Orada mı? Burada mı?
Dulkadiroğlu Hanedanlığında 36 yıllık beylik yapan ve dedesi Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim tarafından Andırın'da öldürüldüğü rivayet edilen Alaüddevle Bey'in türbesinin nerede olduğuyla ilgili tartışmalar tarihçileri ikiye böldü. Tarihçilerin üzerinde durduğu tek fikir ise; 'Türbesinin içler acısı hali ve en çok vakfiye kuran bir beye yakışmamasıydı'
Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesini 1298 yılında
fethederek 1337 yılında hanedanlığını kuran Dulkadiroğlu Beyliğinin, adaletli,
hayırsever kişiliğiyle tanıdığı ve kanunlarıyla da Osmanlı’ya ilham kaynağı
olan son beyi Alaüddevle Bey’in mezarının nerede olduğu tam bilinmiyor.
Bilinen 5 bin yıllık Türk tarihinin en çok vakıf kuran, vakfiye yaptıran ve döneminde ömrünü halka adamış büyük devlet adamı olan Alaüddevle Bozkurt Bey’in mezarının Andırın’a bağlı Çuhadarlı Köyü Gökçebel Mevki, Kale yakınlarındaki Aladan Mevkii, yoksa Elbistan Ulucami haziresinde olduğunu iddia eden tarihçiler bir sonuca varamadı.
Kahramanmaraş tarihini yazan Nevşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlyas Gökhan: “Aladüdeevle Bey’in başı Mısır’da bir mezarlığa defnedilirken gövdesi Andırın ’da Çuhadarlı Köyünde Gökçebel denilen mevkide Kale Kısığı’na adamlarının cesetleriyle birlikte defnedilmiştir. Orası padişah mezarı diye bilinmektedir.”
Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Cevdet Kabakçı; “Şah İsmail Sakalını kınadığı Alaüddevle Bey’e ala danaya benzeterek ‘ala dana’ diyor. Şimdiki gövdesinin bulunduğu bölgenin ‘Aladan’ anılmasında bu ala danadan geldiği de söylenir. Elbistan ve Maraş’taki ulucami haziresinde de olduğu söylenir”
Büyükşehir Şehir Belediyesi Kültür Müdürü Serdar Yakar; “Çukadar Köyü’nde kafası kesiliyor ve kafası Mümlük hükümdarına gözdağı verilmesi için Mısır’a gönderiliyor. Kafasının orada olduğunu biliyoruz ama gövdesinin nereye gömüldüğü konusunda Kahramanmaraş’ta tarihçiler arasında büyük tartışmalar ve bilinmezlikler var. Bence mezarı Andırın Çuhadarlı köyündedir”
Tarih, Kültür ve Turizm Platformu Başkanı Ahmet Kolutek, “Alaüddevle Bozkurt Bey ve oğullarının başları Kahire mezarlığına defnedilirken, gövdesi ise Andırın’a bağlı Çuhadarlı Mahallesinin üst sınırında bulunan Gökçebel mevkiinde de toprağa verilmiştir. Alaüddevle Bozkurt Bey’in gövdesinin başta Elbistan Ulucami haziresine ve bir diğerde Maraş Ulucami haziresine getirilip defnedilmesi bir şehir efsanesinden ibarettir.”
Tarihçilerin yaptığı araştırma ile Gökçebel mevkiisindeki mezarın Alaüddevle Bey’in olduğuna kanaat getirilirken yolu bile olmayan bir devlet adamının mezarının bu şekilde kalması insanları duygulandırdı.
ALAÜDDEVLE BOZKURT BEY’İN MEZARI TARİHÇİLERİ İKİYE BÖLDÜ
Maraş’ın tarihinde Şeyhadil ile birlikte ‘Devletlü’ ünvanını alan iki devlet adamından biri olan Dulkadiroğlu Beyliğinin son hükümdarı Alaüddevle Bozkurt Bey’in mezarının nerede olduğu tarihçiler tarafından tartışılmaya devam ediyor. Turnadağı’nda dedesi Yavuz Sultan Selim’in orduları tarafından kafası kesilen Alaüddevle Bozkurt Bey’in ve 4 oğlunun başı Memlüklülere gönderilmiş gövdesinin ise tam olarak nereye defnedildiği bilinmemekle birlikte Andırın’ın Çuhadarlı Köyüne defnedildiği belirtiliyor.
