Üç kelime: Üniversitemize sahip çıkın

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Durmuş Deveci ile üniversitenin, eğitim ve öğrenci durumu, yeni açılacak fakülteler ve öğrencilerin Kahramanmaraş'taki yaşam standartları üzerine konuştuk. Rektör Prof. Dr. Durmuş Deveci, Kayseri Erciyes Üniversitesi Rektörü'ne üniversiteye katkı anlamında desteklerinden söz etti. Deveci, Erciyes Üniversitesi Rektörünün iş adamlarına söylediği şu üç kelime Kahramanmaraşlı iş adamalarına da söyledi. Üç kelime: Üniversitemize sahip çıkın.

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Durmuş Deveci ile üniversitenin, eğitim ve öğrenci durumu, yeni açılacak fakülteler ve öğrencilerin Kahramanmaraş’taki yaşam standartları üzerine konuştuk. Rektör Prof. Dr. Durmuş Deveci, Kayseri Erciyes Üniversitesi Rektörü’ne üniversiteye katkı anlamında desteklerinden söz etti. Deveci, Erciyes Üniversitesi Rektörünün iş adamlarına söylediği şu üç kelime Kahramanmaraşlı iş adamalarına da söyledi. Üç kelime: Üniversitemize sahip çıkın.

 

Kahramanmaraş’ın şu anki öğrenci potansiyeli ne durumda? Yeni kayıt döneminde gelen öğrencilerle ilgili bilgi verebilir misiniz?

Öncelikle bizi bu yıl 7 bin 330 öğrenci tercih etti. Yaklaşık 4 bin civarı bir mezunumuz var. Nerdeyse iki katı gelen yeni öğrencimiz var. Dolayısıyla 30 bin civarındaki öğrenci sayımız bizim 35 bine çıkmış oldu. Bu yıl aslında, bu kadarda doluluk beklemiyorduk demeyelim de genellikle daha fazla boşluk kalıyordu. Ama bu yıl iyi. Türkiye geneli de iyi, bizim üniversitemiz de en iyilerden bir tanesi. Örneğin, üniversitemiz de ilk 3 tercihi ile yerleşen öğrenci sayısı 3 bin 902 kişi. 7 bin 500 yeni öğrenciden yaklaşık 4 bini, ilk 3 tercihinde Kahramanmaraş’ı istemiş. Hani sona yazmış ta hasbi kader tutmuş yok. Öğrencilerimiz, bilinçli bir tercih yapmışlar. Üniversitemiz de yerleşen okul birincisi, 51 kişi. Bir gün Fakültelerimizi geziyorum. Kayıt yaptıran öğrencilerle sohbet ediyoruz. Öğrencilerden birine dedim ki “Sen kaçıncı sırada tercih ettin?” Bana, “sonuncu sırada” dedi. Bozuldum tabi ki. Sonuncusuna sordum. “ilk sırada” dedi. Bu kez de sevindim. Yani birinci sırada tercih edeni de gördüm sonuncu sıradan diyeni de. Ama ilk 3 te tercih eden 3 bin 902 kişinin olması gururlandırıcı bir şey.

 

Bir ara, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’ne İletişim Fakültesi açılması yönünde çalışmaların başladığı söylenmişti. İletişim Fakültesinin açılmasıyla ilgili çalışmalar ne durumda?

