Hüseyin'in Ölümü İhmal mi, Kader mi?
Kahramanmaraş'ta gözü yaşlı anne Güllü Durdu, grip olduğu endişesiyle Kahramanmaraş Necip Fazıl Şehir Hastanesi Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Ek Hizmet binası acil servisine götürdüğü 1,5 yaşındaki çocuğunun son kullanma tarihi geçmiş iğne verildiği için hayatını kaybettiğini iddia etti.
Kahramanmaraş Dulkadiroğlu ilçesi Divanlı Mahallesi 16014. Sokakta ikamet eden Anne Güllü Durdu (35) 20 aylık Hüseyin isimli oğlunun Pazartesi günü çeşitli ağrıları nedeniyle şikâyet ettiğini söyledi. Çocuğunun grip olduğunu tahmin ettiğini ifade eden anne Güllü, Hüseyin’in ağrılarının arttığını söylemesi üzerine hastaneye götürerek hem muayene edilmesi hem de gerekli ilaçların verilmesi için ambulans çağırdığını kaydetti.
Anne, gelen ambulans görevlisinin Hüseyin’i muayene etmesi neticesinde çocukta ciddi bir sağlık sorunu olmadığını, bir süre buhar verildiği takdirde kendine geleceğini söylediğini anlattı. Ancak kendisinin buhar verdiğini buna rağmen çocuğunun şikâyetlerinin kesilmediğini söyleyerek Hüseyin’i hastaneye götürmek istediğini görevlilere açıkladığını belirten Anne, oğlunu Kahramanmaraş Necip Fazıl Şehir Hastanesi Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Ek Hizmet Binası acil servisine getirdiğini aktardı.
Burada Hüseyin’i muayene eden acilde görevli doktorun oğlunun ciddi bir sağlık problemi olmadığını, kendisi istediği takdirde 2 gün hastaneye yatış yaptırabileceğini söylediğini kaydeden Anne, kendisinin de bunu kabul ettiğini anlattı.
Anne Güllü Durdu ve Hüseyin’in teyzesi İlkay Atlamış, Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde küçük çocuğa son kullanma tarihi dolmuş iğne verildiğini iddia etti. Serumuna söz konusu iğneler eklendikten 3 dakika sonra çocuğun durumunun ağırlaştığını söyleyen Anne ve Teyze, Hüseyin’in bu iğneler nedeniyle hayatını kaybettiğini iddia etti. Pazartesi yoğun bakıma alınan Hüseyin’in Salı günü Kahramanmaraş Üniversitesi Tıp Fakültesine sevk edildiğini söyleyen Anne Güllü, oğlunun 1 gün de burada yoğun bakımda kaldıktan sonra Çarşamba günü hayatını kaybettiğini belirtti.
Yetkililere seslenen acılı anne Güllü Durdu ve teyze İlkay Atlamış, kendilerine yardım edilmesini ve bu durumun aydınlatılmasını istedi.
“YİNE HEMŞİRELER SERUMU TAKARKEN HİÇBİR ŞEYİ YOKTU”
Çocuğunun durumu hakkında ve hastanede yaşadıklarıyla ilgili bilgi veren Anne Güllü Duran şunları dile getirdi: “Soğuk algınlığı, grip olduğunu düşündüm 2 gün evde ilaçlarıyla tedavi ettim, ayaktaydı. Pazartesi günü oynuyordu, bacak ağrısı, kol ağrısı gibi gripten kaynaklanan ağrıları vardı. Ben de hastaneye gidelim iğne yaptıralım diye ambulans çağırdım. Ambulans doktorunun bana dediği, hastaneye bile gitmesine gerek yok, çocuğun ciğerlerinde hafif iltihap olduğunu, bronşit olduğunu, burada buhar verelim ondan sonra rahatlar götürmeyelim dedi. Ben de buhar makinem var zaten fayda etmiyor, iğne vurdurup serum takalım dedim. Benim isteğim üzerine kadın doğum hastanesi acile gittik, oraya kadar çocukla ambulansta oynadık, konuştuk, yine hemşireler serumu takarken hiçbir şeyi yoktu. Orada doktor yine çocuğun bronşit olduğunu, benim isteğimle 2 gün yatırıp yatırmayacağımı sordu, yoksa gerek yok dediler. Ben de tamam yatıralım, iyi olacaksa 2 gün serum alsın dedim.
