Öğretmenlere kulak verin!
Meslekleri itibari ile hem çok zor hem de kutsal bir görev icra eden öğretmenlerin birikmiş bir yığın sorunu var. Atamalardan çalışanlar arasındaki kadrolu-sözleşmeli ayrımına, ek göstergelerden vergi dilimine kadar birçok problemi alan öğretmenler, en düşük memur maaşını alan bir mesleği icra eder hale geldi. Onlar, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde kuru kuru tebrikler değil hem maddi hem de manevi olarak sorunlarının giderilmesini talep ediyor.
Çocuklarımızın ve
gençlerimizin geleceğini şekillendiren öğretmenlerin sorunları, ihtiyaç ve
beklentileri üzerine bir araştırma yaptık. Yapıları, işleyişi ve ideolojileri
bakımından birbirinden farklı 3 eğitim sendikasına öğretmenlerin problemlerini
sorduk; ancak aldığımız cevap ortaktı. Öğretmenlerin özlük, iş güvencesi, maaş,
ek gösterge ve içinden çıkılmaz bir sistemde boğuşması noktasında 3 farklı
sendika aynı sorunları sıraladı.
İşte sendikaların Kahramanmaraş Şube Başkanlarının gözünden öğretmenlerin sorunları:
YENİPINAR: ÖĞRETMENLER GÜNAH KEÇİSİ İLAN EDİLDİ
Türk Eğitim Sen Kahramanmaraş Şube Başkanı Ziya Yenipınar, öğretmenlerin birikmiş sorunları üzerine şu açıklamalarda bulundu: Öğretmenlik mesleği gerçekten vicdani yönü ağır basan, insani sorumluluğu büyük olan, malzemesi insan olan hakikaten de Peygamberlik mesleğidir. Bu kadar önemli olan bir meslek grubu, ülkenin geleceğine direkt etki yapacak bir meslek grubu maalesef akıl almaz bir şekilde yıllar yılı itibarsızlaştırılarak, değersizleştirilerek adeta günah keçisi ilan edilerek halkın önüne atılmıştır. Oysa ki “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” diyen bir dinin, hocasının atının ayağından sıçrayan çamuru görerek üzülen hocasına “Bizim için bir şereftir” diyen bir ecdadın torunları olarak, öğretmenlerimizin şu an içinde bulunduğu durum tam anlamıyla rezil bir durumdadır. En önemli sorun, öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılması meselesidir. Öğretmene duyulan güven ve verilen önem gün geçtikçe azalmış ve şuan dip yapmış durumdadır. Zamanında öğretmenini gören bir öğrenci 200 metreden kendini toparlayıp saygı gösterisinde bulunurken maalesef şimdi içtiği sigarayı öğretmeninin yüzüne üfler bir vaziyete gelmiştir. Bunun sebebi ise öğretmeni adeta halkın önüne atarak yem eden siyasi politikalar ve siyasi söylemlerdir. Okullarımızda liyakatten uzak, tarafgirce yapılan idareci ve yönetici atamaları da bu çözülmeye ön ayak olmuştur. Velilerden yediği baskı yetmiyormuş gibi öğretmenlerimiz idari baskı ve mobbinglere de maruz kalmakta ve eğer bu konuda tedbir alınmazsa ileride daha büyük sosyal patlamalar yaşanılacağı da su götürmez bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Yani öğretmenlerimiz mutsuz, huzursuz ve gelecek kaygısı taşıyan bir meslek grubu haline getirilmişlerdir. 657 sayılı devlet memurları kanununda güvence altına alınan iş güvencesi konusu da “sözleşmeli öğretmenlik, vekil öğretmenlik” gibi alımlarla da baltalanılmaya çalışılması da yeni atanacak öğretmenlerin daha göreve başlamadan güdüm altında atanmalarına neden olmaktadır. Liyakatsizce yapılan atamaların sıkıntısını milletimiz ve devletimiz 15 Temmuz sürecinde yakinen yaşamış ama maalesef bu kötü durumdan da hiçbir ders alınamamıştır. Hala çeşitli dernek, vakıf ve cemaatlere devletimizin imkânları seferber ettirilmektedir. Öğretmenlik mesleğine maddi olarak hiçbir iyileştirme