"MS" Tedavisi 3 Başlık Altında Toplanıyor
Kadınlarda erkeklerden iki ila üç kat daha yaygın olan, 20 – 50 yaş arasında görülen MS, dünyada yaklaşık 3 milyon, Türkiye'de ise 35 bin kişiyi etkiliyor. Multipl skleroz yani MS'in nedeni tam olarak bilinmiyor, bağışıklık sisteminde bir bozukluk sonucunda beyin ve omurilikte çok sayıda plak oluşumu ile ortaya çıkıyor.
Hafif semptomlar arasında karıncalanma ve uyuşma bulunsa da şiddetli vakalarda görme kaybı ve felç gibi daha ağır sonuçlara neden olabiliyor. Memorial Antalya Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Yılmaz Niyazi Yazman 29 Mayıs Dünya MS Günü nedeniyle hastalık hakkında bilgi verdi.
Gençler daha çok risk altında
MS genellikle genç ve orta yaşta ortaya çıkmaktadır. 10 yaş altı ve 50 yaş üstü nadir olarak görülmektedir. Beyin ve omuriliğin herhangi bir yerinde plakların ortaya çıkmasıyla tutulan bölgeye ait şikayet ve belirtiler oluşur. Tutulan bölge hastadan hastaya değişir dolayısıyla her hastanın şikayetleri de farklıdır. MS’te plakların oluşma nedeni vücudu savunmakla görevli hücrelerin sinir hücrelerinin etrafında bulunan miyelin kılıfına saldırması ve hasar oluşmasıdır. Yapılan araştırmalar D vitamini eksikliğinin MS’e yakalanma riskini artırdığı göstermiştir.
Her hastada farklı şikayetler görülebilir
MS hastalığında; yorgunluk, bacak ve kollarda kuvvet kaybı, uyuşma, karıncalanma, his kaybı ya da ağırlık hissi, tek bacak, tek kol, sağ ya da sol kol ve bacak, her iki bacakta ağrı, uyuşma ya da kuvvetsizlik görülebilir. Ayrıca konuşma bozukluğu, görme bulanıklığı, çift görme şikayetler arasındadır. Hastalarda yürürken dengesizlik, baş dönmesi, ellerde titreme, konuşma bozukluğu, idrar kaçırma ya da yapamama, başın öne doğu eğilmesi ile kollar ve bacaklara yayılan elektriklenme hissi yüzde eğilme, asimetri oluşabilir.
MS 4 farklı tipte görülüyor
Hastaların yüzde 85’i relapsing-remitting MS(RRMS) tip ile başlar ve ilk atak tamamen iyileşir ya da çok hafif şikayetler kalabilir. 5 yıl içinde ikinci bir atak beklenir. Zamanla tekrarlayan ataklar ile birlikte bazı şikayetler de görülebilir. Bu gruptaki hastaların zamanla yarısının ikinci faza geçtiği görülmektedir.Sekonder progresif MS’te hastalık birinci tip ile başlar, 2-3 ataktan sonra sürekli bir kötüleşme devam eder.Üçüncü yani relapsing progresif MS (RPMS) atak görülür ancak temelde sürekli bir kötüye gidiş söz konusudur.Dördüncü primer progresif MS (PPMS)’te ise başlangıçta atak olmadan sürekli bir kötüye gidiş söz konusudur. Hastaların yaklaşık %15 ‘i bu gruptadır.Yorgun hissediyorsanız dikkat!
Bulanık görmeye neden olan optik nörit MS’ın en sık belirtilerinden biridir. %14-23 oranında hastada görülür. Genellikle tek taraflı görme kaybı, göz hareketlerinde ağrı oluşmaktadır. Serebellar sisteme yani beyincik fonksiyonlarında bozulma sıktır. Yürürken dengesizlik, el hareketlerinde beceriksizlik-hedefi bulmada zorlanma başlangıç şikayetleridir. Yorgunluk hastalığın en sık görülen 3 belirtisinden biridir.
Tedavi, şikayetleri yönetmeye odaklanır
Hastalığın teşhisinde beyin ve omurilikte oluşan plaklar ilaçlı olarak çekilen MR’larda gözlenebilmektedir. Ayrıca tanıda hastanın belinden alınan beyin omurilik sıvısı incelemeleri, VEP, SEP ve BAEP incelemeleri ile tanı konulmaktadır. MS tedavisi ataktan kurtulmayı hızlandırmaya, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmaya ve MS şikayetlerini yönetmeye odaklanır.
MS tedavisi 3 aşamada yapılır
Atak tedavisinde serum içinde 1 gr metilprednizolon 5-7 gün verilerek yapılır. Bu tedavi ile hastanın atakları daha çabuk geçer.Koruyucu tedavide interferonlar, glatiramer asetat, İVİG, azatiopirin gibi ilaçlar kullanılmaktadır.Üçüncü semptomatik tedavide hastada gelişen spastisite, yorgunluk, ağrı, mesane bozukluğu, tremor, cinsel problemler gibi şikayetlere yönelik olarak verilen ilaçları kapsar.D vitamini eksikliğine dikkat!
Hastalar beden yoran işlerden kaçınmalı, düzenli ve sağlıklı beslenmelidir. Alkol ve sigara gibi zararlı maddeleri kullanılmamalı, mümkün oldukça çok hareket edilmelidir.
MS şikayetlerini artırabilecek olan hamam, sauna gibi sıcak ortamlar yerine ılık su tercih edilmeli, üzüntülü ortamlardan uzak durulmalıdır. Ayrıca D vitamini eksikliği kontrol edilmeli, gerekirse takviye alınmalıdır.