“İĞNENİN KATILMASIYLA ÇOCUĞUN FENALAŞMASI 3 DAKİKA SÜRDÜ”
Yukarı servise gönderdiler, serviste 2 tane hemşire biz zaten girer girmez insanlara insan gibi davranmıyorlardı, bağırıp, çağırıyorlardı, biri geldiğinde onu kovuyorlardı. Bana sen niye geldin dedi, ben de yatış var dedim. Bana, yine yatış var, sanki yatak mı var ki alalım dedi, ben de aşağıda doktor gönderdi beni, ne yapabilirim dedim. Beni muayene odasına aldı, bir seruma 3 tane iğne kattı çocuk hiçbir şey yoktu, iğnenin katılmasıyla çocuğun fenalaşması 3 dakika sürdü, 3 dakikadan aldılar bana eks oldu hastanız dediler. 20 dakika sonra kalbinin durduğunu, 20 dakika sonra çalıştığını, beynin oksijensiz kaldığını, mide kanamasını geçirdiğini yani her şey orada bin tane hastalık çıkarttılar. Zaten 20 dakika sonra da beyin ölümünün gerçekleştiğini söylediler. 2 gün orada kaldı sonra da Tıp’a sevk ettiler, bir gecede orada yattı ölüsünü verdiler.”
“AZICIK UMUT VARSA O ARADA ZATEN O UMUT DA BİTMİŞ, GİTMİŞ YANİ HER ŞEY GİTMİŞ”
Kadın Doğum Hastanesinden KSÜ Tıp Fakültesine sevk edildikten sonra çocuğu taşıyan ambulansta görevlilerin solunum cihazının da şarjının bittiği şeklindeki konuşmalarını duyduklarını iddia eden Anne şunları söyledi: “Ambulans ile gönderdiler, ben makinelerden anlamıyorum, orada konuşulanlar, şarjının olmadığını, yaşam ünitesinden çekildiğini, oraya kadar, orada eski usul bir şeyle götürdüklerini, Tıp Fakültesinin doktoru da bana aynı şeyi dedi, ‘nasıl getirebildiniz bu çocuğu buraya kadar’ diye. Azıcık umut varsa o arada zaten o umut da bitmiş, gitmiş yani her şey gitmiş. O cihazı hastaneden verdiler, ambulansta olmadığını, yetişkinler için olduğunu söyleyince doktor hemşirelere söyledi ve orada konuşuluyor, şarjı yok, şarjı yok. Hatta ambulans doktoru söyledi nasıl şarjı yok, neden şarj ettirmiyorsunuz diye. Bu oraya kadar idare eder dediler verdiler, dıt dıt ötüyordu zaten. Buradan oraya kadar zaten oksijensiz gitmiş çocuk. Zaten oraya götürdüğümüzde doktor öldüğünü niye gönderdiklerini söyledi. Yine de bekleyelim, her şeye hazırlıklı olun dedi.”
“ACİLDEN YATIŞ YAPTIRAN DOKTORU ÇAĞIRDILAR O BİLE ŞOK GEÇİRDİ”
Çocuğun serumuna tarihi geçmiş 3 tane iğne katıldığını iddia eden Güllü Duran şöyle konuştu: “İğnenin ismini söylemediler ama orada iğnenin 1 yıl tarihinin geçtiğini, onun farkına varamadıklarını kendi aralarında konuşurken işitiliyor. Şunu söyleyeyim o iğne öyle bir şey yaptı ki diğer hasta refakatçisi bile fark etti. Bir serumu yarıya kadar boşaltıp aynı iğneden 3 tane sıktı ve ben şu anda o iğneyi bin tane iğne getirseler içinden seçer alırım yani o kadar dikkatimi çekti. Acilden yatış yaptıran doktoru çağırdılar o bile şok geçirdi, bana sarıldı ‘kızım ben bunu sağlam gönderdim ne oldu burada’ diyor. Doktor şuurunu kaybetti, ben soruyorum doktora ‘hocam ne oldu diyorum’. ‘Bilmiyorum, bilmiyorum ne oldu, ben de bilmiyorum ne yaptılar bu çocuğa’ dedi. En sonunda hemşiresi falan geldi, bana,’çocuk yaşasa da biz hep senin arkandayız, hakkını ara’ dediler. Onlar bile biliyordu orada o hemşirenin bir şeyler yaptığını.”
“NEDEN VATANDAŞLARIN CANINI YAKIYORLAR, KENDİLERİ ANNE BABA DEĞİL Mİ?”
“İNSAN MUAMELESİ YAPMIYORLAR BİZE”
Yetkililere seslenen ve sonuna kadar çocuğunun hakkını arayacağını ifade eden Anne Güllü Duru gözyaşları içinde feryat ederek şunları söyledi: “Ablam Sağlık Bakanlığı’nı aradı, her şeyi yapacağım bu bizim ikinci cenazemiz, biri de 14 yaşında, bir gün önce teyzemin torunu öldü ve yanlış tedaviden ciğerini patlattılar. İkinci dün daha onun cenazesi kalkmadan benim oğlumun cenazesi geldi. Yapıyorlarsa ya Sağlık Bakanlığı yapsın bir şey, neden vatandaşların canını yakıyorlar, o çocuklar nasıl meydana geliyor, anneyi babayı hiç düşündükleri yok mu? Kendileri anne baba değil mi? Ve biz orada soru soramıyoruz, hiçbir sağlık ekibine soru soramıyoruz. Bizi azarlıyorlar, insan muamelesi yapmıyorlar bize ve sonuna ben çocuğumun hakkını arayacağım, sonuna kadar.”
