Yüzde 50 artı 1 oya ulaşmayı hedefliyoruz
Cumhurbaşkanı ve Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da, AK Parti Yerel Yönetimler Başkanlığınca düzenlenen, "Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı"nda konuştu.
Erdoğan, ödüllerini verecekleri "Yerel Yönetimler Proje Yarışması"nda sosyal projeler ve kent ekonomisine katkı kategorilerinde dereceye giren belediye başkanları ile ekiplerini tebrik etti.
Bu yıl 6'ncısı düzenlenen "Yerel Yönetimler Proje Yarışması"nın, AK Partili belediyelerce hayata geçirilen özgür ve orijinal çalışmaların tüm Türkiye'ye tanıtılması açısından önemine değinen Erdoğan, ülkede artık 2019'da dördüncü dönemine girecek ve esasında 1994'e kadar götürülebilen çok daha köklü bir geçmişi olan bir "AK Parti Belediyeciliği" modelinin ortaya çıktığını ifade etti.
Türkiye'de 1984'teki seçimle birlikte belediyelerin büyük ölçüde Anavatan Partisine mensup başkanlarca yönetildiğini anımsan Erdoğan, "Bu deneyim milletimizi memnun etmemiş olacak ki 1989'da belediyeler 3 parti arasında dağılmıştır. 1994'e gelindiğinde bu defa ülkemizde 4'üncü bir parti belediyelerde söz sahibi olmuştur, o da Refah Partisidir. Bir sonraki dönemde, 1999'da ilk sırayı Fazilet Partisinin aldığı, onu Anavatan Partisi, DSP, MHP, CHP ve DYP'nin takip ettiği çok daha dağınık bir yerel yönetim tablosu karşımıza çıkmıştır." diye konuştu.
Erdoğan, 2004'ten itibaren önceki dönemlerle mukayese edilemeyecek derecede yüksek bir destekle, il genel meclislerindeki yüzde 42'lik, büyükşehir belediyelerindeki yüzde 46'lık, il belediyelerindeki yüzde 40'lık oy oranıyla AK Parti belediyeciliğinin sahneye çıktığını kaydetti. Erdoğan, "Her ne kadar 2009'da yüzde 38'e gerilemiş olsa da bu destek 2014 yılında yeniden yüzde 43-45 düzeylerine çıkmıştır." ifadesini kullandı.
YÜZDE 50 ARTI 1 OYA ULAŞMAYI HEDEFLİYORUZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilerleyen süreçte yeni bir seçim ve imtihanın bulunduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"2019 seçimlerinde sadece cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği değil aynı zamanda belediye başkanlığı seçiminde de yüzde 50+1 oya ulaşmayı hedefliyoruz, bu bir hedeftir. Şayet belediyecilik hizmet işiyse, ki kesinlikle öyledir, AK Parti belediyelerinin hizmet büyüklüğünü ve kalitesini diğer belediyelerle kıyaslamak mümkün değildir.
Ülkemizde bin 397 belediyeden 884'ünün AK Parti tarafından yönetiliyor olması, bu gerçeğin belediyemiz veyahutta milletimiz tarafından da teyidi anlamına geliyor. Gerçekten de tıpkı hükümette, tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi belediyecilikte de rakiplerimizle değil biz kendi kendimizle yarışıyoruz. Öyle ki kendimizi rakiplerimize göre ayarlamaya kalksak, yaptıklarımızın yarısına bile ulaşamayız. Aramızda o derece büyük bir fark vardır. Önümüzdeki seçimde çıtayı biraz daha yükseltiyoruz, milletimizin gönlünde daha fazla yer edinmek için de buna uygun bir vizyon ortaya koymamız, projeler geliştirmemiz, ekipler oluşturmamız gerekiyor."
Belediyelerdeki tecrübelerin, hizmetlerin, başarıların üzerine kurdukları hükümetteki ve AK Parti'deki kadroların özünde belediyecilik tecrübesi olan kişiler bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, mektebin de belediyeler olduğuna işaret etti.
