Kahramanmaraş Kadın Platformu'ndan 100. Yıl kutlaması
Cumhuriyetimizin 100. Yıldönümünde Kahramanmaraş Kadın Platformu coşkulu bir kutlama etkinliğine imza attı.
Kahramanmaraş Kadın Platformu’nun düzenlediği Cumhuriyet’in 100. Yıl kutlamalarına Kahramanmaraş Valisi Mükerrem Ünlüer’in eşi Dr. Selma Ünlüer, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Araştırma Görevlisi Doç. Dr. Tülay Aydın platform Üyesi Dernek Başkanları, üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı.
Kahramanmaraş Kadın Platformu Başkanı Zeynep Arıkan, programın açılışını Harbiye Marşı’nın okunmasıyla başladı.
BU COĞRAFYADA 100 YIL AYAKTA KALABİLMEK
Arıkan, konuşmasına 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlere değinerek: “Depreminde şehit olan vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar ve kayıpları olanlara da sabırlar diliyorum.” dedi.
Cumhuriyetin ve 100 yıl boyunca coğrafyada ayakta kalabilmenin önemine değinen Arıkan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Cumhuriyet, ilk yüzyılını doldurdu. Dile kolay tam bir asır! Bu çok önemli bir şey. Özellikle, medeniyetleri bile yutan bu coğrafyada yüzyıl boyunca ayakta kalabilmek, hayatta kalabilmek çok önemli.
Nasıl bir temel atıldıysa, nasıl milletimizin karakterine işlediyse, bizim şu an içinde bulunduğumuz bu zor jeopolitikte bu kavram, yani cumhuriyet kavramı, hala bizi bir arada tutabiliyor. Tabi, bu ahval ve şerait içinde, bize düşen vazifeyi ne kadar yerine getirebilirsek o kadar bir arada tutmaya devam edecek…
Bir halkın bir arada olabilmesi, kaderini kendi tayin edebilmesi, özgür olabilmesi ve hayatta kalabilmesi ne demektir?
KATİL İSRAİL’İ LANETLİYOR VE KINIYORUZ!
Bugün katil İsrail hükümeti; Filistin’de, Gazze’de insanlık dışı alenen yaptığı soykırım ve vahşeti maalesef ekranların başında tüm dünyaya canlı canlı izlettiriyor ve biz hiçbir şey yapamıyoruz. Bu soykırımı sonuna kadar lanetliyor ve bir an önce bu savaşın bitmesi için dua ediyoruz.
Yine aynı şekilde Doğu Türkistan’da Uygur Türkü soydaşlarımız on yıllardır zalim Çin devletinin mezalimi altında, ağır işkenceler, akıl akıl almaz zulümlerle asimilasyonlara uğruyor ve iki halk da nerdeyse tarihten silinecek derecede yok olmak üzereler.
Bu coğrafyaların bize söylediği, bizim -yani Türk ordusu ve milleti olarak bizim- bedelini ağır bir şekilde ödediğimiz, askeri ve siyasi mücadelelerin sonunda taçlandırdığımız cumhuriyetimizin ne kadar önemle ve özenle muhafaza ve müdafaa edilmesi gerektiğidir.
Tarih hızla akmaya devam ediyor. Her şey biz yaşarken, gözlerimizin önünde oluyor.
BİZİ BİR ARADA TUTAN ŞEY, YURTTAŞLIK!
Çok yakın bir tarihte, ABD Başkanı’nın ifadesini hatırlayalım. Bir halk için, başka bir devletin başkanı şöyle söyledi: ‘hiçbir şey 7 Ekim’den öncesi gibi olmayacak’. Yine, ‘sınırların yeniden çizileceği söylenmişti.’ böyle şeyler daha önce de bizim için ifade edilmişti. Birileri bizi, Türkleri de daha önce Asya’nın steplerine göndermek için de planlar yaptılar. Biz, hiçbir yere gitmedik, gönderemediler. Aynı zamanda, gelenler de ‘geldikleri gibi gittiler’. Yine de giderler, gidecekler ama bu gerçeklik biraz da bizim, bir arada olabilme irademize ve milli gücümüze bağlı…
Tarihi ve siyasi detaylara girmeden, hikâyemizin nereden başlayıp, nereye gittiğini görmek mümkün değil. Bu detaylar, burada bulunan bütün yurttaşların hafızalarında vardır.
Yurttaş kelimesini kasten söyledim, bu ne kadar önemli ve ne kadar değerli farkında mıyız, işte bizi bir arada tutan şey bu, yurttaşlık! Yurttaş olma!
