Sabahları gelişen öksürük KOAH habercisi olabilir!
KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) artmış olan zararlı gaz ve partiküllere karşı havayolları ile akciğerin kronik yangısal yanıtı olarak ilerleyici nefes darlığıyla seyreden, buna karşılık önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık. Dünyada ve ülkemizde ölüme sebep olan tüm hastalıklar arasında 3. sırada yer alan KOAH nedeniyle yılda 2.9 milyon kişi hayatını kaybediyor.
Acıbadem Fulya Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Reha Baran insana nefes aldırmayan, günlük yaşamı adeta kabusa çeviren bu hastalıkta erken tanının son derece önemli olduğuna dikkat çekerek, “KOAH hastalarının çoğunda ilk belirtiler özellikle sabahları arka arkaya gelişen öksürük ve balgam çıkarmak oluyor. Hastalık genellikle sigara tiryakilerinde geliştiği için bu yakınmalar ‘sigaradandır’ düşüncesiyle ihmal edilebiliyor. Ancak unutulmamalı ki öksürük hiçbir zaman olağan bir durum değildir” diyor.
Hasta yatağa bağımlı hale gelebiliyor
KOAH; kronik bronşit ve amfizemi kapsayan bir hastalık grubu. Hafif, orta, ağır ve çok ağır olmak üzere 4 bölüme ayrılıyor. Özellikle sabahları gelişen öksürük ile balgam genellikle KOAH’ın ilk sinyalleri oluyor. Hastalık ilerlediğinde hışıltılı solunum ile nefes darlığı gibi daha ciddi problemler oluşturmaya başlıyor. Nefes darlığı nedeniyle kişi eskiden kat ettiği mesafelere ulaşmakta güçlük çekiyor veya merdiven çıkmakta zorlanıyor. İlerleyen zamanda nefes darlığı istirahat halinde bile gelişebiliyor. Nefes darlığına eşlik eden çabuk tükenme ve uykusuzluk nedeniyle hasta günlük işlerini yapamaz hale gelebiliyor. Giderek artan sıklıkta acil servise başvurmak, hatta hastanede yatarak tedavi görmek zorunda kalabiliyor. En sonunda oksijen tedavisine ve yatağa bağımlı bir kişiye dönüşebiliyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Reha Baran bu yakınmaların yanı sıra yorgunluk, metabolik sendrom, kaslarda erime, kalp damar hastalıkları ve kansere erken yakalanma problemleri gibi hayatı tehdit eden başka problemler de gelişebildiği uyarısında bulunuyor.
En önemli nedeni sigara tiryakiliği
Sigara bağımlılığı KOAH için en önemli risk faktörü. Öyle ki KOAH gelişiminden yüzde 90 oranında sigara sorumlu oluyor. Yapılan çalışmalara göre; sigara içen her 5 kişiden 1’inde KOAH ortaya çıkıyor. Prof. Dr. Reha Baran toplumdaki yaygın inanışın aksine light sigara içmenin bu riski düşürmediğini vurgulayarak, “KOAH hastalarının büyük çoğunluğu sigara tiryakileri oldukları için öksürük ve balgam çıkarmayı ‘sigaradan oluyor’ düşüncesiyle önemsemiyorlar. Hastalık ancak hareket etmeyi önleyecek kadar şiddetlendiğinde ciddiye alınıyor. Bu süreçte hekime başvurulduğunda ise akciğer kapasitesinin büyük bir bölümünü kaybetmiş oluyor. Bu nedenle sigara ne kadar erken bırakılırsa solunum fonksiyonlarındaki bozulma hızı da o derece yavaşlıyor” diyor. Bunun yanı sıra iyi havalandırılmamış yerlerde sık sık toza, dumana ve gaza maruz kalan, mangal veya ocak yakan kişilerde de KOAH görülme riski artıyor. KOAH’a neden olan etken ortadan kaldırılırsa hastalığın ilerlemesi durma noktasına geliyor ve belli akciğer fonksiyonları önemli ölçüde düzeliyor.
Bu testi yaptırmak çok önemli
KOAH’da erten teşhis hayat kurtarıyor! Çünkü erken dönemde sigaranın bırakılması sonucunda nefes darlığı ile öksürük gibi sorunlar gerileyebiliyor ve hastalığın gelişimi durdurulabiliyor. Bunun aksine geç kalındığında ise akciğerde oluşan amfizem, sertleşme ile katılaşma gibi bazı hasarlar geri dönülmez olduğu için hastalığın ilerlemesine ve tedavisinin güçleşmesine yol açıyor. Prof. Dr. Reha Baran bu nedenle risk altındaysanız en az yılda 1 kez solunum fonksiyon testi ve akciğer grafisi yaptırmanızın büyük önem taşıdığını söylüyor.
Tedavide ilk çözüm sigarayı bırakmak
KOAH’ı tümüyle ortadan kaldıracak bir tedavi yöntemi mevcut değil. Günümüzde KOAH tedavisinin 2 hedefi var; hastalığın oluşturduğu öksürük, nefes darlığı gibi yakınmaları hafifletmek ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Reha Baran KOAH tedavisinde en etkili çözümün sigarayı bırakmak olduğunu vurgulayarak, “Günümüzde bu hastalığın tedavisinde kullanılan pek çok ilaç mevcut olmasına rağmen hiçbiri sigaranın bırakılması kadar hastalığın ilerlemesini yavaşlatan etki göstermiyor” diyor. Hastalığın klinik evresine göre göğüs fizyoterapisi, nefes açıcı ve antiinflamatuar ilaçlardan faydalanılıyor. Bunların yanı sıra hastalığın alevlenmesini önlemek için grip ve zatürre aşılarının yaptırılması, sağlıklı ve bol sıvılı beslenme programının oluşturulması da tedavinin diğer önemli noktalarını oluşturuyor.