1298 yılında Elbistan’ı fethederek 1337 yılında Beyliğini ilan eden Dulkadiroğlu Beyliği 185 yıl Maraş ve bölesinde hüküm sürdü. Osmanlı’ya katılan son beylik olarak ta bilinen Dulkadiroğlu Hanedanının son hükümdarı Alaüddevle Bozkurt Bey’in mezarının yeri tartışma konusu oldu.
Bugünkü Maraş’ın mimarı olan Alaüddevle Bozkurt Gadırhan döneminin en büyük çarşılarından olan ve içerisinde 41 tane zanaatkâr barındıran kapalı çarşı ile Maraş’ı ekonomik sosyal, kültürel ve sanatsal yönden bir cazibe merkezi haline getirmiştir. Maraş onun döneminde altın çağını yaşamıştır. Ona bu hizmetlerinden dolayı Maraş halkının büyük saygı ve sevgisi günümüze kadar devam etmektedir. Bundan dolayı halk onu Allah dostu ve Evliyaullah olarak görmektedir.
1970 yılında Adanalı bir işadamı tarafından Alaüddevle Bozkurt Bey’in mezarının olduğu iddia edilen Aladan mevkiine küçük bir türbe yapılırken, Kahramanmaraş Belediyesi 2012 yılında türbenin restoresinin yaparak bir de kitabe astı.
Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesi konuyla yakından ilgilenen tarihçilerin mezar yeriyle ilgili görüşlerine başvurdu.
BABAM BURANIN PADİŞAH MEZARI OLDUĞUNU SÖYLERDİ
Alaüddevle Bozkurt Bey’in mezarıyla ilgili tartışmalara
Kahramanmaraş Kültür, Tarih ve Turizm Platformu Başkanı Ahmet Kolutek
belgeleriyle son noktayı koydu. Kolutek çocukluğu döneminde dedesi ve babasının
Gökçebel yaylasındaki mezarın padişah mezarı olduğunu söyediğini, o dönemde
başı kesilen Alaüddevle Bozkurt Bey’in naaşının halk galeyana gelir diye
Maraş’a getirilemeyeceğini savundu.
işte Kolutek’in açıklamaları; “Alaüddevle Bozkurt Bey 1479-1515 yılları
arasında Dulkadiroğlu Devletini 36 yıl yönetmiştir. Osmanlı hükümdarı, torunu
olan Yavuz Sultan Selim ile yapmış olduğu Turnadağ savaşında şehit olmuştur.
Yavuz Sultan Selim Sadrazamı Sinan Paşa komutasındaki gönderdiği ordu ile önce
Göksun Ördekli sonra da Andırın sınırlarındaki Turnadağ’da yaptığı savaşı
kaybederek, Andırın’ınÇuhadarlı Köyü yakınlarına sığındığı burada da Çıngıllı
adlı bir çoban tarafından Osmanlı’ya ihbar edilerek kafası kesildi. Kesilen
başı ise torunu Yavuz Sultan Selime sunuldu.
YAVUZ SULTAN SELİM KESİK BAŞLARI MEMLÜKLÜ SULTANINA GÖNDERDİ
Yavuz Sultan Selim ise başta Alaüddevle Bozkurt Bey olmak üzere iki dayısının ve 30’a yakın adamlarının kesik başlarını balmumu tenekelerine koyarak diğer bir Türk devleti olan Mısır Memlük Sultanı Kansu Gavri’ye gönderdi. Kahirede olan Osmanlı elçileri Alaüddevle Bozkurt Bey ve oğullarının kesik başlarını Kansu Gavri’nin önüne attılar. Memlük Sultanı Kansu Gavri bu duruma sinirlenerek, ‘bunlar kefere başı mı bana gönderiyorsunuz’ diyerek Yavuz Sultan Selim’e sitem etmiştir. Alaüddevle Bozkurt Bey ve oğullarının başları Kahire mezarlığına defnedilirken, gövdesi ise Andırın’a bağlı Çuhadarlı Mahallesinin üst sınırında bulunan Gökçebel mevkiinde de toprağa verilmiştir. Alaüddevle Bozkurt Bey’in gövdesinin başta Elbistan Ulucami mezarlığına ve bir diğerde Maraş Ulucami mezarlığına getirilip defnedilmesi bir şehir efsanesinden ibarettir. Alaüddevle Bozkurt Bey’in mezarlarının Elbistan ve Kahramanmaraş Merkezde olduğu iddiaları doğru değildir.
