"Muharrem İnce'nin bugünkü tavrını takdir etmek lazım"
Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, CNN TÜRK canlı yayınında seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulundu, soruları yanıtladı.
Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ünal, milletin oyu konusunda hassas olduğunu belirterek, "Bizim bir seçim geleneğimiz var, demokrasi geleneğimiz var. Zaman zaman darbelerle, muhtıralarla yara alsa da her zaman yoluna girmiştir. Millet bunu her zaman yoluna bir şekilde koymuştur. Bunu yıpratmamak lazım. Bunun meşruiyetine zarar vermemek lazım. Milletin zihninde, gönlünde, kalbinde bunu yaralamamak lazım. Bu siyasetçilerin sorumluluğudur." diye konuştu.
Siyasi parti temsilcilerinin sandık başında olduğuna ve sonuçların onların ıslak imzalarıyla tutanak altına alındığına işaret eden Ünal, "Buradan ancak demokrasi çıkar ki bu tecelli etmiştir." dedi.
Ünal, seçime katılma oranının yüzde 88 olduğuna ve millet iradesinin yüzde 98'inin parlamentoda temsil edileceğine işaret ederek, bunun demokrasi açısından sevindirici olduğunu ifade etti.
"BUGÜNKÜ MUHARREM İNCE'NİN TAVRINI TAKDİR ETMEK LAZIM"
CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin açıklamalarını değerlendiren Ünal, "Bugünkü Muharrem İnce'nin tavrını takdir etmek lazım." dedi.
İnce'nin "Başkalarının yenilgileri üzerine bir galibiyet inşa edemezsiniz. Kendi zaferinizi kazanmak için çalışmanız gerekir." sözüne atıfta bulunan Ünal, bu sözü çok değerli bulduğunu ifade etti.
Mahir Ünal, "Şu yenilirse, şununla şu anlaşmaz, ben de şuradan aradan çıkarım.' Bunun adı siyaset değildir. Siyaset böyle bir şey değildir. Siyaset, sizin emek verdiğiniz, alın teri döktüğünüz, 16 yıldan beri AK Parti'nin yaptığı şeydir. Cumhurbaşkanımız günde 18 saat çalışıyor. Biz, Cumhurbaşkanımıza baktığımızda, biz de daha çok çalışmak için çaba sarfediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"SIKILI YUMRUKLA TOKALAŞAMAZSINIZ"
Muharrem İnce'nin "Sayın Erdoğan, artık hepimizin cumhurbaşkanı olun, herkesi kucaklayın." açıklamasının hatırlatılması üzerine Ünal, "Cumhurbaşkanımız hem Belediye Başkanlığı hem Başbakanlığı hem Cumhurbaşkanlığı döneminde her zaman kucağını açtı, elini uzattı ama takdir edersiniz ki sıkılı yumrukla tokalaşamazsınız. Eğer siz hakaret, nefret dili üzerinden, demokrasiye yakışmayan 'tek adam, diktatör' gibi ifadelerle bir siyaset dili, siyasal söylem oluşturursanız, muhatabınıza dönüp 'Sen, benimle niye anlaşmıyorsun' diyemezsiniz. Çünkü öncelikli olarak, o siyasetin, siyasal, demokratik kültürün gereklerini yerine getirmeniz gerekir." ifadesini kullandı.
Milletin seçtiği cumhurbaşkanına saygı duyulması gerektiğini vurgulayan Ünal, şunları kaydetti:
"Küfür, hakaret, demokrasi kültürüne yakışmayan 'tek adam, diktatör' gibi ifadeler kullandığınız kişiye sonra da dönüp 'Ben sizinle kucaklaşmak istiyorum' diyemezsiniz. Bu, karşılıklı bir sorumluluğun sonucu. Tabii ki birliğimiz, beraberliğimiz, bizim için her şeyin önünde. Ama karşılıklı güven ve iş birliğinin Türkiye'de inşası için Sayın Cumhurbaşkanımızın attığı adımlara ben şahidim. 19 Haziran 2012'de Kemal Kılıçdaroğlu, genel merkezimizde Cumhurbaşkanımızı o zamanki genel başkanımızı ve başbakanımızı ziyaret ettiğinde üçer kişilik heyetlerle toplantı gerçekleşti. O dönemde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, bir milli mutabakat komisyonu çağrısı yapmıştı. O dönemde BDP ve MHP de bu çağrıya olumsuz yanıt vermişti. Cumhurbaşkanımız o dönemde Kemal Kılıçdaroğlu'na benim yanımda ne dedi biliyor musunuz? 'Kemal Bey, gelin biz beraberce bu ülkenin sorunlarını çözelim. Bakın, BDP ve MHP sizin çağrınıza olumsuz cevap vermiş ama biz sizinle beraber Türkiye'nin kahir ekseriyetini oluşturuyoruz.' Aynen bu ifadeyi kullandı. 'Yüzde 75 sizinle bizim oyumuz, gelin Türkiye'nin siyaset üstü sorunlarını beraber çözelim. Hatta burada bulunan arkadaşlarımızdan da bir komisyon oluşturalım ve terör konusunda, diğer Türkiye'nin siyaset üstü asıl meselelerinde bu arkadaşlarımız çalışsınlar, biz bu konularda beraber çalışalım.' dedi. Ama daha sonra maalesef cevap bile buna verilmedi. Şimdi ben, Sayın Muharrem İnce'nin özellikle bu yöndeki ifadelerini umut verici buluyorum."