TABANDAN GELEN SİYASET HİKAYEMİZE BORÇLU OLDUĞUMUZ BİR GERÇEKTİR
Erdoğan, belediyecilikten Türkiye'nin yönetimine, oradan da bölgesel ve küresel bir güç olmaya doğru giden bu yolun, doğru bir yol olduğunun sayısız tecrübeyle görüldüğünü vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Milletimizle olan güçlü bağımızı, tepeden inme değil de tabandan gelen siyaset hikayemize borçlu olduğumuz bir gerçektir. Belediyecilik dönemimizde millete hizmet etmenin sadece yol yapmaktan, su, kanalizasyon, ulaşım sorunlarını çözmekten ibaret olmadığını aynı zamanda gönülleri de yapmaktan geçtiğini yaşayarak gördük. Hacı Bayram Veli'nin dediği gibi, 'Nagehan bir şara vardım, ol şarı yapılır gördüm. Ben dahi bile yapıldım, taş ve toprak arasında.' İnsan, taşla toprak arasında kendini inşa eder ama toplumu da inşa eder. Biz bu anlayışla yola çıktığımız için şehirlerle birlikte zihniyetleri de değiştirdik. İstanbul'da veya ülkemizin herhangi bir ilinde, ilçesinde verdiğimiz hizmeti, 15 yıldır Türkiye'nin tamamında hatta dünya çapında yürütüyoruz."
Erdoğan, belediyelerde oluşturdukları modeli zaman içinde yenilenen arkadaşları eliyle başarıyla sürdürdüklerini söyledi.
Türkiye'nin 15 yılda çok büyük mesafe katettiğini, ekonomide üç kat büyüme sağlandığını, seçmen sayısının 41 milyondan 55 milyonun üzerine çıktığını belirten Erdoğan, 14 milyon gencin seçmen olarak sisteme girdiğini bildirdi.
Erdoğan, 30 olan seçilme yaşını önce 25'e, sonra da 18'e indirdiklerini anımsatarak, "Bunu yapan, bunu Türk demokratik yaşamına, siyasetine sokan parti hamdolsun AK Parti olmuştur ve bu bir tarihe kayıt düşmektir. Bunu biz başardık. Gencine güvenemeyen diğer siyasi partiler, gencine güvenen AK Parti'yi görmüştür. Biz gençliğimize güvendik, inandık, inanıyoruz. Şimdi de kalite sorunumuzu halletmek suretiyle bunu çok daha farklı bir yere inşallah taşıyacağız." diye konuştu.
BİZ KENDİ KENDİMİZLE YARIŞIYORUZ, ÖYLE DE DEVAM EDECEĞİZ
Hem AK Parti olarak kurumsal anlamda hem de bireysel olarak kendilerini geliştirmeleri, yenilemeleri ve geleceğe hazırlamaları gerektiğine işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Esasen her seçim döneminde hem parti teşkilatlarında hem Mecliste hem belediyelerde nispeten kapsamlı bir yenilenmeye gittik ancak ülkemiz ve dünya öylesine hızlı değişiyor ki bu değişimi, bu yenilenmeyi, bu tazelenmeyi çok daha köklü bir şekilde yapmamız gerektiği anlaşılıyor. AK Parti teşkilatlarında, Meclis grubunda, belediyelerimizde görev alan arkadaşlarımızın her biri benim gözümde partisine, şehrine ve ülkesine çok büyük hizmetler yapmış birer kahramandır. Bizim partimizde en vasat arkadaşımızın performansı muhalefet partilerinin yıldızlarından çok daha ileri düzeydedir, çok daha iyidir. Biraz önce de ifade ettiğim gibi bizim ölçümüz kesinlikle diğer partiler ve onların belediye başkanları değildir. Çıtayı o kadar düşürmeye hakkımız yok. Biz kendi kendimizle yarışıyoruz, öyle de devam edeceğiz. 2019 mahalli idareler seçimlerinde yüzde 50'nin üzerine çıkmak için mevcutla yetinemeyiz."
Bir yandan şehrin ve milletin günlük ihtiyaçlarını karşılarken diğer yandan da geçmişin ihyasını ve geleceğin inşasını da gerçekleştirmek mecburiyetinde olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirlerin ancak bu şekilde küresel çekim merkezleri haline getirilebileceğini dile getirdi.