Kahramanmaraş’ı tanıdıkça, buraya İletişim Fakültesi lazım geldiğine kanaat getirdim. Bu konuda çok fazla da talep olmuştu.  İletişim Fakültesi’nin, inşallah bizim rektörlüğümüz süresince açılması için ben elimden geleni yapacağım. Hatta ilk sıraya koyabiliriz diyebilirim. İletişim fakültesi kurulan birçok üniversite, öğretim üyesi bulmakta güçlük çekiyor. Öğretim üyesi bulursak, öğrenci alırız. Ama bizim önce alt yapısını kurmamız lazım. Başvurumuzu yapalım, kabulse kabul. Tabi başvurumuz, yüzde yüz kabul edilecek diye bir şey yok. Kendi ekipleri var. Komisyonları var, inceliyorlar. Türkiye’deki doluluk oranına bakılıyor, öğrenci sayısına bakıyor, öğretim üyesi sayısına bakıyor. Ona göre müsaide ediliyor. Mesela bu sene Elbistan Teknoloji Fakültesine öğrenci verilmedi. Biz, istedik. Ama bizim her isteğimiz kabul görmüyor. Türkiye’de sadece bize değil, Türkiye’deki tercih edilme yüzdesine bakılıyor. Eğer tercih edilen bir okul ise fakülteyse alt yapısı da uygunsa, açılmış ise oralara öğrenci veriyor. İletişim Fakültesi üzerinde, biz çalışacağız. Dosya üzerinde kuracağız. Dosya üzerinde tamamlayacağız. “Biz bu işi beceririz” diyeceğiz. İkna olacağız YÖK’e o dosyayı sunacağız. YÖK inceleyecek.

 

Her üniversite istediği fakülteyi açabiliyor mu? YÖK’ün bu yöndeki kriterleri neler?

Burada basit bir laboratuvar açsanız dahi özellikle hastanede ya da üniversitenin içerisinde önce dosya üzerinde işlemleri tamamlamalısınız. Devlet, bir dilekçe ile aç demiyor. Gerekli şartları taşıdığını gösteren bir dosya hazırlıyorsun. YÖK’e başvuruyorsun. Onlar inceliyor sonra jüri oluşturuyorlar. Dosya geçti mi, kaldı mı? Önce dosyadan geçmek gerekiyor. Alt yapısı hazır, kuruldu. Müracaatınızı yapıyorsunuz. Size müsaade ediyorlar. Gelip yerinde bakıp inceliyorlar. Sonra müsaade ediyorlar. Teknoloji Fakültesi’nde yaşadık bunu. Türkiye genelindeki doluluk oranına da bakılaraktan diğer şartlarına da bakılaraktan YÖK’ün kendine uygun kriterleri de var. Birçok değerlendirmenin ardından o yıl size öğrenci veriyor ya da vermiyor. Örneğin şu kriterleri sağlayamazsan; bundan “sana öğrenci vermeyi kısarım” diyor. Örneğin; Afşin Sağlık Yüksek Okulu kuruldu. Çok uzun zaman olmadı. Şimdi biz apar topar hemen müracaat ediversek; bize öğrenci verin desek, bu şık değil, doğru değil. Daha yeni kuruldu. YÖK, kabul etti. Bundan sonra biz alt yapıyı kuracağız, oraya hoca bulacağız. Ama hoca bulurken de öğrenci bulurken de rastgele hoca değil. Biz önce kendimiz ikna olmamız lazım kaliteli hoca bulmak lazım. Kaliteli hoca bulursan, kaliteli eğitim verirsin, kaliteli eğitim verirsen de kaliteli mezunlar ortaya çıkar. Dolayısıyla eğitimin de böyle olması lazım. Hem ülkemize hem şehrimize hem de üniversitemize prestij sağlar. Yoksa rastgele, “öğretim üyesi buldum hemen öğrenci alalım” dediğin zaman Türkiye’nin halinin nasıl olacağını sen düşün. Hani bizim de sloganımızda kaliteyi arttırmaktı. Kaliteyi arttırmak için önce işte söylediğimiz gibi kendi alanında kaliteli öğretim üyeleri bulup, inşallah altyapıyı sağlamalıyız. Elbistan Teknoloji Fakültesi için burada ben birazda iddialı konuşuyorum. Teknoloji Fakültesi için ve Afşin Sağlık Yüksek Okulu için kaliteli öğretim üyesi bulup ta 2015-2016 değil de 2016-2017 eğitim öğretim yılında bunu hazır hale getiremezsem hata benim.

 

 İletişim Fakültesi dışında Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’ne kazandırmayı düşündüğünüz başka fakülteler var mı?