"Gelecekte muhalefette muhatabınız Muharrem İnce olur mu?" sorusuna Ünal, "Demokrasiye saygılı olunması gerektiğinin Muharrem Bey tarafından vurgulanması, sandıkta ortaya çıkan sonucun kabullenilmesi, bunlar demokrasi, siyasal kültür adına önemli şeyler." yanıtını verdi.
AK Parti'nin oy kaybından çıkarması gereken dersin ne olduğunun sorulması üzerine Ünal, "Siyaset, toplumla konuşmak içindir. Sizin toplumla, halkla, milletle ilişkinizin neticesinde siyasetiniz ya güçlenir ya zayıflar. Biz AK Parti olarak hep milletimizle hareket ettik. Biz, onun verdiği mesajları her zaman önemsedik, onun diliyle konuştuk. Toplumsal talepler ve ihtiyaçlar bizim birinci önceliğimiz oldu. Her zaman da 'Sandıkta bize, millet hangi mesajı veriyorsa bu dille konuşmamız gerekiyor.' dedik." ifadelerini kullandı.
"SEÇİM SONUÇLARI RAPORU HAZIRLAYACAĞIZ"
2010 referandumundan sonra "Yüzde 42'yi anlamak" isimli bir çalışma yaptıklarını bildiren Ünal, "Bu seçimin sonuçlarıyla ilgili oturacağız, kampanya ile ilgili Genel Başkanımıza bir rapor hazırlayacağız. Seçmen bize ne dedi? Hangi mesajları verdi? Diğer siyasi partilerin pozisyonuna dair çok ciddi çalışmalar yapacağız ve bunun sonucunda da kendi pozisyonumuzu belirleyeceğiz." dedi.
Cumhur İttifakı'nın büyük bir zafer kazandığını vurgulayan Ünal, teşkilatlar açısından hangi sorunların yaşandığını Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında parti üst kurullarında bu konunun konuşulacağını aktardı.
AK Parti'ye yönelik "Siz konuşuyor musunuz" şeklindeki eleştiriler olduğuna dikkat5i çeken Ünal, "Eğer bu partinin yetkili organları, kurulları, MYK'si, MKYK'si, bu konular, bizim kurullarımızda tartışılmasa, konuşulmasa sizce biz her seçimi kazanabilir miyiz?" sorusunu yöneltti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin anket şirketlerine ilişkin eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Ünal, anketlerin toplumsal eğilimleri, algıyı, seçmen davranışlarını doğru yorumlayabilme işi olduğunu, anket şirketlerinin talep o yönde olduğu için rakamlara odaklandıklarını dile getirdi.
Ünal, "Milletin, sandıkta tecelli eden iradesine dönük söz söylemek değil, o iradenin bize neler söylediğini anlamak son derece önemli. MHP, 1 Kasım'da aldığı oyları muhafaza etti. İYİ Parti'ye dönük medya üzerinden oluşturulan bir algı vardı. Anket şirketlerinin ve bazı medya organlarının yürüttüğü bir çalışma vardı. Ama Muharrem İnce'nin adaylığından sonra bu kaçınılmaz olarak bir değişim gösterdi." yorumunu yaptı.
"BU İTTİFAK, BİR MİLLETVEKİLİ PAZARLIĞI DEĞİLDİ"
Cumhur İttifakı'nın, masa başında oluşturulmadığının, 15 Temmuz ruhunun ve Yenikapı şuurunun birlikteliğinin ortaya çıkardığı doğal bir ittifak olduğunun altını çizen Ünal, "Diğer ittifaklara baktığınız zaman, bu ittifaklar, görüşmeler, konuşmalar, karşılıklı oturup değerlendirmeler ve pazarlıklar sonucunda bu ittifaklar oluştu." diye konuştu.