Erdoğan, hükümetlerinin hayata geçirdiği reformlardaki ilkelerinin "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışı olduğuna değinerek, "Belediye başkanlarımız da hemşehrilerine en güzel, en medeni hizmetleri vererek geçmişi ve geleceğiyle şehirlerini yaşatarak aynı yolda ilerlemişlerdir. Şehre hükmeden değil, şehre hizmet eden belediyecilik anlayışı ve bulunduğu görevi bir emanet olarak gören belediye başkanları sayesinde bugün bulunduğumuz noktaya ulaştık." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, emaneti ehline verme konusundaki hassasiyetlerinin AK Parti belediyelerini milletin gözünde yücelttiğini belirterek, "Aynı zamanda birer demokrasi okulu olan AK Parti belediyeleri, 15 Temmuz'da bu sıfatlarının hakkını ziyadesiyle vermişlerdir. Kendilerini tebrik ediyorum. Darbecilerin karşısına hem yürekleri ve bedenleriyle hem de ellerindeki tüm imkanlarıyla dikilen belediye başkanlarımızın, meclis üyelerimizin, belediye çalışanlarımızın her birine ayrı ayrı şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum." diye konuştu.
DAVA KALICI İSİMLER İSE FANİDİR
15 Temmuz darbe girişiminin başarısızlığa uğramasında, belediyelerin milletle verdiği destansı mücadelenin çok büyük katkısı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Büyük Türkiye'yi, güçlü Türkiye'yi, 2023 Türkiye'sini yine birlikte kuracak, 2053 ve 2071 Türkiye'sinin temellerini de yine birlikte atacağız. Unutmayın, dava kalıcı isimler ise fanidir. Biz kalıcı olana bakacak, sadakatimizi davamıza göstereceğiz. Siyasetçiler davalarına verdikleri katkı, millete yaptıkları hizmet nispetinde isimlerini tarihe yazdırır veya unutulur giderler. AK Parti çatısı altında ülkemize ve milletimize hizmet eden bizler isimlerimizi tarihe yazdırabilmişsek ne mutlu bize. Şayet şimdiye kadar bunu başaramamışsak kimseye söyleyecek bir sözümüz de olamaz. AK Parti'li Belediye Başkanlarınımızın tamamının isimlerini hemşehrilerinin gönüllerine ve tarihe yazdıracak hizmetler gerçekleştirdiğine inanıyorum.
Belediyelerdeki başarımız 2019 yılında hayata geçecek olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde istediğimiz neticeyi alabilmemizin en başta gelen şartlarından biridir. 2019 Mart'ı bizim için adeta olmazsa olmazdır. Onun için 2019 Mart'ında aday olacak belediye başkanlarımız, şu andaki mevcut belediye başkanlarımız 2019'un Mart'ına değil, hedefi 2019'un Kasım'ına koymalıdır. Belediyelerimiz hakkında en ufak bir spekülasyona fırsat vermeyecek şekilde çalışmalarımızı yürütmemiz lazım. Bütün dedikoduları adeta silbaştan yapacak gibi bu günkü bu toplantıyla bir miladi adımın atılması gerektiğini özellikle ifade etmek istiyorum."
NEFSİMİZİN PEŞİNE TAKILMAYA HAKKIMIZ BULUNMUYOR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirlerdeki, ilçelerdeki ve beldelerdeki tüm dedikoduların ortadan kalkması için belediye başkanlarına, belediye meclisi ve il genel meclisi üyelerine çok büyük işler düştüğünü dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da belediye başkanlarımızdan beklentimiz bellidir. Bizim belediye başkanlarımız şehirlerine yük olan değil şehirlerinin yükünü omuzlayan, mazeret değil çözüm üreten, AK Parti'nin yüzünü ağartan hizmetler ortaya koyan kişiler olmalıdır. Bugün Türkiye, milletlerin tarihlerinde belki yüz yılda bir yaşadıkları kritik bir dönemden geçiyor. Bu dönemde yapacağımız tercihler, hayata geçireceğimiz çalışmalar bizden sonraki nesillerin hayatını doğrudan etkileyecektir.
