Yerli üretim yerli tüketim

Bilim ve Sanayi Teknoloji İl Müdürü olarak 2010'da atandığı Kahramanmaraş'ta, müşavir kadrosu ile Bakanlık emrine görevlendirilen Nesih Tanrıverdi, 1,5 yıldır üzerlerinde çalıştıkları Üniversite-Sanayi İşbirliğindeki yeni sistemin ne olacağı merak konusu oldu. Türkiye'ye örnek olacak bir sistem geliştiren Tanrıverdi'nin Kahramanmaraş'ta görevine devam etmesi için siyasilerin devreye girdiği öğrenildi.

Kahramanmaraş’ta geliştirilen yeni sistemle Sanayicinin üniversiteden, üniversitenin ise sanayiciden yararlanmasının önünü açan Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Nesih Tanrıverdi 1,5 yıl içerisinde 40’a yakın firmanın onlarca sorununu çözüme kavuşturarak üretimde önemli bir adım atılmasını sağladı. Firmaların üretime yönelik uzun uğraş sonucu çözemedikleri sorun ve problemler Üniversite-Sanayi işbirliği çerçevesinde oluşturulan ekip tarafından kısa sürede çözülmesi tüm sanayicilerin dikkatini çekti.

 

ÜNİVERSİTE SANAYİ İŞ BİRLİĞİ

Üniversite-Sanayi iş birliğinde gelinen son noktayı Bugün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mesut Tuğrul’a anlatan Tanrıverdi şöyle konuştu; “Bizim bilim sanayi ve teknoloji bakanlığı uzun bir süredir, Üniversite sanayi iş birliğinin sağlanmasına yönelik büyük bir çaba gösteriyor. Bu çabalar özellikle bu işi yapacak olan bazı mekanizmaların kurulmasıyla başladı. Bunlardan bir tanesi mesela her ilde bir tane üniversite hocası özellikle sanayiyle ilgili olan üniversite hocamızdan bir tanesi kamu üniversite sanayi iş birliği temsilcisi olarak atandı. Bizim bakanlığın kartını taşır. Bu ne anlama geliyor? Sanayicimiz bir problemini üniversiteye taşıyacaksa üniversitenin yardımıyla bunu çözmek istiyorsa bu hocamızı bulduğunda hocamız onu ilgili bölüme ilgili hocaya yönlendirecek. 2016 yılından itibaren saha çalışmaları da başladı. Bilim sanayi teknoloji il müdürleriyle  kamu-üniversite sanayi-iş birliğinin temsilcisi hoca beraber firmaları ziyarete gitmeye başladılar. Ziyaretin amacı şu; işte biz geldik burada üniversiteyle- sanayinin iş birliği içinde çalışmasını istiyoruz. Bunun içinde biz kapımızı açtık. İşte bizim adresimiz burası başvuracağınız kişi probleminiz varsa getirdiğinizde sizi ilgili yere götürecek kişi bu arkadaştır diye.''

''Kapılarımız açık buyurun problemlerinizle beraber gelin dedik 2016 sonuna geldiğimizde geriye dönüp baktığımızda yaptığımız çalışmalardan bir sonuç çıkmış mı? Hiçbir firmamızın bir problemini üniversiteye götürmediğini tespit ettik.'' ifadelerini kullanan Tanrıverdi geri dönüş olmayışının problem olmadığı anlamına gelmeyeceğini söyledi.

 

SANAYİCİNİN ÜNİVERSİTEDEN BEKLENTİSİ FARKLI

Tanrıverdi; ''Biz iyi niyetle gittik. Kapılarımız açık dedik. Kimse bizim kapımızı çalmadı. Üniversiteye gelmedi. O halde bir eksiklik var dedik. Oturup üniversite temsilcimiz Mustafa Şekkeli hocamızla oturup, farklı dallarda bir grup hocamıza; Sanayinin üniversiteye, üniversitenin de sanayi karşı bir ön yargı ve iletişimsizlik olduğunu masaya yatırdık. Bunun önüne geçmek için geliştirdiğimiz metoda destek olup olmayacaklarını sorduk. Çünkü sanayicinin üniversiteden beklentisi farklı, üniversitenin de sanayiciden beklentisi farklı. Dolayısıyla bunları örtüşmemiz gerekiyordu. Bu problemi ortadan kaldırmak için üniversite hocalarını sanayicilere tanıtmamız lazımdı ve hocalar tam destek verdi. İşadamlarımızdan problemlerinin ne olduğunu istedik. Yani kendini geliştirmek isteyen sanayicinin göremediğini görmek ve takıldığı alanlarda onlara bilimsel destek vermek, riskleri analiz etmek ve çalışmayı her yönüyle önüne koymak. Bizim problem dediğimiz konularda bunlar. Sanayicilerimize bir probleminizi getirip üniversitede çözmeyi teklif ettik. Bu çerçevede 2017 yılının başından bu döneme kadar yaklaşık 40 firmaya giderek ziyaret ederek derinlik analizi toplantıları yaptık, problemlerini çözmeye çalıştık. Bazı problemleri 1 günde, bazılarını 1 haftada bazılarını ise proje yapıp TÜBİTAK desteklerini de alarak zamana yayıp çözmeye çalıştık. Bunları da ücretsiz yaptık.Sanayicimize ana sektörüyle ilgili bir problemini getirmesini istiyoruz. Problemi masaya yatırıp ortak akılı çalıştırıp ilgili hocayı tespit ediyoruz ve o hocaya görev verip bunun karşısında da sanayicimize hiçbir maliyet yüklememeyi taahhüt ediyoruz. Uzun yıllardır yaşadığı bu problemi bir gün veya bir hafta içerisinde çözüp sanayicimize götürdüğümüzde sanayicimizin şaşkınlığını gözlemledik'' dedi.