YAPILAN ARAŞTIRMALAR HER ŞEYİ ORTAYA KOYUYOR
Yapılan araştırmalar ve çeşitli kaynaklar, Dulkadirli Beyliğinin son hükümdarı Alaüddevle Bozkurt Beyin ömrünün sonuna doğru Andırın civarlarına geldiği ve burada öldüğünü ortaya koymaktadır. Göksun yakınlarındaki Turna dağında Osmanlılarla Dulkadir arasına yapılan savaşta Alaüddevle Bozkurt Bey yenilerek 4 oğluyla birlikte idam edildiği ve kesik başlarının ise Yavuz Sultan Selim’e sunulduğu belirtiyor.
Konuyu araştıran tarihçiler; Dulkadirli Beyliğinden gelen Alaüddevle Bozkurt Bey’in başsız mezarının Andırın’ın Çuhadarlı Köyünün Gökçebel mevkiinde olduğunu söylemektedirler.
Eğer bir Türk beyliği olan Dulkadirli Beyliğinin son hükümdarı Alaüddevle Bozkurt Bey’in mezarı Gökçebel Yaylasında ise bu mezara sahip çıkmak ve anıt mezar haline getirmek için ilgili kurum ve kuruluşlar ile Sivil Toplum Örgütleri gerekli çalışmaları yapmak zorundadır.
Elbistan tarihi Adnan Güllü, Maraş Tarihi İlyas Gökhan, Selçuklular tarihi İbrahim Kafesoğlu, Dulkadirlioğluları Prof. Dr. Rafet Yinanç ve Kahramanmaraş Belediyesi Uluslararası Dulkadiroğlu Sempozyumu. Bu araştırmacıların hepsinde mezarın Andırın’ın Çuhadarlı köyünde olduğu söylenmektedir.
ALADAN’DA BİR MEZAR OLDUĞUNU BİLMİYORUM
Kahramanmaraş Merkezde bulunan ve kapısında Kahramanmaraş Belediyesi tarafından Alaüddevle Bozkurt Bey’e ait olduğu gerekçesiyle kitabesi de asılan mezarda kimin yattığının bir öneminin olmadığına da dikkat çeken Kolutek; “Aladan’da bir mezar olduğunu bilmiyorum. Gökçebel yaylasındaki mezarı biliyorum. Ben çocukluğumdan beri oradayım, savaş olan bölgelerde sahipsiz Müslüman mezarları da var. Çocukluğumuzdan beri bu mezarların Alaüddevle Bozkurt Bey’in adamlarının mezarları olduğunu duyarız. Gökçebel yaylasındaki mezarla ilgili ise babamız, dedemiz, ‘oğlum bu padişah mezarı, buna hürmet etmek gerekir’ derdi. Bizde mezarın başında dua eder giderdik.” Dedi
1500’lü yıllarda Alaüddevle Bozkurt Bey’in Safevilerle yaptığı savaş sonrasında da Andırın dağlarına sığındığını Andırın Dağlarının Dulkadirli Hanedanının sığınma yeri olduğunu da hatırlatan Kolutek; “Mezarının Andırın’ın Çuhadarlı Köyüne bağlı Gökçebel yaylasında olduğunun işaretleri bellidir. Biz geçen yıl mezara giden yolu yaptırdık, yağmur ve kar yağınca yol yeniden bozuldu. Alaüddevle Bozkurt Bey’in mezarına Tarih ve Kültür Platformu olarak ziyaret edeceğiz. Bu mezarın mutlaka yapılması lazım. Tarihçiler Gökçebel’de olduğunu iddia ediyor, bazıları Aladan’da bazıları ise Elbistan’da olduğunu iddia ediyor. bir Eshabı-Kehf dünyanın 15 yerinde var ve bu 15 yerde de türbeleri yapılmış. Karacoğlan’ın mezarı Türkiye’nin 10 yerinde var ve 10 yerine de anıt mezar yapılmış. Andırın’da da olsun, Elbistan’da da olsun, Aladan’da olsun 3 bölgede de yapılsın. Andırın bölgesinde kafası kesilip gövdenin Maraş’a kadar veya Elbistan’a kadar getirilmesi o günün şartlarına ve hava durumuna göre neredeyse imkansız. Hem de diğer bir boyutu ile savaşı kaybetmiş bir hükümdarın kesik gövdesinin şehre getirilmesi halkı isyana götürür. Bu da düşünülmüştür” diye konuştu.