Şayet doğru tercihlerde bulunur, doğru ve güzel işler yaparsak 2053 ve 2071 Türkiye'si tam da hayal ettiğimiz, hedeflediğimiz gibi bir Türkiye olur. Böylesine kritik bir yol ayrımında hiç birimizin hesabi düşünmeye, nefsimizin peşine takılmaya hakkımız bulunmuyor. Hizmet yarışında en önde de olsak, en geride de kalsak tüm gücümüzle ve imkanlarımızla mücadeleye devam etmeliyiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu yolda küsmek, darılmak, hele hele mücadeleye zarar verecek davranışlar içine girmek hiçbir arkadaşıma kesinlikle yakışmaz çünkü biz sıradan bir parti değiliz. Bu parti, bir davanın sembolüdür. Bunu böyle bilmemiz lazım. Bir davanın eri olmak başkadır, bir siyaseti partinin bireyi, elemanı olmak başkadır. Ben sizleri bir dava eri olarak görüyorum, dava arkadaşlarım, gönüldaşlarım olarak görüyorum. Bu dönemde AK Parti'ye zarar verecek her tutum, her söz, Türkiye'ye ve milletimizin geleceğine vurulmuş bir darbe olacaktır." dedi.
Türkiye'yi ve milleti ilerleyen günlerde zorlu bir dönemin beklediğini dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin içindeki, bulunduğu bölgedeki, küresel düzeydeki gelişmelerin, sağlam durmayı, gücü arttırmayı gerektirdiğini söyledi.
Milletin bu zorlu gücü AK Parti'lilere verdiğini belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Vazifemizi başarıyla yerine getirdiğimiz ölçüde milletimizin desteğine mazhar oluruz. Başarısızlığımızın tek neticesi sadece AK Parti'nin iktidar kaybetmesi olsa, inanın bana bu çok küçük bir bedel olur. AK Parti'nin başarısızlığı demek Türkiye'nin önündeki çok büyük fırsatları kaçırması daha da kötüsü elindekileri kaybetmeyle veya kaybetme tehlikesiyle yüz yüze kalması demektir. Ülkemizin kaderiyle partimizin kaderinin adeta bütünleştiği bir süreçten geçiyoruz, bunu unutmayın. AK Parti kazandığında Türkiye kazanıyor. Türkiye kazandığında AK parti kazanıyor. Bunun için milletimizin tamamıyla kucaklaşmalıyız. Seçimde başarı çıtamız asgari yüzde 50 artı 1 oy elde etmektir ama asıl hedefimiz milletimizin tamamının gönlünü fethetmektir. AK Parti ve Tayyip Erdoğan düşmanlığını varlık sebebi, hatta ekmek kapısı haline getirmiş küçük bir kesimi hariç tutarsak yeteri kadar gayret gösterirsek, ülkemizde desteğini alamayacağımız hiçbir vatandaşımızın ben bulunmadığına inanıyorum."
Erdoğan, seçimlere kadar 81 ilin tamamında, tüm fertlere ulaşmayı hedefleyerek, çalışmaların yoğunlaştırılması gerektiğini ifade etti.
TERÖRİSTLERLE AYNI SAFTA OLMAK İÇİN ADETA CAN ATIYORLAR
"Biz kendi kaderimizi ülkenin kaderiyle bütünleşmiş olarak görürken ana muhalefet partisi unvanını taşıyan bir partinin milletvekilleri maalesef teröristlerle aynı safta olmak için adeta can atıyorlar." diyen Erdoğan, aynı partinin genel başkanının da devletin ve milletin yanında olmak, milletvekillerinden hesap sormak yerine benzer tavırlar içine girmekten çekinmediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terörle mücadele operasyonlarında ülkemize çok büyük imkanlar sağlayan silahlı insansız hava araçlarına yönelik iddialar, bu çarpıklığın en son örneğidir. Terörle mücadele ederken sivillerin zarar görmemesine yönelik hassasiyetimizi herkes gıpta ile takip eder ve takdirlerini belirtirken, birilerinin suyu bulandırmak için uğraşması ibretlik bir hadisedir. Türkiye, bırakınız kendi sınırlarımız içindeki operasyonları, sınır ötesi operasyonlarında dahi sivillerin zarar görmemesi politikasından taviz vermemiş bir ülkedir. Hatta bu uğurda çok kez güvenlik güçlerimizi tehlikeye attığımız, şehitler verdiğimiz durumlar olmuştur." diye konuştu.