AK Parti'nin ne MHP ne de BBP ile böyle görüşmeleri olmadığını belirten Ünal, "BBP ile hiçbir zaman şu kadar milletvekili olsun demedik. Çünkü bu ittifak, bir milletvekili pazarlığı değildi. Bu ittifak, milletin bize verdiği o sorumluluğun, toplumsal ve siyasal tabanın bir talebi olarak gerçekleşti." ifadelerini kullandı.
"YENİ SİSTEMDE KOALİSYON YOK"
"MHP kabinede yer bulur mu" sorusuna Ünal, şöyle cevap verdi:
"Yeni sistemde koalisyon yok, yeni sistemde ittifaklar var. Koalisyonla, ittifak arasında çok temel bir fark var. İttifaklar seçim öncesi oluşturulan, ittifakların ortak deklarasyonun, protokolünün kamuoyuna deklare edildiği ve seçmenin de kimin ne yapacağına dair bir fikrinin oluştuğu, buna göre tutum belirlediği yapılardır. Koalisyonlar ise seçimin sonuçlarına göre ortaya çıkan yapılardır. Burada koalisyon gerektiren bir durum söz konusu değil. Biz zaten Cumhur İttifakı olarak, seçimlerden çok önce, hatta ittifakla ilgili yasal düzenlemeler yapılmadan çok önce, 15 Temmuz'un ve Yenikapı ruhunun oluşturduğu bir birlikteliği konuşuyoruz. O yüzden biz, TBMM'de herhangi bir şekilde, 'Uzlaşacak mısınız', zaten biz, bu uzlaşmayı oluşturmuşuz. Aynı zamanda bir mutabakatımız var."
Milli Mutabakat Komisyonunun devam edip etmeyeceğinin sorulması üzerine Ünal, kampanya sürecinde iletişimi bu komisyon üzerinden yaptıklarını, bundan sonra da çalışmalarının devam edeceğini söyledi.
Mahir Ünal, seçim sonrası takvime ilişkin soru üzerine, bunun Meclis İçtüzüğü ve Anayasa ile belirlendiğini, YSK'nin kesin sonuçları açıklamasından sonraki üçüncü gün Meclisin yemin törenini gerçekleştirmek için toplanacağını anımsatarak, Cumhurbaşkanı'nın yemin etmesinin ardından Meclis Başkanlığı seçim sürecinin başlayacağını aktardı.
"YETKİ KANUNU NE ZAMAN KULLANILACAK" SORUSUNU ÜNAL, ŞÖYLE YANITLADI:
"Cumhurbaşkanlığının yemininden önce bu çıkacak. Çünkü Cumhurbaşkanı göreve başladığı anda sistem başlıyor. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımız yemin etmeden önce bu düzenlemeler tamamen bitmiş olacak, tamamlanmış olacak ondan sonraki süreç artık sistemin öngördüğü Meclisin yasama görevi, cumhurbaşkanının da idari süreci yönetmesi için cumhurbaşkanlığı kararnameleri süreci başlıyor. Zaten yapılan sistem değişikliğiyle kararnamenin pozisyonu nedir? Meclisteki kanunun pozisyonu nedir? Bunların hepsi biliyorsunuz Anayasa'da amir hüküm altına alındı. Türkiye'yi çok güzel günler bekliyor. Türkiye çok hızlı, hantallıktan çıkmış, esnek, çabuk karar veren ve sorun çözme mekanizmaları hızlı çalışan yeni bir hükümet sistemine kavuşuyor. Bürokratik hantallık yerini sorumluluk alan üst bürokrasiye bırakıyor."
"MANİPÜLASYONUNUN ARKA PLANINI GÖSTERİYOR"
Ünal, doların düşmesi ve borsanın yükselmesinin hatırlatılması üzerine bunun manipülasyonunun arka planını gösterdiğine işaret etti.
Siyasi istikrarın, ekonomik istikrar getireceğini her zaman vurguladıklarını belirten Ünal, "Dün gece itibarıyla sandıkta millet güven oyunu verdi, 'İstikrarla Türkiye yoluna devam etsin' dedi. Dün akşam 81 milyon kazandı, Türkiye kazandı ve demokrasimiz kazandı. Bundan sonra inşallah Türkiye güven ve istikrar içerisinde yoluna devam edecek." dedi.