İki haftadan uzun sürüyorsa dikkat!
Özellikle havaların soğumaya başlamasıyla birlikte ofiste, okulda, yolda ve hatta evimizde farklı tonlarda ve şekillerde duyulan öksürük sesleri günlük hayatın parçası haline geliyor.
Ancak yaşanan öksürük senfonilerini sadece kış
hastalıklarına bağlamak çok da doğru bir yaklaşım değil. Öksürüğün iki haftadan
uzun sürmesi durumunda alarma geçmek gerektiğini söyleyen Acıbadem Taksim
Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Öner Dikensoy, altta yatan
nedenin mutlaka tespit edilmesi gerektiğini belirtiyor. Bu sayede onu
susturabilmek de mümkün olabiliyor...
Uzun süren öksürük tüm dünyada hemen her yaşta en sık doktora başvuru sebeplerinden birini oluşturuyor. Tek başına bir hastalık olmayan öksürük, vücudun savunma refleksi olarak tanımlanan normal bir durum olarak kabul ediliyor. Ancak öksürük iki haftadan uzun sürüyorsa ve gece uyku kalitesi, iş, okul hayatıyla birlikte yaşam kalitesini bozacak noktaya ulaştıysa artık dikkate alınması gerekiyor. İnatçı ve zamansız yaşanan öksürüklerin vücudun savunma mekanizmasını da bozduğunu söyleyen Acıbadem Taksim Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Öner Dikensoy, bu önemli semptomun bazı ciddi hastalıkların ilk belirtisi olabileceğine dikkat çekiyor. Erken tanı alıp tedavi edilmeyen öksürüğün inatçı bir şekilde kalıcı hale gelmesi durumunda, altta yatan hastalık ne olursa olsun bu duruma başka sorunlar da dahil olabiliyor. Bununla birlikte sigara içenler ya da sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçirenler öksürüğün bu durumlardan kaynaklandığını düşünerek tanıda gecikmelere neden olabiliyor. Prof. Dr. Öner Dikensoy, geçmeyen öksürüğün nedenine göre seyri ve tipinin de değişebildiğini belirterek uzun süren öksürükte altta yatan olası nedenlerini sıralıyor.
Üst solunum yolu enfeksiyonları
Burunda geniz akıntısına yol açan sinüzitten daha basit bir nezleye kadar her türlü üst solunum yolu problemi öksürüğü neden olabiliyor. Hastaların daha çok kuru öksürükten şikayeti ettiği bu durum özellikle kış aylarında artış gösteriyor. Uzun sürdüğü zaman tabloya, gastro-özefajiyal reflü ya da farenjitin dahil olup olmadığının araştırılması gerekiyor.
Astım
Kronik öksürüğün en yaygın üç nedeninden birini astım oluşturuyor. Nefes darlığı, hırıltılı solunum, göğüste sıkışma hissi gibi şikayetlerin de eklendiği kuru öksürüğün geceleri ve egzersiz sırasında arttığı gözleniyor.
Bronşit
Kendini geçmeyen öksürükle belli eden hastalıklardan birini de bronşit oluşturuyor. Akut bronşitte kuru öksürük görülürken hastalığın ilerlemesiyle balgamlı hale gelebiliyor. Özellikle kış aylarında sıklıkla alevlenen kronik bronşitte ise balgamla birlikte görülen öksürüğün yılın en az üç ayı devam etmesinden şikayet ediliyor. Sigara içenlerin büyük çoğunluğunda kronik bronşit ortaya çıkıyor.
Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH)
Solunum yollarının hasarlanması nedeniyle solunumu zorlaştıran ilerleyici bir hastalık olan KOAH, kronikleşen öksürüğün en ciddi sorumlularından biri. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Öner Dikensoy'a göre “geceleri daha kötü bir hal alan öksürük, yemek yerken ya da konuşurken dahi yaşanabiliyor. Özellikle sigara kullanan kişilerde öksürüğe, yorgunluk ve nefes darlığının eklenmesi durumunda KOAH’ın araştırılması gerekiyor” diyor.
Akciğer kanseri
Öksürük aslında akciğer kanserinin ilk belirtileri arasında yer alıyor. Ancak uzun süren öksürük her zaman akciğer kanserini akla getirmiyor. Özellikle sigara içen 40 yaş üstü olan kişilerin hele bir de ailede kanser hikayesi veya sık radyasyona maruz kalmak gibi bir hikayesi varsa uzun süren öksürükleri olması durumunda mutlaka bu yönden de değerlendirilmesi gerekiyor. Prof. Dr. Öner Dikensoy bu gruba giren kişilerin yılda bir kez kontrol amaçlı akciğer grafisi çektirmelerini öneriyor.
Gastroözofageal reflü
Her zaman gastroenteroloğun teşhis edebileceği boyutta gürültülü olmasa da öksürüğün reflünün de ilk belirtilerinden biri olabildiğini söyleyen Prof. Dr. Öner Dikensoy, “Örneğin reflünün en tipik belirtileri olan, mide ekşimesi, yanma, mide asidinin ağıza gelmesi gibi semptomlar bu hastalarda çok nadiren ortaya çıkıyor. Yaşanan reflünün karakteri de değişiyor. Öksürme dolayısıyla karın içi basıncın artmasına bağlı mide ile yemek borusu arasındaki kapakçık gevşiyor ve yukarıya doğru asit kaçmaları görülüyor. Bu nedenle yemek borusunun da alt ucundaki öksürük reseptörlerinin bulunduğu alan tahriş oluyor ve sürekli kuru bir öksürük yaşanıyor” diyor. Dolayısıyla uzun süren öksürüklerde ayırıcı tanıda dikkatli olmak gerekiyor.
İnatçı öksürük yaşlılarda kemik kırılmasına neden olabiliyor
Tedavi edilmeyen inatçı öksürük özellikle yaşlı kişilerde kas ağrılarından kemik kırıklarına kadar birçok problemin de yaşanmasına neden olabiliyor. Prof. Dr. Öner Dikensoy, “Sürekli ve şiddetli öksürüklerde kaslar ve kaburga da kullanıldığı için, ortaya çıkan şiddetli basınca bağlı olarak özellikle yaşlı kişilerde kaburga kırıkları ortaya çıkabiliyor. Bu denli şiddetli sonuç yaşamayanlarda ise sıklıkla görülen kas ağrılarından dolayı hasta sıkıntı yaşayabiliyor. Ayrıca şiddetli öksürüğe bağlı idrar kaçırma da yaşanabiliyor. Hatta bazı kişilerde bayılma atakları bile olabiliyor” diye konuşuyor.