MİLLETİMİZ HAK ETTİĞİ DERSİ SANDIKTA MUTLAKA VERECEKTİR
Erdoğan, şunları kaydetti: "Türkiye'nin terörle mücadele yönteminden ve son dönemde elde ettiği ciddi başarılardan rahatsız olmaya terör örgütünün hakkı olabilir, terör örgütünü destekleyen birtakım güçler de bundan rahatsızlık duyabilir. Ama bu ülkenin hiçbir milletvekilinin böyle bir hakkı yoktur. 'Silahlı insansız hava araçlarıyla sivillerin hedef alındığı' gibi tam da terör örgütünün uluslararası alana taşımak isteyeceği türden bir iddiayı gündeme getirmenin siyasetle, insan haklarıyla ilgisi kesinlikle yoktur. Kendi ülkesine, kendi ülkesinin güvenlik güçlerine, kendi milletinin terörle mücadelesine husumet besleyenlere milletimiz hak ettiği dersi sandıkta mutlaka verecektir.
Ana muhalefetin başındaki zat, 'Artık kavgaysa, kavga' diyor. Hale bak. Sizin hayatınız zaten bu milletle, bu milletin değerleriyle, kutsallarıyla kavgayla geçti. Eğer bizimle kavga edeceksen bunu her fırsatta Avrupa Birliği'ne, yabancı ülkelere, kuruluşlara şikayet ederek zaten yapıyorsun. Bu zat, kendi ülkesini, devletini, milletini yabancılara şikayet ederek, hedef göstererek siyaset yapmayı alışkanlık haline getirdi. Üstelik bu kavgada yalnız da değil. Terör örgütlerini ve onların destekçileri olan yerli, yabancı odakları yanına alarak, bu kavgayı büyütmeye çalışıyor."
Meşrepleri gereği Yunus Emre'nin izinden gittiklerini dile getiren Erdoğan, Yunus Emre'nin "Biz gelmedik kavga için / Bizim işimiz sevgi için / Dostun evi gönüllerdir / Gönüller yapmaya geldik." dizelerini okudu. Erdoğan, siyaseti böyle anladıklarını, böyle yaptıklarını belirtti.
Erdoğan, "Bu sevgi ve dostluk, bunu hak edenler içindir. Düşmanlığı, fitneyi, ihaneti kendisine yol edinenlerle kavga etmekten hiçbir zaman kaçmadık, kaçmayız. Bunu da söyleyeyim." ifadelerini kullandı.
İnsanlarla akılları alacağı dilden konuşmasını da bildiklerini vurgulayan Erdoğan, "Yaşadığımız dönem ve içinde bulunduğumuz şartlar sebebiyle bizim ömrümüz zaten hep kavgayla geçti. Hayatımızın her döneminde Türkiye'ye ve Türk milletine düşman kim varsa onlarla kavga ettik, etmeyi de sürdürüyoruz. Darbecilerle, darbe heveslileriyle, vesayet odaklarıyla, karanlık lobilerle, terör örgütleriyle, her türden ihanet çeteleriyle kavgamızı Allah ömür verdikçe devam ettirmekte de kararlıyız. Kendimiz için değil uğruna canımızı vermeyi göze aldığımız değerlerimiz, ülkemiz, milletimiz, bayrağımız, ezanımız için yürüttüğümüz bu kavgada yanımızda olan herkesten Allah razı olsun." diye konuştu.
Erdoğan, rabia işaretini bilmeyen ve öğrenemeyenlerin bulunduğunu, bunun partilerinin sembolü olduğunu belirtti.
