Dijital dönüşümün toplum üzerindeki etkilerine değinen
Ünal, toplumlar için dijital dönüşümün fırsatları olduğu kadar bazı
tehlikelerinin de olduğunu, o yüzden iyi analiz yapılması gerektiğini
vurguladı.
Şu anda herkesin cep telefonlarından internete bağlanıp
sosyal ağlara bağlanabildiğini ve ortalama herkesin günde 3 saati internette
geçirdiğini, bazı gençlerde ise bu rakamın 9-10 saate çıkabildiğini dile getiren
Ünal, şöyle konuştu:
"İşte internet bağımlılığı da böyle ortaya çıkıyor.
İnsanların bir kısmı 3 dakikada, bir kısmı da 5 dakikada bir telefona bakma
gereği duyuyor. Bu da zamanla zihinsel aktivitemizi oluşturuyor. Bu anda da
yaratıcılık kaybolup gerçeklikten kopmaya başlıyoruz. Bana göre insan için en
tehlikeli şey de gerçeklikten kopmaktır."
Gerçeklikle bağların koparılmaması gerektiğine dikkati
çeken Ünal şunları kaydetti: "Artık 2 coğrafya var, bunlarından birisi
fiziki, diğeri de sanal. Bizim çocukluğumuzda uzak-yakın diye kavramlar vardı.
Şimdi internet coğrafyasında yetişenler için sınır da yok, uzak-yakın da yok.
Güvenlik ise twitter hesabınızın hacklenmesinden ibaret oldu. Biz hayatı
sokakta öğrenirdik. Dostluk, kavgada yan yana gelmek, paylaşmak ne anlama
gelir, sokakta öğrenirdik. Sanal dünyada böyle bir şey yok. Sanal dünya
karakterinizi belirleyemez, sanal dostluklar edinemezsiniz. O yüzden
gerçeklikten kopmamanız gerekir."
Ünal, Türkiye'nin çok önemli aşamalar kaydettiğini
belirterek, "Türkiye, hem anlayış hem de değer üretme ve sorun çözme
kapasitesi olarak nereden nereye geldi. Ama sizin 2 şeye muhakkak ihtiyacınız
var. Bir sabitleriniz, ikinci ise değişkenleriniz olmalı. Yani sizin
inançlarınız değerleriniz sabit olmalı değişmemeli. Bakış açınızı da sürekli
değiştirmelisiniz. Farklı açılardan yaklaşırsınız sorunu çözmek için yöntem
bulursunuz. Bakış açınızı değiştirmezseniz, sorunu çözemezsiniz." diye
konuştu.
Sahip olunan her şeyin bir ruhunun olması gerektiğini
anlatan Ünal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Varlıkların bir ruhu olmalı. Bu ruh, Anadolu
irfanıdır. Biz Anadolu irfanını, batının ışıltılı plastik değerleriyle
değişmemeli, korumalıyız. Büyütmemiz gereken en değerli şeylerden birisi bu.
Peki ben bunu niye seçim arefesinde anlatıyorum. Bizim 17 yıldır verdiğimiz
mücadele iktidar mücadelesi değil, bin yıldır bu topraklarda yaşayan, bizi biz
yapan şeyleri yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmaktır. Yoksa bu yaptığımız
yol, hastane ve okulların içi, çocuklarımıza aktaracağımız miraslarla dolmayacaksa
ne alamı var. Eğer Sütçü İmam'ın, Şahinbey'in ruhu, 15 Temmuzda Ömer Halisdemir
de olmasaydı, bugün başka şeyler olurdu. O değerler kaybolursa bizim ne
anlamımız kalır. Biz bu topraklarda hiç yenilgi kabul etmedik, diz çökmeyi
kabul etmedik, Şu an Müslüman coğrafyada diz çökmeyen bir burası kaldı.
Bağımsızlık bin yıl daha bize miras olarak kalsın istiyoruz. Size miras
bırakacağımız en temel şey karakterimizin temelini oluşturan bağımsızlık
duygusu ve Allah'tan başka kimsenin önünde eğilmeme halidir."
Ünal, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'i
makamında ziyaret edip, Gaziantep Ticaret Borsasında iş adamlarıyla bir araya
geldi.
YORUMLAR