Bor madeni ve tekstilin birlikte çalışmaları için kendilerine teklif geldiğini belirten Tanrıverdi, ''İki tane örnek çok önemli; Ar-ge merkezi kuran bir firmamız, bize problem olarak bor madeni ile tekstilin birlikte işlemesi için bir çalışma yapmamızı istedi. Hatta o sanayicimiz bor madeni ile tekstilin birlikte çalışmasını başaran mühendise lüks bir araç taahhüt ettiğini fakat bunu başaramadıklarını söyledi. Biz ise hocalarımızla birlikte hemen ertesi gün sanayicimizin istediği solüsyonu sanayicimize teslim ettik, bir hafta sonra sorduğumuzda solüsyonun başarılı olduğunu öğrendik. Böylece dayanma yüzde 30 oranında arttı. Bu problemin çözümüyle üniversitede bir bilgi olduğunu, donanımlı bir ekip olduğunu ortaya koyduk.İkinci örnek ise; metal mutfak eşyası sektöründe kaynak yapılıyor, yani tencerelerin kulplarının kaynaklarının yapıldığı yerin pürüzlü olması nedeniyle müşterilerin tepkisini çekebiliyor.  Kaynağın daha iyi olması için çalıştığını fakat iyi bir mesafe kat edemediğini bize bildirdi. Bir doktora öğrencimize bu görevi verdik, öğrencimiz literatür taramasında dünyada hangi ülkelerin bunu nasıl yaptığını araştırdı ve firmaya verdik. Firma ise çok sevindi ve bulduğumuz makineyi yapabileceğini ve bundan da iyi bir gelir elde edeceğini belirtti.Biz bu metodu Maraş metodu diyerek Bakanlığımıza sunduk. Bu çalışmalarımızın sonucunda 3-4 hocamız bazı firmalarımızdan teklif aldılar ve sözleşme imzaladılar. Hocalarımız haftanın belirli günü firmaya gidip çalışmasını yapacak, firma ise üniversitenin döner sermayesi üzerinden bir ücret ödeyecek.  Hem üniversite döner sermayesi, hem hocamız hem de işadamımız kazanacak'' dedi.

HER BAKANLIĞIN AYRI HİBELERİ VAR
''Firma sahiplerine giderken bazen KOSGEB Müdürümüzü alıyoruz, DOĞAKA temsilcimizi alıyoruz, KGF Müdürümüzü, TSE müdürümüzü alıyoruz, hocalarımızla birlikte gidip sanayicilerimizin kapısını çalıyoruz. Bunları anlatmak güzel ama bunu başarmak için de birçok zorluklardan geçiyoruz. Yani 5-6 ekip firmaya gidiyoruz yarım saat aşağıda bekliyoruz. Sanayicinin kahvaltı yapmasını bekliyoruz, dönüp gidebiliriz fakat gitmiyoruz, sorunun üzerine gidip çözmek istiyoruz. Biz bu uğraşı vatanımız için devletimiz için yapıyoruz. Bizim ülkemizin artık teknolojik olarak kendi kendine yetebilir hale gelmemiz lazım. Bunun yegane yolu ise Sanayici-Üniversite iş birliği. Üniversite olmadan asla dünya ülkeleri arasında ilk 10’a giremeyiz. Savunma Sanayinde asla bağımsız olamayız. Hükümetimiz bu anlamda müthiş bir kampanya başlatmış durumda. Her bakanlığın ayrı hibeleri var. Yeter ki Üniversite işbirliğini sağlayalım kendimizi bir üst lige taşıyalım.