Sembolün felsefesinin belli olduğunu dile getiren Erdoğan, "Nedir? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bunu Kılıçdaroğlu öğrenmemiş, varsın öğrenmesin. Ama önce biz çok iyi öğreneceğiz, milletimize de anlatacağız. Buna karşı çıkacak kimsenin olacağına ben ihtimal vermiyorum." diye konuştu.
Erdoğan, tek millet vurgusu yaparak, Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla, Laz'ıyla, Boşnak'ıyla, Roman'ıyla 80 milyon tek millet olunmasını istediklerini söyledi. "Tek bayrak" diyen Erdoğan, bayrağa eş paçavraları asla kabul etmediklerini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"780 bin kilometrekareyle 'tek vatan'. Bu vatan topraklarında biz kimseye operasyon yaptırmayız. Buna gayret edenler varsa ki var, onlar da şu anda nerede? Ya hapiste ya mezarda. Ey Kılıçdaroğlu, ey yanındaki kendini bilmezler, silahlı insansız hava araçlarının yaptığı iş, bu vatana, bu millete ihanet eden teröristleri yok etmektir, bunu böyle biliniz. Sen bir gün başka konuşacaksın, bir gün başka konuşacaksın... Biz sizi biliyoruz zaten, siz gökkuşağı gibisiniz, renkten renge devamlı giriyorsunuz ama bir gün başka, bir gün başka... İşte bu siyasetçiye yakışan bir yürüyüş değildir. Onun için de 9 seçim, 9 mağlubiyet aldın, almaya da devam edeceksin. Bu milletin evlatlarını şehit edenleri savunanlar bu milletin oyunu alamaz, bunu böyle bileceksin. Yani benim Mehmetçiğim kim? Bunlar bizim evladımız. Onları şehit edenler teröristler. 'Onları yok etmek bizim görevimiz değil' öyle mi? Ondan sonra utanmadan, sıkılmadan da çıkacaksın, 'Dört yılda ben terörü bitiririm' diyeceksin. Sen kimsin ya, neyi bitireceksin? Lafla peynir gemisi yürümüyor."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun SSK'da genel müdürüyken SSK'yı nasıl batırdığını, bitirdiğini, o dönem hastanelerin halini milletin çok iyi bildiğini söyleyen Erdoğan, "Ondan sonra da seni görevden almak durumunda kaldılar veya kaçıp gittin. O hastanelerin hali neydi? Rahmetli Savaş Ay, bir televizyon programında gayet güzel ortaya koydu. Sen osun. Sana beş tane koyun teslim etseler kaybeder gelirsin." dedi.
SAĞINIZDA SOLUNUZDA KİMLER OLDUĞU BELLİ
Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka bir devletin söz konusu olamayacağını, bu devleti dimdik ayakta tutabilmek için ne gerekiyorsa onu yapacaklarını vurgulayan Erdoğan, "SİHA'larla da tanklarla da toplarla da yapacağız. Tüm silahlarla güvenlik güçlerimizi donatarak bunları yapacağız." ifadesini kullandı.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kandil'den sana destekler geliyor. Memnunsun değil mi? Şimdi beraber kendi koalisyonunuzu da yaparsınız, beraber de yolculuğunuza devam edersiniz. Size de yakışır. Sözde adalet yürüyüşünde de beraber yürüdünüz zaten. Sağınızda solunuzda kimler olduğu belli. Bir tarafınızda malum o takım PKK onun desteği altında olanlar, öbür tarafınızda da FETÖ. İyi buldular birbirlerini. Benim milletim de bunları inşallah görüyor. Bunlara da gerekli olan dersi en kısa zamanda verecektir."
KENDİ GÖBEĞİMİZİ KENDİMİZ KESECEĞİZ
"Müslüman, bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz" diyen Erdoğan, uyanık olunması gerektiğini belirtti.