Yüce Allah’a çok şükür ve cennetmekan atalarımıza rahmet olsun ki bir vatanımız bir yurdumuz var.
TÜRKİYE DEVLETİ’NİN BİR CUMHURİYET OLMASI NEDEN ÖNEMLİDİR?
Sizlere milli mücadeleden bahsediyorum. Bizler, çok değil, iki-üç nesil önce büyük bir savaş vererek bastığımız toprağı vatan haline getirebildiğimiz bir coğrafyada yaşıyoruz. Millî mücadele olmadan, Kuvvai Milliye olmadan, cumhuriyete giden yolun neden kan ve irfanla kurulduğunu bilemeyiz ve cumhuriyet bize bir şey ifade etmez. Türkiye Devleti’nin bir cumhuriyet olması neden önemlidir?
Cevap, hayatta kalabilmek için bir arada olabilmemiz için, cumhuriyetin, yani gücün kaynağının sadece halk olması gerektiğidir.
Gücün kaynağı, soy bağı değildir. Gücün kaynağı parti bağı değildir. Gücün kaynağı cemaat, tarikat bağları değildir. Gücün kaynağı benim-biziz, gücün kaynağı sizsiniz. Farkında mıyız? Bunun farkında olmak, cumhuriyetin farkında olmaktır.
Halkın, kendi etrafını saran ateş çemberinin farkında olması, tetikte olması, teyakkuzda olması, bir arada olması da şarttır. Zor zamanlara hep birlikte girerken, geleceğe yönelmiş bir yaklaşımla bütün dünya karşımızda da olsa hukuk devletinin, bağımsızlığın, özgürlüğün yılmaz bekçileri olduğumuzu da tekrar hatırlatmak isterim.
Bizler kendine güvenen, iradesini ortaya koyan bireyler, ‘birey olmak’ zorundayız.
Bu bireylerin oluşturduğu ve iradesini ortaya koyabilecek bir halk olmak da zorundayız. Eğer, sadece öyle olabilirsek korkacak hiçbir şey, hiçbir engel yoktur. Unutmayalım, Milli marşımız da ‘Korkma!’ ifadesi ile başlar.
Bu durum, irade ortaya koymak: halkın siyasi görüş ve düşüncelerini açıkça, korkmadan, kaygısız bir şekilde ifade edebilmesi ile mümkündür. Siyasi katılım, yani seçme ve seçilme hakkı ise bu durumun doğrudan sonucudur. İrademizi ortaya koymak zorundayız.
Her platformda, her mecliste, her nerede isek her yerde, sadece özgür bir birey olarak, sevinçte ve kederde ortak bir halk olarak, açık, şeffaf, duru bir biçimde kendimizi ifade ettikçe, halkımızın yanında yer aldıkça, cumhuriyete hizmete devam edebiliriz.
NEYİ NE İÇİN KUTLADIĞIMIZI UNUTURSAK GELECEKTE AYNISI İLE KARŞILAŞIRIZ!
Sözlerimi cumhuriyetimizin banisi, istiklal harbinin başkomutanı, başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 10.yıl nutkundaki, umut dolu ifadesiyle noktalamak istiyorum.
Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile, âtinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!”
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Araştırma Görevlisi Doç. Dr. Tülay Aydın da Cumhuriyetin kuruluşunda verilen mücadelede, kadınlara tanıdığı haklardan ve milletin egemenliğinden bahseden bir konuşma yaptı.
Kahramanmaraş Valisi Mükerrem Ünlüer’in eşi Dr. Selma Ünlüer de yaptığı konuşmasında; “Kadınların birlik olmasından gurur duydum. Milletçe hep birlik ve beraberlik içerisinde olduğumuz zaman üstesinden gelemeyeceğimiz bir zorluk olamaz. Ortadoğu’ya baktığımızda vatanımızın, birlik ve beraberliğimizin önemini daha da iyi anlıyoruz. Programı düzenleyen bizi bu anlamlı günde bir araya getiren Kadın Platformu Başkanı Zeynep Arıkan’a teşekkür ediyorum. Nice 100. Yıllara inşallah Cumhuriyet Bayramımız Kutlu olsun.” dedi.
Programa katılan konukların da kısa kısa konuşmalarının ardından, tüm kadınlar ellerinde Türk Bayraklarıyla Ulusal Marşları hep bir ağızdan söyleyip, 100. Yılın coşkusunu doyasıya yaşadı.