Ramazan'da da Sağlığınızdan ve Formunuzdan Vazgeçmeyin

Tüm yıl boyunca çalışan organlar Ramazan'da kendini dinlendirir ve düzenler. Bu dönemde yeterli ve dengeli beslenme kurallarına dikkat ederek vücut için zararlı toksinlerin en düşük seviyeye indirilebileceğini, şeker ve kafein gibi maddelere olan bağımlılığın kontrol altına alınabileceğini söyleyen Liv Hospital Ankara Diyet ve Beslenme Uzmanı Halime Besler 'Ramazan'la birlikte süregelen beslenme şekli ve öğün sayısı değişime uğrar.

Sahur ile iftar arasında yaklaşık 17 saat süren açlığın sonunda bir anda doldurulan mideler ani tansiyon ve şeker yükselmelerine, reflü,  gaz ve gazın oluşturduğu yoğun sancılar gibi sindirim sistemi rahatsızlıklarına yol açabilir. Kırmızı et, sucuk, pastırma gibi kolesterol açısından zengin besinlerle birlikte enerji açısından zengin hamur işi, börek, tatlı gibi besinlerin aşırı tüketilmesi kolesterol ve kan yağlarının yükselmesine ve Ramazan ayı sonunda kilo alma problemine de neden olabilir” diyor. Diyet ve Beslenme Uzmanı Halime Besler Ramazan’da kilo almamak için önerilerde bulundu.

• Yetişkin bir bireyin ortalama vücut ağırlığının yüzde 50-70’i sudur. Vücuttaki toplam su miktarının yüzde 20 azalması ise yaşamsal bir risk oluşturur. İftar ve sahur arasında 8-10 bardak su tüketimi mutlaka sağlanmalıdır. Sahurda sadece su içerek oruç tutarsak vücudumuza zarar veririz.

• Sahur gün boyu metabolizmamızın mümkün olduğunca düzgün çalışması açısından önemli ve mutlaka yapılması gereken bir öğündür. Kan şekerinin uzun süre regüle olmasını sağlayan proteinden zengin süt, az tuzlu peynir, yumurta gibi besinler ile tam buğday ekmeği gibi glisemik endeksi düşük, uzun süre tokluk sağlayan tam tahıllı ürünler tüketilmelidir.

• Sahurda tüketilen rafine diye adlandırdığımız beyaz unlu ve şekerli yiyecekler, kan şekerini hızlı yükseltip hızlı düşüreceği için gün içinde tekrar acıkma, yağlı ve tuzlu yiyecekler ise susama hissinin artmasına neden olur. Sahurda kahvaltılıkların yanı sıra alışkanlıkları farklı olanlar çorba, hafif sebze yemekleri ve yoğurdu da seçebilir.

•  Kahve sahurda su kaybına neden olabileceği için tüketilmemelidir. Gerekirse çok demli ve koyu olmayan çay ve bitki çaylarını tercih edilebilir. Ancak bunların da vücuttan sıvı kaybına neden olabileceği unutulmamalıdır. Bağırsak düzenini koruma açısından da lif zengini meyve ve su tüketimi oldukça önemlidir.

• İftarda yemekler mümkün olduğunca yavaş tüketilmeli ve iyi çiğnenmelidir. Tek ve yoğun bir öğün yerine 2-3 aşamada iftar yapılmalıdır.

• Kan şekerini düzenleyen hurma, zeytin gibi ufak bir iftariyelik yanında çok sıcak olmayan bir çorba mideyi rahatlatacaktır. 15 dakikalık bir dinlenme sonrası ızgara, fırın, haşlama gibi pişirme yöntemleriyle pişirilmiş etler ve az yağlı tencere yemekleri tercih edilmeli, kızartma ve kavurmalardan, çok baharatlı ve mayalı yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Meyve, sütlü tatlı gibi hafif şekerli tercihler 1.5-2 saat gibi bir aradan sonra haftada bir iki kez tüketilebilir.