Tarhan: "İnsanlığın bilgeliğe ihtiyacı var"
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 20. yüzyılın bilgi çağı, 21. yüzyılın ise bilgelik çağı olduğuna dikkat çekerek 'Acımasızlığın, merhametsizliğin arttığı bu dönemde insanlığın, dünyanın bilgeliğe, bu kültüre çok ihtiyacı var. Bunu anlatmak çok önemli ve bu bizim görevimiz. Bugüne değil, geleceğe hizmet ediyoruz' diye konuştu.
Üsküdar Üniversitesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda
Mevlana’nın 744. Vuslat Yıldönümü kapsamında Şeb-i Arus programı düzenlendi.
Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü ve Kerim Vakfı tarafından ortaklaşa düzenlenen programda Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı, mutasavvıf yazar Cemalnur Sargut, Tasavvuf Araştırmaları Enstitiüsü Müdür Yardımcıları Prof. Dr. Emine Yeniterzi ve Prof. Dr. Osman Nuri Küçük, “Hz. Mevlana” başlıklı söyleşide Mevlana’nın Mesnevi eserinde anlattığı hikayeleri değerlendirdi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Mevlana’nın görüşleri Pozitif Psikoloji’nin temellerini oluşturuyor”
Programın açılış konuşmasını yapan Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, programın üniversitenin ruhuna ve amacına uygun olan bir toplantı olduğunu belirterek kendisinin kaleme aldığı Mesnevi Terapi’nin hikayesine değindi. 2009’da gerçekleştirilen Pozitif Psikoloji Kongresi’nde ele alınan konuların temelinde bizim kadim kültürümüzden örneklerin bulunduğunu söyledi. Mevlana’nın yüzyıllar öncesinde verdiği mesajların referans gösterilmeden bir metodoloji geliştirilerek Pozitif Psikoloji adı altında ele alınmasının kendini üzdüğünü ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Referans verilmemiş. Bundan çok rahatsız oıldum. Türkiye’de Mevlana’yı bilen ve psikolojiyi bilen birisi olarak bu bir sorumluluk gerektiriyor diyerek bunu kaleme aldım” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Mevlana kitlelerin travmalarını tedavi etmiş”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Mevlana’nın günümüzde bilimsel metodolojinin yeni farkına vardığı tedavi metodlarını yüzyıllar önce kullandığını belirterek “Mevlana kitlelerin travmalarını tedavi etmiş” dedi. ABD’de bugün kullanılan Mindfullness terapilerin yani üçüncü nesil psikoterapinin çok yaygın kullanıldığını belirterek “Bu travma tedavisinde çok fazla kullanılıyor. Farkındalık odaklı psikoterapi. Travmaları yenmede yüksek güce inanmak. Kişinin yüksek güce ve değere inanması ve ona sığınması. Teslim ve tevekkülü anlatıyorlar. Metabilişsel tedavilerde de kişinin nasıl bağışlayıcı olacağı. Minnettarlık ve bağışlayıcılık diye modüller var. Bizim inanç yapımızdaki ve kültürümüzdeki değerleri metod olarak uyguluyorlar ve çok yararlarını görüyorlar” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Hz. Mevlana’yı anlatmak bizim görevimiz”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 20. Yüzyılın bilgi, 21. Yüzyılın ise bilgelik çağı olduğunu belirterek “Er geç bu ilan edilecek. İnsanlığın bilgeliğe çok ihtiyacı var. Suç artmış, şiddet artmış, acımasızlık, kana susama artmış, merhametsizlik artmış. Böyle bir durumda bu kültüre tüm dünyanın çok ihtiyacı var. Bunu anlatmak da bizim görevimiz, sesimizi yükseltmek, bunun için interneti kullanmak bizim görevimiz. Bu nedenle bu gayretlerimiz çok önemli. Bugüne değil, geleceğe hizmet ediyoruz” diye konuştu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Mevlana bizi iç yolculuğa çıkarıyor”
Mevlana’nın kar yağışını izlerken “Kar taneleri yağarken bize ne anlatıyor? Kar taneleri birbirine zarar vermeden yol almanın mümkün olduğunu anlatıyor” dediğini belirten Tarhan, “Kaçımız kar tanesine bu gözle bakabiliyoruz. Mevlana’ya bakarsak iç keşif yolculuğuna çıkarız. Kar tanelerine bile bu göze bakarız. Bu da herhalde insan hayatına en güzel hizmettir” dedi.