ALAÜDDEVLE BOZKURT BEY’İN MEZARININ 5 YERDE OLDUĞU SÖYLENİYOR
Yaptığı araştırmalar ve yazdığı kitapla Maraş’ın kuruluşundan bu yana tüm hayatını anlatan Nevşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlyas Gökhan da Alaüddevle Bozkurt Bey’in mezarının 5 yerde olduğuyla ilgili rivayetler olduğunu belirtti. Gökhan olayı özetleyerek şöyle konuştu, “Maraş ve Elbistan başta olmak üzere batıda Kırşehir ve Bozok’an(Yozgat) doğuda Diyarbakır’a, kuzeyde Gemerek’ten (Sivas) güneyde Antakya ve Payas’a kadar geniş bir coğrafyaya hakim olan Dulkadir Beyliğinin şüphesiz en ünlü beyi Alâüddevle’dir. O, Dulkadir Bey’i Süleyman’ın oğludur. Kızı Ayşe Sultanı 1467’de Amasya’da Osmanlı Sultan II. Bayezid’le evlendirmiş olup Yavuz Sultan Selim bu evlilikten doğmuştur. Alâüddevle, Yavuz Sultan Selim’le Şah İsmail arasındaki savaşta torununun yanında yer alacağına Osmanlı’ya düşmanca tavır takınıp artçı kuvvetlerini vurmuştur. Bu yüzden Yavuz, Çaldıran Savaşı sonrası Elbistan üzerine yürümüş ve Göksun yakınlarında Ördekli denilen mevkiinde Dulkadir kuvvetlerini mağlup etmiştir. Bunun üzerine Alâüddevle Andırın tarafında bulunan Turnadağına kaçmıştır. Turnadağ şimdi Osmaniye’ye bağlı Sunbas ilçesinin sınırları içinde. Yavuz, Göksun’un Değirmendere köyüne gelerek burada otağını kurmuştur. Osmanlı Ordusunu Dulkadir kuvvetlerinin üzerine göndermiş, Turnadağ ve Çığşar Dağ yamaçlarında devam eden çarpışmaları kaybeden Aladüddevle Bozkurt Bey, Andırın’ın Çuhadarlı köyü yakınlarında Gökçebel denilen mevkide Kale Kısığı’nda Osmanlı kuvvetleri tarafından maiyeti ile birlikte öldürülmüştür. Yavuz, Alâüddevle ile birlikte başlarını kestirdiği dört beyin başlarını balmumunun içinde Mısır Memluk Sultanı Kansu Gavri’ye göndermiştir. Osmanlı elçileri tarafından Aladüdevle’nin başı Mısır sultanının önüne atılınca hiddetlenen sultan “ kafir başımı ki bunları bana gönderiyorsunuz” demiştir. Yavuz, Aladüdevle’yi cezalandırarak müttefiki Mısır sultanına gözdağı vermiş oluyordu.
MARAŞ’A GETİRİLMESİ O DÖNEM MÜMKÜN DEĞİLDİR
Aladüdeevle Bey’in başı Mısır’da bir mezarlığa defnedilirken gövdesi Andırın ’da Çuhadarlı Köyünde Gökçebel denilen mevkide Kale Kısığı’na adamlarının cesetleriyle birlikte defnedilmiştir. Şimdi orası padişah mezarlığı olarak bilinmektedir. Yaptığımız ziyaretlerde söz konusu mezarlığın yerini tespit etmiştik. Aladüddevle’nin başının Mısır’dan getirilip Maraş Ulu Camii’nin haziresine defnedildiği iddia edilse de bunun mümkün olamayacağı iddia edilmektedir.
ALADAN MEVKİİ MEZARLIK DEĞİLDİR
Maraş’ta Aladan denilen mevki Alâüddevle’nin makamının bulunduğu yer olup burası mezarlık değildir. Yine Elbistan Ulucami’nde Alâüddevle Bey’in bir makamı dahi bulunmaktadır. Alâüddevle, Maraş ahalisi tarafından çok sevilmekte olup ona makamlar ihdas edilmiştir. Halk arasında Alâüddevle kanunları yüzlerce yıldan beri söylenip günümüze kadar ulaşmıştır. Alaüddevle’nin mezarının birçok yerde olması Yunus Emre, Karacaoğlan gibi şahsiyetlerin mezarlarının birçok yerde olmasına benzemektedir.