“ ALLAH’TAN AÇMIŞIM DOLABI, BÜTÜN İLAÇLARIN TARİHİ GEÇMİŞ”
Hüseyin Durdu’nun teyzesi İlkay Atlamış kardeşinin kendisini çağırdıktan sonra yanlarına gittiğini, hastanede hastanın bulunduğu yere çağırdıklarını, bir bez alıp gelmesini istediklerini belirterek şunları konuştu: “İçeriye girdim, çocuğun her yerinde hortumlar falan makineye bağlanmış, ne oldu benim yavruma dedim. Yok bir şey panik yapma, seni aldıysak bizi pişman etme dedi. Sonra 2 tane hemşire ilgilendi bizimle, dedi ki bezini değiştireceğiz. Ben değiştiririm dedim, hayır sen dokunmayacaksın sadece bezini alacaksın ve altına koyacaksın dedi. Bezi açtığımda sadece kan doluydu, bu yavruya ne olmuş dedim. Yok, bir şey, mide kanaması geçiriyor dedi. Sonra yanına oturmamı istediler, Hüseyin ben geldim yavrum dedim, öyle deyince çocuğun yanaklarından yaşlar süzüldü. Diğer hemşire getirdi bir tane iğne, kafada bir tane hortum takılıydı onun olduğu seruma enjekte yaptı. O arada, ‘Allah’tan açmışım dolabı, bütün ilaçların tarihi geçmiş’ dedi. Bir ilaç ismi söyledi, özellikle onun bir yıl olmuş, ‘biri gelip araştırsaydı, sorsaydı biz ne cevap verecektik’ dedi. O zamana kadar beni fark etmiyor tabi, ‘bu çocuk ne olacak şimdi, ne diyeceğiz bu çocuğun sahibine’ dedi. Öyle deyince karşıdaki (dudağını ısırıyor) etti, beni gösterdi, sen ne yapıyorsun ya dedi.”
Teyze İlkay Atlamış: “İçimiz yanıyor, ne olur yalvarıyorum, gereken yerler de duysun, yetkililer de duysun, artık bu hastanelere bir şeyler yapın, ne gerekiyorsa onu yapın. Biz 3 gün içinde 2 tane yeğenimizi toprağa verdik, 14 ve 1,5 yaşında, ikisi de yanlış tedavi, yanlış ilaç yüzünden. Lütfen yalvarıyorum artık.” diyerek sözlerini bitirdi.
“AİLENİN İDDİA ETTİĞİ GİBİ SON KULLANMA TARİHİ GEÇMİŞ BİR İLAÇ KULLANIMIYLA İLGİLİ BİR ŞEY SÖZ KONUSU DEĞİL”
Kahramanmaraş Necip Fazıl Şehir Hastanesi Başhekimi Uzman Doktor Şemi Atilla, konu hakkında yaptığı açıklamada söz konusu iğnelerin tarihinin geçmiş olması gibi bir durumun mümkün olamayacağını savundu. Aynı zamanda aile tarafından kurumlarına bir şikâyet geldiği takdirde gerekli yasal işlemleri yapacaklarını kaydetti. Başhekim Şemi Atilla konu hakkında yaptığı açıklamada şunları dile getirdi: “Hasta akut bronşit ve yüksek ateş tanısıyla bizim acil servisimize geliyor. Serum, antibiyotik, ateş düşürücü veriliyor ve çocuk uzmanı görüyor ve yatırıyor. Serviste tedavisi yapılıyor orada bir şekliyle havale geçirmeye başlıyor, muhtemelen ateşten. Sonra fenalaşıyor ve yoğun bakıma alınıyor, yaklaşık 1 gün kadar yoğun bakımda kalıyor sonra üniversiteye sevk ediliyor. Ailenin iddia ettiği gibi son kullanma tarihi geçmiş bir ilaç kullanımıyla ilgili bir şey söz konusu değil. Çünkü genel prensip olarak ilaçların takibi söz konusudur, öyle bir şey yok. Hasta yakınları bize sanıyorum bu anlamda şikâyette bulunmamış olursa da onunla ilgili idari soruşturma da başlatırız. Ama o iddia edilen şey bizim açımızdan doğru değil, öyle bir şey biz tespit edemedik.” (KAYNAK: MARASATİF.COM)