Son Baharda Burun Boğaz Hastalıklarına Dikkat
Yaz aylarının sona ermesiyle nezle, grip, boğazda ve orta kulak iltihaplarında artış göstermeye başladı. Halk Sağlığı Müdürü Ahmet Yener vatandaşı uyararak grip olunduğunda hekim önermedikçe antibiyotiğe başlanılmaması gerektiğini belirtti.
Yaz aylarının sona ermesiyle başlayan sonbaharın,
hazırlıksız yakalanan birçok insanı hasta ettiğine vurgu yapan Kahramanmaraş
Halk Sağlığı Müdürü Ahmet Yener, yaz dönemlerinde kulak, burun boğaz
hastalıklarına yakalanma riskinin düşük olduğuna bunu da hava sıcaklığında
vücudun dirençte zorlama olmayacağına ve kapalı ortamlarda da sıkışık yaşam
olmamasına bağladı.
Halkı soğuk algınlığına karşı uyaran Yener şöyle konuştu; “Kısa sürede geçen hastalıkların başında soğuk algınlıkları gelir. Soğuk algınlıkları birçok şekilde kendini gösterir. Nezle yada grip boğazda iltihaplanmalar, orta kulak iltihaplrı ve nezle burun akıntısıyla kendisini gösterir. Hapşırıklar burun tıkanıklığı da genellikle vardır. Çocuğun genel durumu iyi olabilir. Grip olarak adlandırılan hastalıkta nezle belirtileri yanı sıra halsizlik, kimi zaman ateşte söz konusudur. Paçavra hastalığı olarak da adlandırılan bu hastalık kimi zaman salgınlar şeklinde seyreder. Yakın zamanlarda ülkemizde kuş gribi konularında salgın tehditleri yaşanmıştı.
HEKİM ÖNERMEDİKÇE ANTİBİYOTİK KULLANMAYIN
Nezle yada grip çocuğun öncelikle dinlenmesinin sağlanması ateş kontrolü yapılması gerekirse birkaç gün okula gönderilmemesi doğru olacaktır. kesinlikle hemen antibiyotiğe başlanmamalıdır. Antibiyotik yalnızca hekimin gerekli görmesi halinde başlanmalıdır. Genel ilke olarak bu tür soğuk algınlıklarında özel bir neden yoksa 4-5 gün beklenmeden antibiyotiğe başlamak yanlıştır ve gereksizdir.
ŞU HASTALIKLAR SIK YENİLENİR
Geniz eti büyümelerine en çok 2-6 yaş arası çocuklarda rasrtlanır. Bu çocuklar ağız solunumu yapmak zorunda kalırlar. Bazıları geceleri horlayarak uyur. Uyku kaliteleri bozulan bu çocuklar uykuda çok terleyebilir huzursuz uyur ve sık uyanır. Geniz etinin sık hastalık olmasında üstteki belirtilerin hiçbiri olmayabilir. Çocuk birkaç haftada hasta duruma gelebilir. Tedaviyle iyileşse de birkaç hafta sonra durum yeniden görülebilir. Basit önlemlerle hastalığın önüne geçilmediği taktirde ameliyatla geniz etinin alınması yüz güldürücü sonuçlar verebilir. Orta kulak sıvı yada sık yineleyen iltihaplarında genel yaklaşım çocuğun birkaç ay izlenmesi geniz eti ile ilgili önlemlerin uygulanması şeklindedir. 3 ayı aşkın bir süredir her iki kulakta var olan ve çocuğun işitmesini engelleyecek boyuttaki sıvılarda ayrıca 6 ayda 3 yılda 4 kez veya daha sık yineleyen iltihaplanmalarda kulak zarına tüp takılması olumlu sonuçlar verecektir. Bademcik büyümeleri kimi zaman çocuğun solunumunu zorlayacak boyuta ulaşabilir. Bu durumlar ağırlaştığı taktirde kalp yetmezliğine uykuda solunum durmalarına kadar ilerleyebilir. Daha hafif durumlarda çocuğun güçsüz kalması uykuda zorlukla soluması terleyerek ve huzursuz uyuması gün içinde uykuya eğilimli olması hiperaktivite gibi durumlara yol açabilir.
Bulaşma:
Genellikle hastalıklı kişilerin tükürükleri, burun akıntıları yoluyla kolayca bulaşır. Virüsler deride veya dış ortamda 2-3 saat canlı kalabilmektedir. Bu nedenle virüs bulaşmış, telefon ahizesi, para, kapalı ortamlar (sinema, alışveriş merkezler gibi) yoluyla kısa sürede hastalık bulaşabilir.
Belirtiler:
Hastalık genellikle virüsün alınmasından 2-3 gün sonra başlar. İlk belirti burun akıntısıdır. Bunun dışında burun tıkanıklığı, hapşırık, boğaz ağrısı, öksürük ve baş ağrısı olabilir. Ateş, hafiftir. 37-38 derece arasında seyreder. Halsizlik, kırgınlıkta görülebilir. Eğer bakterilerde olaya eklenirse, orta kulak iltihabı, sinüzit, bronşit veya pnömoni (zatürre) gelişebilir ve buna bağlı belirtilerde değişir. (Kulak ağrısı, akıntı, balgam çıkarma, ateşin 38 derecenin üzerine çıkması)
Tedavi:
Soğuk algınlığının tedavisi yoktur. Tedavide belirtilerin ortadan kaldırılması amaçlanır. Yapılması gerekenler:
1. Yatak istirahati
2. Sıvı alınımının artırılması
3. Tuzlu su ile burun lavajı ve boğaz gargarası
4. Burnun nemlendirilmesi
5. Ateş düşürücü ve ağrı kesici ilaçlar alınması
6. Soğuk buhar
7. Bol C vitamini içeren meyve ve sebzelerin tüketilmesi
Bunların dışında dekonjestan ilaçlar olan ve piyasada grip ilacı olarak satılan ilaçlar hastalığı iyileştirmez veya süresini kısaltmaz. Sadece belirtileri azaltır. Bununla birlikte birçok yan etkisi ortaya çıkabilir. Bu nedenle doktor tavsiyesi olmadan kullanılmamalıdır. Antibiyotikler ise bakteri enfeksiyonu yoksa asla alınmamalıdır.
Önlem:
Aslında tedaviden daha önemli olan nokta önlem almaktır. Yani hastalığın bulaşmasını engellemektir. Aşı, soğuk algınlığına 200 den fazla virüs sebep olabileceğinden etkisizdir. Esas önlemler;
1.Dışardan geldiğimizde ellerimizi sabun ile yıkamalıyız ve bunu çocuklarımızda alışkanlık haline gelmesini sağlamalıyız.
2.Mümkünse soğuk algınlığı olan kişilerle yakın temastan kaçınmalıyız.
3.Hapşırır veya öksürürken elimiz ile burnumuzu ve ağzımızı kapatmalıyız.
4.Kış aylarında bol sıvı almalı ve beslenmemize özen göstermeliyiz
5.Sigara içmemeliyiz.
6.Özellikle kaloriferli evlerde yatak odasındaki nem oranını normal sınırlar içinde tutmalıyız.
7. Küçük çocuklarda, yaşlı hastalarda, şeker hastalığı, kanser veya diğer sistemik hastalığı olan kişilerde soğuk algınlığı olduğunda mutlaka doktorunuza muayene olmalıyız.
8. Beklenmeyen bir durum karşısında, örneğin kulak ağrısı, şiddetli baş ağrısı, balgamlı öksürük, burun akıntısının sarı-yeşil renk alması, ateşin yükselmesi gibi hallerde derhal doktorunuzu arayınız.