İletişim fakültesi dışında var. Bakın daha uzun bir süreç bunlar. Diş Hekimliği Fakültesi daha bakanlar kuruluna inip te geçmedi. Diş Hekimliği Fakültesi, Bakanlar Kurulundan geçtikten sonra o, kuruldu oluyor artık. Sırada, düşündüğümüz, İletişim Fakültesi var. Hukuk Fakültesi, Veteriner Fakültesi var. Bölgeyi düşünerekten bunları yapmak lazım. Bu bölgede hayvancılık yaygın. Bu bölgede Veterinerlik Fakültesi gider. Öğretim üyesi bulmak sorunu da pek yok veteriner fakültesinin. Hukuk Fakültesi için de şunu söyleyebilirim. Derler ki doğru ya da yanlış, bana göre doğrudur. Yaygın görüş şudur; Üniversiteleri gelişmiş hale getiren iki fakülte vardır. Biri Tıp Fakültesi diğeri de Hukuk Fakültesi. Burada Tıp Fakültesi var, hukuk fakültesi de kurulursa inşallah biz onun çalışmasını başlattık. Dosya üzerinde nerdeyse hazır hale gelecek. Ama bugünlü yarınlı hemen bu işler bitmiyor. Bir arkadaşımıza dosyayı hazırlama görevi verdik. Nerdeyse bitmek üzere. Hukuk Fakültesi için Veteriner Fakültesi için bugün bir arkadaşıma görev verdim. En kısa sürede, hangisinin öğretim üyesinin alt yapısını önce bitirirsek hazırlarsak, o önce açılır. Bu üçünü de önümüzdeki bir yıl içerisinde, YÖK’e dosyayı sunmuş oluruz. Artık YÖK, kabul eder ya da reddeder onu bilemiyoruz.

 

Açmayı planladığınız fakülteler ve öğrenci yurtları için üniversitenin her hangi bir yer problemi var mı?

Şimdilik yer problemimiz yok. Barınma için tepede kız yurtları var. Girişte, solda. Onun hemen batı tarafında, Devlet Su İşleri’nin 191 dönümlük arazisi var. Batı tarafı, üniversiteye sınır. Beden Eğitimi Yüksek Okulu’nun o kompleks değerine dayanan arsayı, üniversitemize tahsil ettirdik. Çok şükür göreve geldiğim gün ikinci günden beri takip ettim, son aşamaya geldik. 40 dönümlük kısmını, Kredi Yurtlar Kurumu yurdu için kullanacağız. Bugün yarın bitecek işlemleri. Başbakanımız, daha önce Kahramanmaraş’a geldiğinde; “3 bin kişilik öğrenci yurdu yaptıracağız” diye söz verdi. “Yer gösterin” dedi. Biz, kovalıyoruz. 40 dönümlük yeri vereceğiz. Girişteki o sol taraf bölgeyi, üniversitenin arazisi var. Devlet Su İşlerinden aldığımız arazi de var. O bölgeyi, yurtlar alanı yapacağız. 191 dönümlük arazinin tabi hepsi de yapıya elverişli değil. 40 dönümlük alanı, Kredi Yurtlar Kurumu için ayırdık. İşte buyurun, yurt yapmak için hazır 3 bin kişilik yer. Hayırsever ya da vakıf bulursak yapar, üniversiteye devreder, üniversite işletir. Kendi içinde düşünürsek aslında fazla da bizim kalacak yer sorunumuz fazla yok. Çünkü öğrencilerimizden yüzde 42’si Kahramanmaraş’ın insanı. Dolayısıyla ailelerinin yanında kalıyorlar. Biz 3 ve 5 bin kişilik yurt ilavesi yaparsak; bu olayı otomatik olarak çözmüş oluruz. Zaten bazı öğrenciler doğası gereği yurtta kalmak istemezler.

 

Üniversitenin içine yapılacak olan çarşının çalışmaları ne zaman tamamlanacak?