yapılmadığı gibi devlet memurları arasında en düşük maaş alan meslek grubu haline getirilmiştir. Maaşlar yetersiz hale gelmiş, ek ders ücretleri yerinde saydırılmış ve özlük hakları sürekli gasp edilmiştir. Eşit işe eşit ücret adı altında diğer tüm memurlara yapılan iyileştirmelerden sadece ve sadece öğretmenler yararlandırılamamıştır. Karı koca olarak çalışmayan, tek maaşlı öğretmenlerin tamamı geçim sıkıntısı çekmektedir. Türk Eğitim Sen Genel Merkezinin yaptığı son ankete göre öğretmenlerin yüzde 74’ü kredi borcu ödemekte, yüzde 17’sinin kredilerini ödeyemediği için banka sicilinin bozulduğu, yüzde 92’sinin kredi düşünen öğretmenlerin oranının yüzde 40’a çıkması oldukça düşündürücü bir durumdur. kartı borcu olduğu ve neredeyse tamamının kredi kartı kullandığı ortaya çıkmıştır. Mesleği bırakmayı
AYDIN: ÖĞRETMENİN BAŞARILI OLMASI MÜFREDATA BAĞLIDIR!
Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Kahramanmaraş İl Başkanı Abdülaziz Aydın, öğretmenlerin yaşadığı problemler üzerine şunları söyledi: Her alanda kalkınarak vatan ve millet varlığını ilelebet payidar kılma davamızın en sağlam kaynağı olan insanımızı, hayatın her alanı için bilgi ve beceriyle donatarak yetiştiren öğretmenlerimiz, geceyi gündüze katarak akıttıkları terle, geleceğimiz olan çocuklarımızı özveriyle yetiştirme gayretiyle onurlu bir mesleği icra etmektedir. Ne var ki, yüzyıllık siyasal iniş çıkışların toz dumanı içinde bu onurlu meslek erozyona uğratılmış, öğretmenlerimiz hak ettiği değeri göremez olmuştur. İlim ve irfan kıstaslarının doğasını zorlayarak ideolojik yaklaşan anlayışlar, öğretmenliği toplum mühendisliklerinin aleti ve aracı olarak kullanabilmiştir. Öğretmen, eğitimin en önemli unsurudur ama tek unsuru değildir. Başta müfredat olmak üzere, okul, eğitim ve öğrenci de diğer unsurlardır. Öğretmen güçlü, donanımlı bir ses olabilir ancak müfredatın kapalı, sıkıntılı mahiyeti, o sesin kendini ifade etmesine imkân vermiyorsa veya talip olması gerekenlerde sağır bir duyarsızlık varsa, öğretmen tohumunu bulamamış toprağa dönüşür. O nedenle, öğretmenin etkisinden en yüksek düzeyde yararlanmak için, evvela amacı, ruhu, felsefesi millî bünyemize, insan ve medeniyet değerlerimize uygun bir müfredata sahip olmak gerekir. Başarıya giden yol, ancak iyi bir müfredat ve öğretim kadrosuyla amacına ulaşır. O takdirde öğretmen saygınlığı kendiliğinden artar, artmıştır. Millî Eğitim Bakanlığı, yapacağı düzenlemelerde bu hassasiyetleri gözetmelidir. Oysa Bakanlığın yürürlüğe koyduğu bazı düzenlemeler, aldığı tavır ve tutumlar öğretmeni eğitimin aktörü olmaktan uzaklaştırmış, figüranı hâline getirmiştir. Öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılmasına ve toplumsal saygınlığını yitirmesine ek olarak öğretmenler mesleklerini icra ederken çeşitli saldırılarla şiddet olaylarına maruz kalmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı, çalışanlarının sorunlarını sahiplenmeli, çözümüne ilişkin çaba göstermelidir. Mevcut öğretmen kadrolarının daha rahat çalışması ve verimli olmaları için kıyafet serbest bırakılmalı, performans değerlendirmesi gibi sıkıntı doğuracak uygulamalar terk edilmelidir. 100 bin öğretmen açığının bulunduğu bir ortamda sözleşmeli ve ücretli öğretmen uygulamasına son verilmeli, öğretmen ihtiyacı kadrolu öğretmenlikle giderilmelidir. Ayrıca, huzursuzluğa, iş barışının bozulmasına sebep olan, adalet duygusunu zedeleyen mülakat sistemi kaldırılmalıdır.
