Koronavirüs'e Karşı El Yıkamanın Önemi: Nasıl Sabunlar Kullanmak Gerekiyor?
Ellerimizi sıklıkla yıkadığımız bugünlerde sabun seçimine de dikkat etmemiz gerekiyor. Bireysel olarak kullanılmayan katı sabunlar ve antibakteriyel sabunların sıklıkla kullanılması başka hastalıklara davetiye çıkarırken, vücutta farklı zararlara yol açabiliyor.
Sağlık Bakanlığı’nın
dermatolojik testlerin yapılması konusunda uygun gördüğü özel laboratuvarlar
arasında yer alan BioArge Laboratuvarları kullanılan sabunların da başlı başına
bir sağlık sorunu haline gelebileceğini belirterek cildin doğal florasını
bozmayan, %100 doğal içerikli sabunlar kullanılması gerektiğinin altını
çiziyor.
Koronavirüs (COVID -19) salgınıyla beraber el hijyeni her zamankinden daha büyük önem taşıyor. Özellikle virüsün görüldüğü ülkelerde sabun ve dezenfektanların satışında rekor seviyede bir artış gözlemlenirken bağımsız bir kuruluş olan BioArge Laboratuvarları, Koronavirüs ile başa çıkmada en etkili yollardan biri olan sabunlar ve el yıkama ile ilgili önemli bilgiler veriyor.
Koronavirüs’ten korunma önlemi olarak eller sıklıkla yıkanıyor ancak kullanılan sabunlar cilt hastalıklarını ve diğer hastalıkları da beraberinde getirebiliyor. Virüslere karşı hangi tipte sabunlar kullanılması gerektiğine dikkat çeken BioArge Laboratuvarları cildin doğal florasını koruyan ve %100 doğal içeriklerden oluşan sıvı sabunların tercih edilmesi gerektiğini belirtirken, tüketicilerin mutlaka ürün ambalajlarını kontrol ederek sabun yapımında kullanılan içeriklere dikkat etmeleri gerektiğinin altını çiziyor.
BioArge Laboratuvarları AR-GE Yöneticisi Dr. Gökhan Özokan Koronavirüs’e karşı el hijyeninin hayati önem taşıdığını belirterek katı ve antibakteriyel sabunlara da dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor. “İnsan cildi virüs için ideal bir yaşam alanı olma özelliği taşıyor. Bireysel olarak kullanılmayan katı sabunlar, potansiyel olarak zararlı mikrop ve bakterileri üzerinde bulundurması nedeniyle ellerimizi temizlediğini zannederken aslında bizi daha fazla bakteriye maruz bırakabiliyor. Bir başka sabun türü olan antibakteriyel sabunlar ise sık kullanımlarından dolayı hormonal sağlık sorunlarına ve uzun vadede kansere yol açabiliyor. Aynı zamanda Triclosan adı verilen ve bakterileri öldürme amacıyla antibakteriyel sabunlara konulan madde cilt kuruluğu, kaşıntı ve egzamaya neden olabiliyor. Özellikle çok hassas, kuru ve atopik ciltler için cilt doktoruna danışarak sabun seçimi yapmak gerekiyor” diyor.
Antibakteriyel jeller ve sıvı sabunların birçoğu virüse karşı değil bakterilere karşı koruyor
Cilt florasını bozmayan ve ciltteki yararlı bakterileri öldürmeyen sabunların tercih edilmesi gerektiğini, antibakteriyel jellerin ve birçok sıvı sabunun virüslere değil bakterilere karşı koruma sağladığını belirten Dr. Gökhan Özokan: “Bakterilerin ölmesinden sonra cilt savunmasız kalarak tüm virüslere açık bir hale geliyor. Bu da uzun vadede cildin doğal yapısının bozularak egzama gibi cilt hastalıklarının oluşmasına neden oluyor. Koronavirüs salgınına karşı ellerimizi çok sık yıkadığımız için sabunların da %100 doğal içeriğe sahip olması ve cildin doğasını da koruması gerekiyor. Bütünsel tedaviyi destekleyen, cilt florasıyla uyumlu antimikrobiyal sıvı sabunlar en hassas cilt tipleri için dahi kullanılabiliyor. Özellikle doğal bitki yağları, sirke ve gliserinden oluşan ve kimyasal hiçbir madde içermeyen sıvı sabunlar arındırıcı içerikleri ile hem yetişkinler hem de çocuklar için güvenle tercih edilebilir” diyor.
Yaşadığımız dünya için sürdürülebilir çözümler geliştiren BioArge Laboratuvarları bütünüyle doğal, insan ve çevre ile dost, sentetik içermeyen özgün formüllerle bitkisel içerikli bakım ürünleri alanında buluşlar gerçekleştirerek %100 doğal ürünler geliştiriyor.