ULU CAMİİYİ YAPTIRAN ALAÜDDEVLE BOZKURT BEY’DİR
Alâüddevle her Maraşlının vakit namazlarını kıldığı ve Cuma namazlarını eda ettiği Ulu Camii’yi yaptıran kişidir. Yine Maraş’ın içinde Şazi Bey, Hazinedarlı, Hatuniye, Bektutiye gibi onlarca eser onun zamanında yapılmıştır. Alâüddevle bey, Kudüs’te Gadriye Medresesini, Antep’te Alidola Camiini, Düziçi’nde( Haruniye) Alâüddevle camiini, Kadirli’de Ak Camii, Kayseri Gesi’de Alâüddevle camii gibi 50’den fazla camii, medrese, çeşme, hamam, köprü ve zaviye gibi eser inşa ettirmiştir. Maraş’ı yeniden imar edip geliştirmiştir.
HEM KAHRAMANMARAŞ’TAKİ HEM DE ANDIRIN’DAKİ KONUŞLAN MEZARI ALAÜDDEVLE BEY’İN ŞANINA YAKIŞIYOR MU?
Gerek gövdesinin bulunduğu Andırın Çuhadarlı Köyü Gökçebel Kale Kısığı’nda padişah mezarı denilen yer gerekse makamlarının bulunduğu Aladan ve Elbistan Ulu Camii’nin duvarının dibindeki kabir olarak gösterilen yerler Alaüddevle’nin şanına yakışmıyor. Bu kadar ünlü bir şahsiyetin maalesef bir türbesi yapılmamıştır. Alaüddevle’nin başı Mısır mezarlıklarında gövdesi ise Andırın dağlarında kaybolup gitmiştir. Ancak en azından gövdesinin nerede defnedildiğini biliyoruz. Aladüdevle bey için Çuhadarlı Köyü Gökçebel mevkiinde Kale Kısığı denilen yerde hatırasını canlandırmak amacıyla bir türbe yapılması bir vefa göstergesi olacaktır.”
Tarihe verdiği önemle bilinen Kahramanmaraş Kültür ve Sosyal Daire Başkanı Cevdet Kabakçı da Aladan mevkinini isminin Şah İsmail’in Alaüddevle Bozkurt Bey’in sakalına kızarak Bey’i Ala danaya benzetesinden dolayı alabileceğini söyledi.
ŞAH İSMAİL ALAÜDDEVLE BOZKURT BEY’İ ALA DANA’YA BENZETİYOR
Kabakçı açıklamasını şöyle sürdürdü; “Her şeyden önce Dulkadiroğlu Beyliği’ni tanımak gerekiyor. Dulkadiroğlu Beyliği Anadolu Selçuklu Beyliği’nin dağılmasından sonra kurulan büyük beyliklerden bir tanesidir. Merkez olarak Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde bulundular. Yaklaşık 190 yıl Dulkadiroğlu Beyliği bu topraklarda hüküm sürdü. 1509 ile 1510’lu yıllar arasındaki yıllarda sakalını kınalayan Alaüddevle Bey’e bağıran Şah İsmail, ‘ala dana’ diyor. Yani Şah İsmail, Alaüddevle Bey’i sakallarından dolayı ala danaya benzetiyor. Şimdiki gövdesinin bulunduğu bölgede Aladan anılmasında bu ala danadan geldiği de söylenir.
MEZAR YERİ KİREÇLE ÇEVRİLMİŞ VE HENÜZ TÜRBE YAPILMADI
Osmanlı ile girdiği savaşta Turnadağı’nda Ördekli dediğimiz bölgeye çekilen Alaüddevle Bey, orada öldürülüyor. Tabi öldürüldüğü yer olan Ördekli mevkisinde şimdiki Andırın’ın Çuhadarlı köyü mıntıkasında bir mezar yeri kireçle çevrilmiş ve henüz türbe yapılmamış durumdadır. Bunun yanında bazı kaynaklar ise Kahramanmaraş Ulu Cami’nin haziresinde olduğu söylenir. Yine bugünkü Aladan tepesinde de gövdesinin olduğu söylenir. Burası 1970’li yıllarda bir Adanalı tarafından üzeri bugünkü halinde kapatılıyor. Ancak bazı kaynaklar ise Alaüddevle Bozkurt Bey’in başının kesilerek bir teneke içerisine konularak Mısır’a gönderiliyor. Tabi Ördekli mevkisindeki mezarından söz edilmekte, gövdesinin Aladan’da olduğu belirtilmekte, bunun yanında Maraş Ulu Cami haziresinde olduğuna dair rivayetler var.