TEKARDIÇ: EZBER CÜMLELERİ GEÇİN ÖĞRETMENLERE KULAK VERİN
Eğitim-Sen Kahramanmaraş Şube Başkanı İsmail Tekardıç, yetkililerin kuru Öğretmenler Günü mesajı yerine birikmiş sorunlarına çözüm bulmaları için öğretmenlere kulak vermelerini istedi. Tekardıç, şu değerlendirmelerde bulundu: Eğitim Sen, yıllardır dünya öğretmenlerinin evrensel mücadele günü olan 5 Ekim’i Dünya Öğretmenler Günü olarak kabul etmekte ve kutlamaktadır. 24 Kasımı “Öğretmenler Günü” olarak ilan edenler, öğretmenlere içi boş ve gerçek yaşamda hiçbir karşılığı olmayan övgüler dizip, yıllardır yaşanan sorunların üzerini örterek günü kurtarmaya çalışmaktadır. 13 yıldır tek başına iktidarda olan AKP’nin öğretmenlerin giderek ağırlaşan çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirmek, artan iş yükünü azaltmak, insan onuruna yaraşır bir ücret almasını sağlamak ve eğitimin niteliğini en azından OECD ülkeleri ortalamasına taşımak gibi bir hedefi olmamıştır. Her 24 Kasım’da öğretmenliğin kutsallığından, “onurlu bir meslek” olduğundan söz edilerek bildik ezber cümlelerin kullanılması, eğitim emekçilerini ciddi anlamda rahatsız etmektedir. Yüz binlerce eğitim emekçisinin sosyal ve ekonomik sorunlarını çözmek için yıllardır adım atmayanların, öğretmenlerin gerçek sorunlarını görmezden gelenlerin bildik nutuklarını daha fazla dinlemek istemiyor, eğitimin ve öğretmenlerimizin sorunlarına kalıcı çözümler üretilmesini istiyoruz. Ücretli, sözleşmeli ve kadrolu ayrımına karşıyız. Öğretmenlik mesleğini icara eden ve farklı adlandırılan arkadaşların da kadroya geçirilmesini talep ediyoruz. Öğretmenler arasında uzman öğretmen ve başöğretmen kavramı var. Bundan 10 yıl önce bir sınav yapıldı; ondan sonra daha sınav yapılmadı. 10 yılı dolduran tüm öğretmenlere Uzman öğretmen, 20 yılını dolduranların ise Baş Öğretmen olarak adlandırılmasını istiyoruz. Son getirilen bir uygulama da mülakat sistemi. Yeni öğretmen olumlarında mülakatın kaldırılmasını istiyoruz. bir sınav yapılacaksa yazılı ve adil olsun. Öğretmenlerin bir başka sorunu; ek ödemeler emeklilik hesaplamalarında yansıtılmıyor. Bunların yansıtılmasını istiyoruz. Vergi diliminin yüzde 15’te sabitlenmesini, ek göstergelerin 3 binden 3 bin 600’e çıkarılmasını talep ediyoruz.