SİHA'larla ilgili söylemleri hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Ya bize yıllarca ABD, İsrail, bunlar insansız hava araçlarını vermemekte adeta kılı kırk yardılar. Verdikleri zaman da bunların tamiratı, tadilatı, şusu, busu bize gerçekten hendek atlattı. Artık bu ülke kendi insansız hava araçlarını, silahlı olanlarını yapar hale geldi. Şimdi asıl bundan rahatsız oluyorlar. Daha güzel şeyler yapar hale de geliyoruz ve geleceğiz. Önemli adımlar atıyoruz, şurada bir S-400 anlaşması yaptık diye çılgına döndüler ya. Ne olacaktı? Sizi mi bekleyeceğiz? Biz de başımızın çaresine... Bütün güvenlik noktasında tedbirlerimizi alıyoruz ve alacağız. Çok daha basitleri var, tabii her şey her yerde konuşulmuyor. Onun için, kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Bunun başka çaresi yok."
BUNU DUYUNCA ÇOK ÜZÜLDÜM
Sayısı fazla olmamakla birlikte bazı belediyelerce kendisinin heykel veya benzer görsellerinin yapıldığını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Tabii bunu duyunca ben çok üzüldüm. Bir defa bu bizim değerlerimize terstir. Ben ne heykelimin dikilmesini, ne masklar yapılmasını, ne bu tür görseller yapılmasını istiyorum. Bizim belediyelerimiz, bir defa bunları kaldırttık ayrı mesele, bundan sonra lütfen bu yanlışlara tevessül etmesinler, heykel değil, hizmete yönelik eserler diksinler. Bunların bizim değerlerimizle çatışan şeyler olduğunu bir defa bilmemiz lazım. Asla bu ola, hiçbir arkadaşım, böyle bir yanlış yaptılar, bundan sonra da kimse bu yola tevessül etmesin."
Birilerinin ülkesini, milletini karalamak, sıkıntıya düşürmek için çalışabileceğini ifade eden Erdoğan, "Biz hem bunlarla mücadele edeceğiz hem de milletimize karşı sorumluluklarımızı yerine getirmenin gayreti içinde olacağız" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, belediye başkanlarının şehirlerini 2023 Türkiye'si hedeflerine uygun konuma getirecek projeler, programlar, yatırımlar için harekete geçirmesi gerektiğini belirterek, "Sadece bununla kalmayıp 2053'ün, 2071'in şehirlerinin planlamasını da yapmaya başlamalıyız. İmardan ulaşıma, altyapıdan sosyal yardımlara kadar her alanda ülkemizin ve dünyamızın yönelimlerini dikkate alan bir yaklaşımla kendimize yeni ufuklar çizmeliyiz" diye konuştu.
Değişen Türkiye'nin 30 yıl öncesinin standartlarıyla kucaklanamayacağını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Örneğin 2000 yılı nüfus sayımına göre ülkemizin nüfusunun yüzde 35'i kırsalda yaşıyordu. Bugün bir kısmı büyükşehir uygulamasının etkisiyle de olsa bu oran yüzde 8 düzeyine inmiştir, düşmüştür. Belediyelerin yetki alanına giren belde, ilçe ve il merkezlerinde yoğunlaşan nüfusun ihtiyaçları ve talepleri de buna göre değişmiştir, artmıştır, çeşitlenmiştir. Sanayiden turizme kadar her alanda yaşanan gelişmeler ister istemez belediyelerimizin görevlerini artırıyor, ağırlaştırıyor. Tabii buna paralel olarak belediyelerimizin kaynaklarında da ciddi artış yaşandı. Örneğin belediyelere genel bütçe gelirlerinden 2002'de sadece 4,7 milyar lira ödenek gönderilirken bu rakam geçtiğimiz yıl 52 milyar liranın üzerine çıktı. Önümüzdeki dönemde bu değişim hiç şüphesiz devam edecektir. AK Parti olarak diğer hizmet alanları gibi belediyelerde de ülkemizi geleceğe hazırlama konusunda tüm dünyaya parmak ısırtacak başarılara imza atmayı sürdüreceğimize inanıyorum. 2004'te 'yerel kalkınma başlıyor' diyerek başlattığımız, 2009'da 'marka şehirler', 2014'te 'büyük medeniyet yolunda' diyerek sürdürdüğümüz belediyelerdeki hizmet yolculuğumuzu 2019 yılında bir üst aşamaya çıkartarak inşallah sürdüreceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını, "Bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım, AK Parti olalım" ifadesiyle tamamladı.