DULKADİROĞLU BEYLİĞİNE AİT ESERLER YENİLENİYOR
Anadolu’nun belirli yerlerinde de Dulkadiroğulları’nın Kayseri’de olan mezarları da geçmişte de tarihi eserlerimiz son 20-25 yılda yenileme çalışmaları yapılmaya başladı. Alaüddevle Bey tabi şanssız bir dönem yaşamış bir şahıstır. Tarihte bir söz var ‘Ya devlet başa, ya kuzgun leşe’ diye. Ama Alaüdevle Bozkurt Bey halk üzerinde büyük yer etmiş bir hükümdardır. Maraş halkı iki kişide Devletlü demiştir. Bunlardan biri Şeyh Adil, diğeri ise Alaüddevle Bey. Mezarı konusuna gelince Aladan tepesindeki mezarının projelerini çizdik her şeyi hallettikten sonra orada oturan vatandaşlarla maddi konuda anlaşamamıştık. Oraları zamanında istimlak ettik, bilirkişi oraya 1 buçuk milyon TL fiyat biçti, mahkeme ise 850 bin lira fiyat bildirdi ancak mal sahipleri yüksek fiyat istediler. Maalesef Alalüddevle Bozkurtbey’in mezar çalışmaları yarım kaldı.”
MEZARININ ANDIRIN ÇUHADARLI KÖYÜNDE OLDUĞUNU ZANNEDİYORUM
Kahramanmaraş Tarihi ve edebiyatıyla yaptığı araştırmalarla bilinen Kültür adamı Serdar Yakar da Alaüddevle Bozkurt Gadırhan’ın mezarının Çuhadarlı köyü yakınındaki Gökçebel yaylasında olduğunu belirtti. Yakar şöyle konuştu; “Alaüdevle Bozkurt Bey Dulkadirli Beyliği’nin son beyidir. Kendisi savaş meydanında öldürüldü ve o zamanlar 90 yaşının üzerindeydi. Kahramanmaraşlıların da ‘Devletlu’ dediği ve çok büyüttükleri bir hükümdardır. Alaüddevle, hem Osmanlılarla hem de Memlüklülerle arası çok iyi olan özellikle Osmanlı Devleti’nin Memlüklülerle savaşma kararı aldığında o savaşı engellemeye çalışıyordu. Yani iki Müslüman ülke arasında savaş olmasın, kan dökülmesin diyerek hareket etmiştir. Ama bunu Osmanlı’daki bazı paşalar yanlış yorumlayarak Alaüddevle’nin Osmanlı’ya başkaldırdığı, karşı çıktığı gibi bir görüş ileri sürmüşlerdir. Bu paşalar daha sonra Ali Bey’in de katledilesini sağlamışlardır. Dolayısıyla Osmanlı ordusu Dulkadirli Beyliği’nin üzerine geldiğinde savaş Andırın ile Göksun arasındaki vadilerde oluyor ve Dulkadirliler dağa çekildiklerinde orada Çukadar Köyü’nde kafası kesiliyor ve kafası Mülük hükümdarına gözdağı verilmesi için Mısır’a gönderiliyor. Kafasının orada olduğunu biliyoruz ama gövdesinin nereye gömüldüğü konusunda Kahramanmaraş’ta tarihçiler arasında büyük tartışmalar ve bilinmezlikler var. Bir kısım tarihçiler öldürüldüğü, katledildiği o köydeki mezarlıkta defnedildiği söyleniyor ki orası yıllarca Sultan Mezarlığı olarak anılmış ve benim de görüşüm büyük oranda oraya gömüldüğüdür. Yani başı kesilmiş bir vücudu alıp da başka bir yere taşımanın pek fazla manası yok. Ama bunu yanında Elbistan Ulu Cami’nin avlusunda Alaüddevle’nin mezarı diye bir mezar var. Yani gövdesinin Elbistan’a getirildiği söyleniyor. Aynı zamanda Kahramanmaraş Ulu Cami’nin arkasındaki mezarlıkta mezarının olduğu söyleniyor. En kuvvetli ve halkın en çok inandığı yer ise Maraş Kalesi’nin karşı tarafındaki Aladan Yamacıdır. Ancak o yer şu anda mesken olarak kullanılıyor ama orası da geçmişte mezarlıktı. Orada küçük bir alanda yine bir mezar var ve o korunmuş. Onunda Alaüddevle’nin mezarı olduğu söyleniyor. Kendi yaptığımız araştırmalarda ve çalışmalarda Aladan’daki, Elbistan’daki ve Maraş Ulu Cami’deki mezarların makam olduğu düşüncesindeyim. Asıl mezarının Çuhadar Köyü’ndeki Sultan Mezarı’nda olduğu düşüncesindeyim.
