Safra kesesi hastalıklarının tedavisinde ise kapalı
yöntem olarak tanımlanan “Laparoskopik kolesistektomi cerrahisi” hastaya önemli
konfor sağlıyor. Memorial Ankara Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr.
Erhan Reis, safra kesesi hastalıkları ve tedavi yöntemleri ile ilgili bilgi
verdi:
Safra kesesi yiyeceklerin sindirilmesi ve vitamin sentezine yardım ediyor
Halk arasında öd kesesi olarak da bilinen safra kesesi,
karaciğerin ön yüzünde yer alan ve karaciğerin salgıladığı safrayı depolayan organdır.
Yemekle beraber salınan enzimler sayesinde safra kesesi kasılarak içerisindeki
safrayı kanallar vasıtasıyla oniki parmak bağırsağına bırakır. Pankreas
enzimleriyle de karışan safra, besinlerin sindirilmesinde ve özellikle yağda
çözünen A,D, E ve K vitaminleri gibi bazı vitaminlerin sentezlenmesinde ve
emilmesinde önemli bir rol oynamaktadır.
Safra kesesinde en çok taş ve polip görülüyor
En sık karşılaşılan safra kesesi hastalıkları arasında safra
taşı ve polipler ( urlar). gelmektedir. Safra kesesi kanserleri nadir olmakla
beraber tedavileri çok daha komplike olan hastalıklardır. Bunların dışında safrayı boşaltma bozuklukları
gibi fonksiyonel problemler ve paraziter hastalıklar da safra kesesi
rahatsızlıkları arasında yer almaktadır.
Kadınlarda daha sık görülüyor
Safra kesesi taşları daha çok kadınlarda görülmektedir.
Bu hastalık ağırlıklı olarak kilolu, çok doğum yapmış, 40’lı yaşları geçmiş olan
kadınların hastalığı olarak bilinse de son yıllarda genç yaş grubunda ve
erkeklerde de sıklıkla izlenmektedir.
Aşırı kilo ve doğum yapmak sebepler arasında
Safra kesesi taşı oluşumunun sebepleri arasında;
cinsiyet, aşırı kilo, yaşın ilerlemesi ve doğum yapmak temel nedenler olarak
yer almaktadır. Ancak özellikle kırmızı kan hücrelerinin yıkıma uğradığı bazı
kan hastalıkları, aşırı kilo değişiklikleri, uzun süreli açlıklar, beslenme
alışkanlığı gibi safranın içindeki enzimlerin oranlarının değişimine neden
olabilen faktörler safra taşına yol açabilmektedir.
Tedavinin geciktirilmesi hayati risk oluşturur
Safra kesesinde taş oluşumu veya başka bir hastalıktan
dolayı organın iyi çalışamaması durumunda hazımsızlık, gaz şikayetleri, karnın
sağ üst tarafında ağrı, sırt ağrısı gibi şikayetler görülebilmektedir. Safra
taşı ile beraber sık görülen iltihaplanma durumlarında ciddi karın ve sırt ağrısı,
bulantı, kusma, ateş ile titreme ortaya çıkmaktadır. Özellikle 5 mm’den küçük
taşların ve safra çamurunun kanallara düşerek safra akışını engellemesi, idrar
renginde koyulaşma, göz ve vücutta sararma ile ciltte kaşıntı şeklinde kendini
belli etmektedir. Safra hastalığına enfeksiyonun da dahil olması kolanjit
denilen ciddi ateş, tansiyon düşüklüğü, karaciğer apsesi ve sepsise kadar giden
bir sürece neden olabilmektedir. Bu gibi durumlarda hızlı tedavi
sağlanamadığında hayati risk yaratacak ciddi tablolar görülebilmektedir.
Büyük taşlar safra kesesi kanseri gelişimini tetikleyebilir
Bunların yanı sıra kanaldan düşen taşlar pankreas bezini
etkileyerek pankreatit olarak adlandırılan ve hayatı tehdit eden pankreas
iltihaplanmasına neden olabilmektedir. Büyük taşlar ise safra kesinden kanala
direk düşmese de kronik irritasyon sonucu iltihaplanma, safra kanallarında
dıştan bası, safra kesesi kanseri gelişimi gibi komplikasyonlara daha çok neden
olabilmektedir.
Kişiye özel tedavi uygulamaları
Herhangi bir şikayetle veya kontrol amaçlı doktora
başvuran hastalara fiziki muayeneden sonra ultrasonografi yapılır.
Ultrasonografi safra kesesi içindeki taşları değerlendirmek için çok ideal bir
tetkik olsa da; safra kanallarının değerlendirilmesinde yeterli olamayabilir.
Bu durumda tomografi veya MR istenebilir. Safra kanallarında taş şüphesi
bulunması durumunda bazen hem tanı hem de tedavi amaçlı ERCP işlemi de
yapılabilmektedir.
Safra kesesi ameliyatlarında kapalı cerrahi
Safra kesesi problemi
yaşayan hastaların büyük bir kısmı ani başlayan şikayetler nedeniyle doktora
başvurmaktadır. Her durumda ameliyat gereken hastalarda kapalı yöntem olarak
anılan Laparoskopik kolesistektomi cerrahi yöntemi uygulanır. Safra kesesi
taşları ve poliplerinde eğer ameliyat gerekiyorsa safra kesesi ile birlikte
taşlar veya polipler çıkarılır. Bu işlem genel anestezi ile ortalama 30 dakika
ile bir saat arasında sürmektedir. Kapalı safra kesesi ameliyatlarının hastalar
için birçok avantajı bulunmaktadır. Karında bir santimlik kesinin açıldığı
kapalı ameliyatlarda ağrı açık ameliyatlara göre çok daha az olurken, hastalar
normal hayatlarına daha erken dönebilmektedir. Bununla birlikte yara
iltihaplanması ve yarada fıtık oluşması gibi riskler daha az yaşanırken,
hastanede kalma süresi de bir geceye iner. Hastalar 4-5 gün sonra iş ve sosyal
yaşamlarına sağlıkla dönebilmektedir.
Safra kesesi kanseri ameliyatlarında çevre dokular da temizlenir
Bazı hastalarda safra kesesinde taş olmadan da
iltihaplanma meydana gelebilmektedir. Bu gibi durumlarda öncelikle ilaç
tedavisi uygulanır. İlaç tedavisinin başarılı olamadığı durumlarda ameliyat seçenekler
arasına girer. Safra kesesi kanserlerinde ise tedavi çok daha farklı
olmaktadır. Bu hastalarda safra kesesi ile beraber karaciğerin bir kısmı ve
çevre lenf bezlerinin de temizlenmesi gerekir.
Safra kesesi alınanlar yumurta ve çikolata yiyemez algısı yanlış
Safra kesesi ameliyatlarından sonra dikkat edilmesi
gereken konularla ilgili olarak çok yanlış bir algı bulunmaktadır. Ameliyattan
sonra hastaların yumurta, çikolata veya bazı yemekleri tüketemeyeceği düşünülmektedir.
Bunun aksine ameliyattan sonra hastalara herhangi bir gıda kısıtlaması
uygulanmamaktadır. Hastalar ameliyat sonrası normal hayatlarına devam
etmektedir. Çünkü ameliyattan sonra da karaciğerden salgılanan safranın akımı bağırsaklara geçer ve sindirim fonksiyonuna
yardım görevine devam eder.
YORUMLAR