Türkiye'de Beyaz Et ve Yumurta Sektörünün Durumu Masaya yatırıldı
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cuma Akbay'ın moderatörlüğünü yaptığı Türkiye'de Beyaz Et ve Yumurta Sektörünün Durumu, Sektör Temsilcileri ve Akademisyenlerce Masaya yatırıldı,
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Ziraat
Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cuma Akbay’ın
moderatörlüğünü yaptığı ve konuşmacı olarak; Beyaz Et Sanayicileri ve
Damızlıkçıları Birliği (BESD-BİR) Genel Sekreteri Prof. Dr. Ahmet Ergün,
Yumurta Üreticileri Merkez Birliği (YUM-BİR) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim
Afyon, Kahramanmaraş Sur Tavukçuluk’tan Cengiz Köfte, Akdeniz Üniversitesi
Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan
Özçatalbaş, Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güray Küçükkocaoğlu,
AC Danışmanlık’tan Cemal Şenyılmaz ve KSÜ Ziraat Fakültesi Dr. Öğretim Üyeleri;
Yeşim Aytop, Beyhan Yeter ve Hasan Burak Ağır’ın katıldıkları “Kanatlı Sektörü
Değerlendirme Toplantısı” çevirim içi olarak gerçekleştirildi.
Bu toplantının Türkiye kanatlı sektöründeki potansiyeli ortaya çıkarmaya yönelik önemli bir toplantı olduğunu belirten Prof. Dr. Cuma Akbay, kanatlılar sektörünün en üst düzey yöneticileri, kamu, özel sektör ve akademiden önemli isimler ile sektörün tüm paydaşlarının bir araya geldiği bu çalışmanın faydalı olması temennisinde bulundu.
Avrupa Birliği uyum sürecinde Türk tarımına verilen desteklere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş ise “IPARD projelerinin kırdan kente göçü önlemek gibi bir rolü bulunmaktadır. IPARD I 2007-2013 yıllarını, IPARD II 2014-2020 yıllarını kapsarken, IPARD III ise 2021-2027 yıllarını kapsayacaktır. Dolayısıyla bu toplantılardaki veriler Türkiye’nin kanatlı sektöründeki potansiyelini ortaya çıkarmaya; daha güçlü şekilde işlemeye, kullanmaya ve katma değer üreten bir sektör haline dönüştürmeye de katkı sağlayacaktır.” dedi.
BESD-BİR Genel Sekreteri Prof. Dr. Ahmet Ergün de, beyaz et sektörü ve IPARD desteklerinin sektöre etkilerine ilişkin bilgiler verdi.
Beyaz et sektörünün son 20 yıl içerisinde %8-10’luk artış gösterdiğine dikkat çeken Ergün, “Türkiye’de kişi başı beyaz et tüketimi 22-23 kg’a kadar ulaşmıştır. Toplam kişi başı et tüketimimizin 35-36 kg civarında olduğunu düşündüğümüzde bunun 2/3’sini beyaz et olarak biz karşılıyoruz.” dedi.
İhracat ve üretimin genel durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ergün, IPARD III kapsamında mevcut kümeslerin kapasitesinin artırılması ve kesimhanelerin yeniden modernizasyonu gibi konularda destek beklediklerini ifade etti.
YUM-BİR Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Afyon da yumurtacılık sektörünün genel durumu hakkında bilgiler verdi.
“Bizim sektörümüz, köyden kente göçü önlemek ve insanları kırsalda tutabilmek adına çok cazip ve müsait bir sektördür. Bu amaçlar doğrultusunda devletimiz IPARD, kırsal kalkınma ya da ajanslar aracılığıyla sektörü destekleyerek sektörün önünü açmaya çalışıyor.” diyen Afyon, “Bizler devletimizden kapasite artışı ve yeni yatırım adına destek vermemesini rica ediyoruz. Yeni yatırım ve kapasite artışı yönünden bir destek istemiyoruz ama bu desteklerin maliyet düşürücü şekilde olmasını talep ediyoruz.” diye konuştu.
Yumurtacılık sektörünün kurtuluşunun likit (sıvı) yumurta, yumurta tozu ve ileri işlenmiş ürünlerde olduğunu belirten İbrahim Afyon, “Beyaz et üretiminde birçok ürüne katma değer sağlıyoruz. Ancak senelerdir bizler, en basitinden bir haşlanmış yumurtayı bile ambalajlayıp piyasaya süremiyoruz. Biz bu projelerle sektörü derleyip toparlayabiliriz. Ancak sektörün bu tarz yatırımları yapacak mecali yok.” dedi
Kahramanmaraş Sur Tavukçuluk işletmesinden Cengiz Köfte ise beyaz et fiyatının yıllardır enflasyon oranında artmaması, ihracat kapılarının kapanması ve yurtiçi tüketiminin düşük olmasının sektörü zora soktuğunu dile getirdi.
Üretici birlikleri ve Bakanlığın beyaz et tüketiminin artırılmasına yönelik faaliyetlerde bulunulmasını talep eden Cengiz Köfte, “Her ne kadar yurtdışı ihracat kanalları önemli olsa da yurtiçi tüketimin daha çok önemli olduğunu düşünüyorum. Pandemiden dolayı bizim satışlarımız yüzde 30-40 düşmüş durumda. Dolayısıyla yurtdışı kanalları zaten daralmış pozisyondayken yurtiçindeki üzerindeki ‘mecbur kalınmadıkça yenmez’ gibi negatif olan algının değiştirilmesi gerekir.” şeklinde konuştu.
KSÜ Ziraat Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Beyhan Yeter ise Türkiye’de tarımın medarı iftiharı bir sektör olan yumurta ve et tavukçuluğunun başka alanlara da örnek teşkil ettiğini belirtti.
“İlerleme olan sektörleri tutmadan ilerletmek lazım.” diyen Yeter, “Dünyada yaşanan salgın sebebi ile protein daralması yaşanacak ve önümüzdeki yıllarda ülkeler gıdayı birbirine satmaz duruma gelecektir. Bakanlık tarafından insanların beyaz et tüketimlerini arttırmaya yönelik kamu spotlarının hazırlanması lazım.” ifadelerini kullandı.