OSMANLI DÖNEMİNDE HER HANGİ BİR MEZAR YAPTIRILMAMIŞ
Alaüddevle Bozkurt Bey halk arasında çok sevilen bir hükümdar ama Osmanlı döneminde uzun yıllardır devlete karşı çıkmış bir isyancı olarak bilindiği için Osmanlı döneminde herhangi bir mezar yaptırılmamış. Düşünün ki devleti yöneten kişi sizsiniz ve size isyan etmiş, isyan etmiş ve sizinle savaşmış birisinin mezarını yaptırmazsınız. Cumhuriyet Dönemi’nde de maalesef genel olarak mezarlıklara karşı bir tavır vardı. Yaptırmak değil, hatta mevcut olanlarını yıkmak gibi bir gelenek vardı. Bundan dolayı Cumhuriyet Dönemi’nde de yapılmamış. Ama Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’nin o Aladan’daki makamla ilgili çalışması oldu geçmiş yıllarda ve projesi de yapıldı. Oraya Malik Ejder’deki gibi büyük bir mezarlık yaptırılması projesi gündemdeydi ancak o bölgedeki mülkiyet sahipleri ile anlaşılamadığı için proje gerçekleştirilemedi. “
OMANLI PADİŞAHLARI DULKADİR BEYLERİNDEN KIZ ALIYOR...
Tarihi araştırmalara göre Osmanlı Padişahları kuruluş ve yükselme döneminde Maraşlı Dulkadir beylerinden kız alarak evlenmeyi adet haline getirmişlerdi. Yıldırım Bayezid,Dulkadirli'den Süleyman Şah'ın kızı Sultan hatun ile... Çelebi Mehmet,Dulkadirli Mehmet Bey’in kızı Emine Hatun ile...II. Murad, Dulkadirli'den Alime Hatun ile...Fatih , Dulkadiroğlu Süleyman Bey'in kızı Sitti Mükrime Hatun ile... Sultan II. Bayezid ise Alaüddevle Bozkurt Bey'in kızı Ayşe Hatun ile evlenmişti.Bir bakıma Osmanlı padişahları ile Maraşlı Dulkadir beyleri içli dışlı akraba, yani "kan bağı" ile birbirine bağlıydılar. Bir görüşe göre de Alaüddevle Bozkurt Bey’in kızı Ayşe Hatun ile II. Bayezid'in evliliğinden de Yavuz Sultan Selim doğmuştu. Bu durumda Yavuz'un dedesi Alaüddevle Bozkurt Bey idi.
SİYASETİN GEREĞİ...
Maraş yöresine 1290'lı yıllarda Elbistan'ı alarak yerleşen "Beylik Kuran", daha sonra Maraş merkezli Yozgat, Malatya, Antep, Kadirli(Kars) yöresine de yayılan Dulkadiroğulları 15. yüzyılın sonlarına doğru nerede ise "devlet haline" gelmişti. Fakat Osmanlı ile Mısır'a hâkim Memluklular arasında "tampon" devlet durumundaki Dulkadirli Beyliği'nin kendi çıkarlarını korumak için şartlar gereği Osmanlıya veya Memluklular'a eğilim gösterdiğimde bilinir. Alaüddevle ise 1479 yılında Fatih'in yardımıyla Dulkadir beyi olmuştu. 1485-1491 Osmanlı -Memluk savaşları esnasında Dulkadir Beyliği’nin Osmanlılar'a yardımcı olduğu da bilinir.