Cemalnur Sargut: “Hz. Mevlana bizi bize anlatıyor”
Mutasavvıf yazar Cemalnur Sargut da Hz. Mevlana’nın Mesnevi’deki hikayelerinden örnekler verdiği konuşmasında sözün bilgeden geldiği için diri olduğunu ve Mesnevi ile bir diriltme oluşturulduğunu belirterek “Bu diriltmeye bizim ihtiyacımız var. Bu yüzden Mevlana Hazretleri bir arkadaşının okurken Mesnevi’yi yere düşürdüğünü görüyor ve şunu söylüyor: ‘Bu kitabın değeri bu yer değil bu kitap bir gün kiliselerde, camilerde, üniversitelerde okutulacak. Hepimiz bunu görüyoruz. Diri olduğu için, söz diri olduğu için bilgeden geldiği için çok temsili. O yüzden hikayeler de iç manasına götürüyor diye konuştu.
Sargut: “En büyük günah benlik, kibirdir!”
Mesnevi’deki hikayelerinde Hz. Mevlana’nın bizi bize anlattığını belirten Cemalnur Sargut, “Yalnız kul olan Hz. Peygamberdir. Ve bize öğütlenen şey kulluktur, yokluktur, hiçliktir ve bence en büyük günah benliktir, kibirdir. Onun için belki tekrar tekrar tekrarlanıyor. Allah bugünün yüzü suyu hürmetine, bu birliğin yüzü suyu hürmetine, bu zerre küçücük idrakimizle o büyük sultanın yüzü suyu hürmetine bizi de kulluk mevkine inşallah yükseltsin” dedi.
Prof.Dr. Emine Yeniterzi: “Hz. Mevlana’nın hikayeleri insanlara yol gösteriyor”
Prof. Dr. Emine Yeniterzi, Hz. Mevlana’nın Mesnevi’de anlattığı hikayelerin insanlara yol gösterdiğini, hikayeler hakkında düşünmesini sağladığını, buradan çıkarılacak dersler nedir bunu düşünmeye sevk ettiğini söyledi. Yeniterzi, “Hz. Mevlana, insanı değiştirmeye yönelik, bizim bakır tabiatımızı altına çevirecek olan o altın öğütleri hikayelerin altına gizliyor. Ondan bir nasip almak istiyorsanız biraz emek verin diyor” dedi.
Prof. Dr. Emine Yeniterzi, “Bu hikayeler kişiyi empati yapmaya yönlendiriyor. O anda ben olsam ne yapardım diye düşünmeye başlıyoruz. Nefsi muhasebemiz artıyor. Bunun gibi bir çok faydası var ve zihinde kalıyor. İnsana şunu yap bunu yapma dendiği zaman herkeste ufak bir isyan ortaya çıkıyor ve nefis bundan hiç hoşlanmıyor ama hikaye anlatıldığı zaman hikayelerde dolaylı anlatım vardır, orada size şunu yap denmez. Size örnek gösterir siz o örnekten alacağınızı zaten alırsınız. Hz. Mevlana işte bize en güzel örneği gösteriyor. En zor meseleleri anlatırken hikaye tercih ediyor, en zor meseleleri net şekilde anlamamızı sağlıyor. Bu nedenle hala çok etkili ve metodu 744 yıldır etki sahasını genişleterek devam ediyor” dedi.
Prof. Dr. Osman Nuri Küçük: “Hz. Mevlana, her hikaye içerisinde bize öğüt veriyor”
Prof. Dr. Osman Nuri Küçük de Mesnevi’de hikayeler anlattığı konuşmasında herkesin algı mutlak eşiğinin farklı olduğunu belirterek “Hz. Mevlana, bu hikayeleri kullanarak bizlere aslında zihnimizin kapılarını, zihnimizin ufuklarını genişlemenin, bu ufuk genişlemesi aynı zamanda dini düşüncenin de genişlemesidir. O yüzden böyle hikayeler anlatır, her hikayenin içerisinde bizlere öğütler verir” diye konuştu.