Sağlıkta çığır açacak buluş!
İnsan hayatını ölümle sonuçlandıran ateşli silah ve bıçak yaralanmalarında Türk doktorları tarafından geliştirilen yeni yöntem, sağlık alanında yeni bir dönem başlatacak
İnsan ölümlerine en çok neden olan ateşli silah ve bıçak yaralanmaların önüne geçmek adına 7 yıl süren çalışmanın sonrasında Türk doktorları, sağlık alanında çığır açacak bir buluşa imza attı.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Göğüs Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Mahmut Tokur ve ekibi tarafından projesi hazırlanan kalp tamir kiti ile akciğer göğüs drenaj ismiyle geliştirdiği iki ayrı yöntemle hastane sevki sırasında yaşanabilecek insan ölümlerinin önüne geçmeyi planlıyor.
KSÜ’de görevli Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ergin, Doç. Dr. Mehmet Okumuş, Yrd. Doç. Dr. Şevki Mustafa Demiröz, Yrd. Doç. Dr. Muhammet Sayan, Doç. Dr. Mehmet Acıpayam, Yrd. Doç. Dr. Ali Erdal Karakaya'dan oluşan ekibiyle 2008 yılında başlayan projelerinin 2015 yılında tamamlandığını ifade eden Göğüs Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Mahmut Tokur, uluslararası tüm patentlerin alındığını ve seri üretime hazır olduklarını söyledi.
Geliştirilen yeni yöntemler hakkında açıklama yapan Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Göğüs Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Mahmut Tokur, “Göğüs cerrahları olarak acil travma vakaları olan bıçaklanma ve ateşli silah yaralanmalarında en çok müdahale eden hekim gurubu olarak hizmet veriyoruz.
Ancak bu süreç içerisinde karşılaştığımız çok önemli bir sorun var. Hem Türkiye’de ki göğüs cerrahi uzmanı sayısının az olması, hem de bu tür vakalara çok acil müdahale edilmesi gerektiğinden çok sayıda insanımız yolda hastane yolunda hayatını kaybediyor. Göğüs kafesi içerisinde kalp ve akciğer yaralanmaları bu ölümcül vakaların başında geliyor. Buradaki sorun şu, 112 sağlık ekipleri Türkiye’de vakalara hızlı bir şekilde ulaşabiliyor. Ortalama 6-8 dakika içerisinde. Ancak olay yerine vardıklarında hastayı aldıktan sonra yapabilecek hiçbir müdahale yok. Çünkü hastanın göğüs kafesinin açılması yada cerrahi bir müdahale gerekiyor. Bu işlemi yapabilmek için mutlaka işin uzmanı olmak ve bazı donanımlar gerekiyor. Bu aletleri ambulansın olay yerine götürmesi mümkün değil. Apar topar hasta ambulansa alınıyor. Sonrasında hastaya ilk müdahale yapılırken, hastane sevki yapılıyor. Bu süreçte ciddi kayıplar yaşanıyor. Cihazlarımız bu kritik süreçte kalbinden ya da göğüs bölgesinden yaralanan hastaların kanama bölgelerine ulaşarak baloncuk tamponu vasıtası ile kanamayı durdurarak, içerde biriken kanı da tahliye ederek hastaya ameliyata kadar 5-6 saat zaman kazandırıyor” dedi.
“AMACIMIZ İNSAN ÖLÜMLERİNİ EN AZA İNDİRMEK”
Amaçlarının hasta sevki sırasında yaşanan insan ölümlerini en aza indirmek olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Mahmut Tokur, “Hasta sevki sırasında kayıpları önlemek yada azaltmak için yola çıktık. Bu nedenle bir ARGE projesi geliştirdik. Tek projemizden iki ürün çıktı aslında. Birincisi kalp yaralanmalarında kullanılmak üzere kalp tamir kiti, diğeri akciğer yaralanmalarına müdahale etmek için göğüs drenaj ismiyle ikinci ürünümüz. 2008 yılında başladığımız bu proje 2015 yılında ARGE’si tamamlanmış, bilimsel makaleleri yayınlanmış ve seri üretime hazır hale gelmiş bir ürün olarak şuan kayıtlarımızda bulunuyor” diye konuştu.
“KALP TAMİR KİTİ VE AKCİĞER GÖĞÜS DRENAJ PROJESİ DENEKLERDE OLUMLU SONUÇ VERDİ”
Projelerin tamamlanmasıyla denekler üzerinde test yapıldığını ve başarılı olduklarını belirten Dr. Mahmut Tokur, “Tabi bu ürünlerin deneysel çalışmalarını gerçekleştirdik. Başarı oranlarını ortaya koyduk. Deneysel çalışmada insan modeline bire bir yakın olması nedeniyle domuz kullandık. Çukurova üniversitesinde bu deneyleri gerçekleştirdik. Bu yaralanma modellerinin arkasından bizim prototip ürünlerimizin uygulamasını gerçekleştirdik. Sonuçlarını hem cerrahi olarak hem istatistiksel olarak kayıtlar altına aldık. Ardından verilerimizi hem yurt içindeki tıbbı kongrelerde hem de uluslar arası kongrelerde sunumlarını gerçekleştirdik. Büyük beğeni topladı. Aldığımız olumlu eleştirilen kapsamında ürüne son şeklini verdik” dedi.
“SERİ ÜRETİME HAZIRIZ”
İnsan sağlığına önemli bir hizmetin dışında, ülke ekonomisine önemli katkı sağlayacaklarını kaydeden Dr. Tokur, “Projelerimiz şuan seri üretime hazır hale geldi. Bu süreçte biz seri üretim için bir akademisyen ve sanayici olmak yolunda ilerlemek istiyoruz. Kendi bütçemiz öte yandan kamu destekleri ve diğer özel teşebbüslerle bu süreci götürmek istiyoruz. Bilindiği üzere Türkiye’de şuan sağlık sektöründe kullanılan ürünlerde büyük bir dışa bağımlılık var. Kamu bu dışa bağımlılığın önlenmesi anlamında önemli yer tutuyor. Projeler bekleniyor. Bizde bu anlamda buna adayız. Katedral ve sarf dediğimiz ürünler Türkiye’de şuan 700 milyon dolarlık bir hacme sahip. Bunun yüzde 15 civarında ki kısmı yerli üretimle gerçekleştirilebiliyor, yüzde 85’lik kısım halen dışarıdan alınıyor. Kaldı ki, bizim gibi patentli ürünler hariç. Bu anlamda hem patenti ürünlerin üretilmesi hem yerli ihtiyacı karşılama anlamında biz Kahramanmaraş’ta bir tesis kurmak istiyoruz. Bu bölgemizdeki yatırımcılara karlı ve milli bir yatırım alanına örneği olacağımızı düşünüyoruz. Bu yönde çalışmalarımızı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.