Her 100 Maraş'lıdan 9'u Suriyeli

Çadırkent ve Çadırkent dışında yaklaşık 90 bin civarında Suriyeli yaşadığını Kahramanmaraş'ta kent nüfusuna oranı ise yüzde 8 oldu.

Nisan 2011’den itibaren Türkiye’ye 5 milyon sığınmacı giriş yaptı. Şu anda Türkiye’de 3,2 milyon Suriyeli bulunurken, bunların 2,8 milyonu ‘Geçici Koruma Kapsamında’ bulunuyor. Türkiye’de 300 bin ön kayıtlı ve kamplarda 258 bin Suriyeli yaşamını sürdürüyor.

Türkiye’deki ‘Kent Mültecileri’nin oranı yüzde 92 olurken, ülke genelinde bugüne kadar 184 bin Suriyeli çocuk dünyaya geldi.

Kahramanmaraş’ta ise 90 bin civarında Suriyeli bulunuyor. Bunların 25 bini ön kayıtlı, 65 bini geçici koruma kapsamında kentte kalıyor. Kahramanmaraş’taki Suriyelilerin Kahramanmaraş nüfusuna oranı yüzde 8 oldu.

 

TÜRKİYE'DE 3,2 MİLYON SURİYELİ BULUNUYOR

Nisan 2011'den itibaren Türkiye’ye 5 milyon sığınmacı giriş yaptı. Şu anda Türkiye'de 3,2 milyon Suriyeli bulunurken, bunların 2,8 milyonu "Geçici Koruma Kapsamında" bulunuyor. Türkiye'de 300 bin ön kayıtlı ve kamplarda 258 bin Suriyeli yaşamını sürdürüyor.

Türkiye’deki "Kent Mültecileri"nin oranı yüzde 92 olurken, ülke genelinde bugüne kadar 184 bin Suriyeli çocuk dünyaya geldi.

 

TÜRKİYE’DE 6 YILDA 184 BİN SURİYELİ BEBEK DOĞDU

Öte yandan 4. Ombudsmanlık Sempozyumu’nda konuşan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, mülteciler Türkiye’ye geldiğinden bu yana son 6 yılda 184 bin bebeğin Türkiye’de doğduğunu belirtti.

Mülteciler ülkemize geldiğinden bu yana son 6 yılda 184 bin bebek gözlerini Türkiye’de dünyaya açtı. Kadınlarımız için gerekli sağlık hizmetleri hastanelerimizde ücretsiz olarak verildiğini belirten Bakan Sayan sözlerine şöyle devam etti: “Küreselleşme, demokrasi, çağdaşlaşma, insan hakları gibi konular dilimizden düşmese de mazlum mağdur insanların çığlıkları yükselmeye devam ediyor. Bu küreselleşme çağında çok şey küreselleşiyor. Ama adalet, eşitlik, hakkaniyet, hukuk, barış ve huzur küreselleşemiyor. Bunların yerine savaşlar, silahlar küreselleşiyor. Kadınların, çocukların feryadı açta, açıkta olanların, ilaçsızların çığlığı, maalesef yer küremizi titretmeye devam ediyor, vicdanlarımız sızlamaya devam ediyor. Cenevre sözleşmesi, mülteciliği özetle kendi ülkesinde yaşayamayacağı hale geldiği için başka coğrafyalarda çare arayan insan olarak tanımlıyor. Teorik tanımlar ne olursa olsun biz Türkiye olarak mülteciliğin fiili anlamlarını dünyada en iyi bilen hisseden, yaşayan bir ülkeyiz. Mülteci akınlarının en önemli nedeni savaşlar, çatışmalar, baskıcı rejimler. Bu tür özelliklere sahip kaynak ülkeden kaçanlar kendilerine hedef ülke seçiyor ve sığınmaya çalışıyorlar. Biz ülkemize sığınmış milyonlarca Suriyeli kardeşlerimizin dertleri ile sorunları ile yakından ilgileniyor, yaşama tutunmaları için imkânlarımızı seferber ediyoruz. Bu topraklar ülkelerinde zulüm gören sığınacak sağlam bir liman arayan insanlar için adres olmuştur. Budan sonrada öyle olacaktır. Sahip olduğumuz emniyet birikimimizle irfan anlayışımızla kendimize yakışanı yapmaya, insanlık onurunu tam anlamıyla korumaya devam edeceğiz. Çünkü insanlık onurunu kaybeden her şeyini kaybeder” diye konuştu.

“MÜLTECİLER HASTANELERDEN ÜCRETSİZ OLARAK FAYDALANIYOR”

“Ülkemizde misafir ettiğimiz yaklaşık 3 milyonun üzerinde kardeşimizin başını boynunu hiçbir zaman eğdirmedik” diyen Bakan Kaya, Suriyeli mültecilerle ilgili yapılan çalışmaları anlattı. Bakan Kaya, “Bugün Ensar ruhu ile 257 bin Suriyeli kardeşimizi kamplarda, geçici barınma merkezlerinde, uluslararası kuruluşlar tarafından da örnek gösterilen merkezlerde ağırlıyoruz. Ülkemizde misafir ettiğimiz mültecilerin 2 milyon 57 bini kadın ve çocuklardan oluşmaktadır. Bizde kadın ve çocukların sorunlarıyla ilgileniyoruz. Hatta, Kilis, Osmaniye, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Adıyaman, Adana’da 26 geçici barınma merkezimizde bakanlığımız tarafından psikososyal hizmetleri sunulmakta, bu kamplarda eğitim, sağlık, gıda, barınma gibi ihtiyaçların karşılanmasının yanı sıra kadın çocuk ve ailelere yönelik psikososyal destek hizmetlerimizi sürdürüyoruz. Bugüne kadar 120 binin üzerinde kadın, çocuk ve ailemize psikososyal destek hizmeti sunduk. Kamplarda iletişimi daha iyi bilen Arapça tercümanlar vesilesi ile bu hizmetlerimizi sürdürüyoruz. 26 tane Arapça bilen tercümanımız bu kamplarda bize yardımcı olmaktadır. Ayrıca bakanlığımızın 'Alo 183' hizmet hattında da Arapça bilen personel istihdamını sağlamış durumdayız. Bütün mültecilerimize de hizmet vermeye devam ediyoruz. Savaşın getirdiği gebelik, doğum süreçleri ise özel ekipler tarafında takip ediliyor. Mülteciler ülkemize geldiğinden bu yana son 6 yılda 184 bin bebek gözlerini Türkiye’de dünyaya açtı. Çocuklarımız ve kadınlarımız için gerekli sağlık hizmetleri hastanelerimizde ücretsiz olarak verilmektedir” şeklinde konuştu.