1501 yılında Tebriz yöresinde kurulan Safevi Devleti'nin hükümdarı Şah İsmail ve askerleri 1507 ."yılında Maraş yöresine geldiğinde büyük sıkıntılar çekilmiş... Şehirler, köyler yakılıp i
Osmanlı Padişahı YAVUZ, "fitne ve fesadın kaynağı, şii/alevi tehlikesinin ortadan kaldırılması" için 1514 yılında Safevi Hükümdarı Şah İsmail üzerine sefer açtı. Osmanlı ordusu Kayseri yakınlarına geldi. Yavuz, dedesi Maraşbeyi Alaüddevle'ye haber saldı: " İranlı Safevi Şah İsmail'in kızılbaşlık tehlikesini ortadan kaldırmak için açtığım sefer de bana yardımcı ol" diyordu.
Alaüddevle: " benim gibi yaşı 90'ı bulmuş bir piri faniyi sefere sürüklemenin hiçbir faydası olmaz" dedi. Osmanlı'ya, öz torunu Yavuz'a destek vermedi. Hatta Osmanlı ordusu Sivas'a doğru giderken Alaüddevle'nin oğulları Osmanlı ordusuna saldırıda bulunarak yiyecek ve savaş araçlarının bir kısmını yağma bile ettiler. Yavuz, bu duruma çok hırslandı, Safevi seferinden sonra Alaüddevle'nin "defterini dürmek" istedi. Kayseri-Sivas arasındaki bölgeye 40 bin Osmanlı askeri yerleştirildi. Her ihtimale karşı Maraş beyi'nin Osmanlı ordusunu arkadan vurmasını önlemek için...
Yavuz, Şah İsmail'i 1514 Çaldıran savaşında ağır bir yenilgiye uğrattı. Kasım 1514'te Amasya'ya döndü. Maraş beyi dedesi Alaüddevle üzerine yürümenin planlarını yapmaya başladı. Haziran 1515 başlarında Sinan Paşa emrine 30.000 kişilik asker verdi. Maraş üzerine yürüttü. Kendisi de Kayseri'nin İncesu yakınlarına kadar geldi. Sinan Paşa'nin Elbistan'a doğru gelmesi üzerine Alaüddevle Bozkurt bey de Maraş'tan ayrılarak Andırın üzerine Düldüldağı eteğindeki Balk yaylasına geldi. Aile efradını kıymetli eşyalarını Kadirli'nin Turna dağı eteklerindeki Savrun vadisinde yaşayan aşiretlerin yanına gönderdi. Ve bu esnada Yavuz'da Maraş eyaletinin en büyük KARS (Kadirli) sancağı topraklarına girdi. GÖKSÜN yakınlarına geldi. Osmanlı ordusu Turna ve Ağcadağ geçitlerini tuttu. Alaüddevle'nin kaçış yolları sarıldı. Ve sonunda Alaüddevle ve ordusu TURNADAĞI eteğine geldi. Karşısında da Sinan Paşa kumandasındaki Osmanlı ordusu saf tuttu. Savaş düzeni alındı. Sinan Paşa'nın yanında Alaüddevle'nin aile içinden rakibi Şahsuvaroğlu Ali Bey'de vardı. Ali Bey " babamın izzet ve ikramına nail olan Türkmen beylerini yanımda görmek isterim" dedi. Maraş beyi'nin askerlerinden saf değiştirenler oldu. 13 Haziran 1515'de Osmanlı ordusu ile Maraş beyi arasında zorlu bir
Savaş oldu. Osmanlı ordusunda seyislik yapan bir asker elbiselerinin güzelliğine hayran olduğu Alaüddevle üzerine atıldı.Yere serdi. Ve kılıç darbeleriyle öldürdü. Kısa zamanda Maraşlı'nın ordusu bozuldu. Alaüddevle ve bir oğlu çok sayıda yakınları telef oldu veya Osmanlı'ya esir düş tu. Alaüddevle BOZKURT BEY ve oğlu'nun başları kesildi. GÖKSÜN1da savaşın sonucunu bekleyen YAVUZ'a sunuldu. Yavuz bir nicedir "kin ve intikam duygularıyla dedesinin kesik başına baktı. Sonra onların başlarını düşmanı Mısır Memluk sultanına gönderdi.