerek, bir siyasi hareketin oluşumunda bakılması gereken asıl noktanın yeni oluşum içinde olan siyasi partinin söylemi, amblemi ya da ismi olmadığını belirtti.
Bugünkü oluşumların siyasal alanda bir boşluğu doldurmadığını ifade eden Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Siyasi oluşumları hayata geçiren toplama kadroların kamuoyu nezdinde de bir karşılığı görünmüyor. AK Parti içinde yeni bir siyasi oluşum hayata geçiremeyip, AK Parti'nin bütünlüğü ve lideri ile kurduğu ilişkiyi bozamayan bir grubun şu anda tam da bu motivasyonla yeni bir siyasal oluşuma gittiklerini görüyoruz. Bu siyasal oluşumun bir toplumsal karşılığının olmadığını görüyoruz. Bir siyasi parti siyasette bir boşluğu doldurmalıdır. Bir karşılığı olmalıdır. Eğer sizin doldurduğunuz boşluk, AK Parti'de aradığını bulamayanların küskünlüğünün karşılığı ise bu bir siyasal hareket değildir. Bu olsa olsa siyasette aradığını bulamayan, küskünlerin bir araya gelerek beraber ağlaşmalarından ibarettir."
"Milletvekilleri kiralık olarak gönderilmez"
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in talep olursa Ahmet Davutoğlu'nun partisine milletvekili gönderilebilecekleri sözlerinin hatırlatılması üzerine de Ünal, şunları kaydetti: "Türk siyasetinde bir bidat adeta oluşturdular. Bu, 'kiralık vekil' çok çirkin bir ifade farkındayım. Milletin iradesi kimsenin tekelinde değildir. Siz parti içi demokrasiden bahsedeceksiniz, millet iradesinden bahsedeceksiniz. Sonra milletin iradesiyle CHP'den ya da İYİ Parti'den seçilmiş vekilleri kiralayacaksınız. Sonra da diyeceksiniz ki demokrasiyi güçlendirmek için bunu yapıyoruz. Kusura bakmayın, buna kimse inanmaz. Milletin iradesi ile seçilmiş milletvekilleri bir genel başkanın iradesiyle bir yerlere kiralık olarak gönderilmez. Gönderiyorlarmış, hayrını görsünler. İşin siyasal ahlakı, siyasi etiği budur. Milletin sandıkta tecelli etmiş iradesi kutsaldır. O milletin sandıkta tecelli etmiş iradesi, bir genel başkanın talimatı ile bir başka siyasi partiye gönderilmez. Seçmen seçseydi onları seçerdi."