Öğrencilerimiz, üniversitede bir çarşının eksik olduğunu söylüyorlardı. “Hocam koskoca, kurulalı epey olmuş üniversitemizde bir alış veriş merkezi yok. Üniversitenin kendi içerisinde bir çarşısı yok” diyorlardı. Çok şükür onu da hızlı bir şekilde çözüyoruz. Yine orda da iddialı konuştum 2016 yılının 1 Ocak tarihinde, çarşı hazır olmazsa, faaliyette olmazsa, tabi herhangi anormallik ya da mahkemelik bir durum olmadığı sürece; “ben bu rektörlüğü bırakırım” dedim. Bunun üzerine ihaleyi alan firma ile konuştuk. İnşallah gelecek eğitim öğretim yılına ki Eylül’ün sonu, ekimin başı itibarı ile bu çarşı da hazır olacak. Hastanenin yanında, doğu tarafında bir inşaat var. O inşaat, işte çarşılardan bir tanesi. Hem hastaneye yakın hem öğrencilere hem de yurttaki öğrencilere. O bölgede, her şeyiyle bir çarşı olacak. 3 katlı çarşımızda; market dâhil her türlü satış dükkânı olacak. İnşallah bir sakatlık olmaz. Ama bazen iddialı konuşuyorum ben. Konuşunca da iyi oluyor, bağlayıcı oluyor. Üstünde duruyorsunuz. O da başarıya teşvik ediyor. Üniversite için geçerli olanı da söyledik.

 

Üniversite öğrencileri Kahramanmaraş’ı nasıl değerlendiriyor? Aradıkları her şeyi bulabiliyor mu? Sosyal ortamlar yeterince var mı?

Gençlerin istediği belki başka şeyler vardır da onları ben telaffuz etmek istemiyorum. Nedir bir İstanbul’daki, Ankara’daki gibi büyük şehirlerdeki gibi başka şeyler. O, yok burada. Olsa, iyimi olur, kötü mü olur? Yorumunu ben yapmayayım. Okuyanlar yapsın. Her şeyin olması da doğru olacak anlamına gelmez. Milli, manevi değerlere ters ortamlar oluşmuş olsa; bunun da tercih edilen bir şey olmaması gerekir, diye düşünüyorum. Bunun dışında eksik yok. Bakın büyük alışveriş merkezi yapıldı. Aslında orada her şey var. Sineması da var içerisinde. Eğlencenin, isteğin sınırı olmaz. Ama üniversitenin içerisindeki eleştirileri doğru buluyorum. İnşallah onu biz bu yıl çözmüş oluyoruz. Çözeceğiz. Bahane kalmayacak.

 

Hayırseverlerin üniversitemize katkısı oluyor mu? Bu katkı ne oranda?

Hayırsever vatandaşımız, Halil kurtul tarafından; İsmail Kurtul adına yaptırılmış bir İlahiyat Fakültemiz var. Bu gelecek eğitim öğretim yılında İlahiyat Fakültesi yeni yerine taşınıyor. Şimdilerde, hazır çevre düzenlemesi yapılıyor. Halil Kurtul’a teşekkür ediyoruz. İnşallah diğer zengin vatandaşlarımıza da örnek olur. Her biri bir fakülte yaptırsa; 3 senede, bu üniversitenin problemini çözeriz. Zengin işadamlarımızdan, buradan da üniversiteyi düşünmelerini arzu ediyoruz. İstiyoruz ki; Kayserililer gibi gelsinler Rektörlüğe, ya da bizi çağırsınlar. Biz ayaklarına gidelim. Biz istemeden; “hoca üniversitenin ne ihtiyacı var, biz ne yapabiliriz” desinler. Bakın Kayserinin Rektörlüğüne, orada insanlar sıraya giriyor; “Biz üniversiteye ne yaptıralım” diyorlar. Fakülte yaptıran işadamlarının nedir istedikleri? Annesinin, babasının ya da kendi isminin verilmesini istiyorlar. Saygıyla, onu yaparız. Yapıyoruz da zaten. Yani Erciyes Üniversitemizin Rektörü, üç cümle söylüyor, iş adamları sıraya giriyor. Biz de iş adamlarımıza üç kelime söylemek istiyoruz; “Üniversitemize sahip çıkın.” Kayseri’nin, bakın iş adamları sıraya giriyor. Nasıl yardımcı olabiliriz diyor. “Ne eksikse söyleyin, yaptıralım” diyor. İsimlerini de tabi veriyorlar. Biz de veririz yeter ki yardım etsinler. (KENAN ONARAN)