Yeme bozukluğu karaciğerde yağlanmadan böbrek
yetersizliğine, hipotansiyondan osteoporoza, adetlerin kesilmesinden kalpte
ritim bozukluklarına kadar birçok ciddi sağlık problemlerine davetiye
çıkarıyor, hatta yaşamı tehdit edebiliyor. Dolayısıyla erken dönemde tanınması
ve tedavi edilmesi yaşamsal önem taşıyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Çocuk ve Adolesan Sağlığı Polikliniği -
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Müjgan Alikaşifoğlu tedavinin
başarısında ebeveyn desteğinin de büyük önem taşıdığına dikkat çekerek, “Bu
süreçte çocuğun zor bir dönemden geçtiğini kabul edin. Size karşı öfkeli ya da
suçlayıcı olsa da, gerçekte desteğinize ne kadar çok ihtiyacı olduğunu
unutmayın. Hastalığı hakkında konuşun, her zaman yanında olacağınızı
hissettirin ve tedaviye düzenli gidebilmesi için destek olun” diyor. Peki yeme
bozukluğunda tedavinin olumsuz etkilenmemesi için ebeveynlerin dikkat etmeleri
gereken diğer davranışlar neler? Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr.
Müjgan Alikaşifoğlu anne babaların mutlaka kaçınmaları gereken 8 hatayı
anlattı, önemli uyarılarda bulundu.
Anoreksiya nevroza
Anoreksiya nevroza erken ergenlik döneminde (11-14 yaş)
başlıyor. Çok ender de olsa 9 yaşında da görülebiliyor. Zayıf bir bedene sahip
olma arzusu, kilo almaktan aşırı korkma ve beden imgesinde bozukluk temel
belirtilerini oluşturuyor. Ergenler kilo kaybetmek için özel davranış biçimleri
geliştiriyor; bazıları her türlü besin alımını ileri derecede azaltarak kilo
kaybederken, bazıları da yoğun egzersiz yapıyor. Bazı gençler ise sıkı diyet
uyguluyor, ara sıra kontrolü kaybederek tıkınırcasına yemek yiyor, ardından bu
yediklerini kusarak çıkarıyor ya da ishal yapıcı, idrar söktürücü ilaçları veya
çayları içme gibi davranışlar sergiliyor. Duygu durum bozuklukları madde
kullanımı ve intihar girişimleriyle birlikte görülebiliyor.
Bulimiya nevroza
Bulimiya nevroza için tipik başlangıç geç ergenlik
yılları (18-19) oluyor. Aşırı yeme atakları ve ardından gelen kusmaların ön
planda olduğu bir yeme bozukluğu tablosu olarak tanımlanıyor. Anoreksiya
nevrozada olduğu gibi kilo almaya karşı korku ve beden algısında bozulma
oluyor. “Ancak bulimikler gıda alımını kısıtlamazlar” diyen Prof. Dr. Müjgan
Alikaşifoğlu sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu gençler tıkınma tarzında yemek
yerler, yemekleri bitince yoğun bir pişmanlık ve depresif duygular yaşarlar.
Kilo almamak için çeşitli telafi edici davranışlarda bulunurlar. Bu
davranışların en sık görüleni ise kendi kendine kusmak. Ancak ishal yapıcı
ilaçlar ya da çayların kullanımı ya da aşırı egzersiz yapma davranışları da
görülebiliyor. Bu tabloda hasta
anoreksiya nevrozadan farklı olarak hafif kilolu ya da normal beden ağırlığında
oluyor”
Tıkınırcasına yeme
bozukluğu
Tıkanırcasına yeme bozukluğu; 3 ay süresince, haftada en
az bir kez, telafi edici davranışlar olmaksızın alışılmışın dışında büyük
porsiyonlar halinde yemek yeme ve bu duruma stres ile kontrol kaybı duygusunun
eşlik etmesi olarak tanımlanıyor. Ergenlik döneminde görülme sıklığı kızlarda
yaşla birlikte artarken (14 yaşında yüzde 0,7 iken bu oran 20 yaşında yüzde
4,1’e yükseliyor), erkeklerde ise tam aksine azalıyor. Obezite, sosyal
ilişkilerde bozulma, depresif semptomlar, anksiyete, duygusal dalgalanmalar,
madde bağımlılığı ve intihar eğilimiyle birlikte görülebiliyor. Tıkınma
atağının öncesinde genellikle yiyeceklere karşı aşırı özlem duygusu oluşuyor. Yemek sırasında kontrol kaybının yaşanması
önemli bir bulgu olarak kabul ediliyor.
Kilo aldırmaya
çalışmayın, tedaviye yönlendirin
Tedaviden başarılı sonuç alınmasında ebeveynlerin
yaklaşımı kilit bir rol üstleniyor. Doğru yaklaşımda bulunulmadığı takdirde
uzun ve zahmetli olan tedavi süreci kesintiye uğrayabiliyor ya da başarısız
olabiliyor. Prof. Dr. Müjgan Alikaşifoğlu ebeveynlerin kaçınmaları gereken
davranışları söyle anlatıyor:
• Yeme bozukluğunda ergenlerin en büyük kaygıları kilo
almak. Dolayısıyla ısrarla yemek yedirerek kilo aldırmaya çalışmayın, bunun
yerine tedaviye yönlendirin.
• Suçlayıcı ya da yargılayıcı olmaktan kaçının.
• Görüntüsü hakkında olumlu da olsa yorum yapmayın.
• Yemek, kalori ve porsiyonlar hakkında konuşmayın.
• Onun yanında kalorisi düşük ve diyet yemekleri ya da
yüksek kalorili besin değeri düşük atıştırmalıkları yemeyin, bu tür besinleri
evde bulundurmayın.
• Ayrı zamanlarda sofraya oturmayın. Özellikle yemek
saatlerinde bir arada olmaya dikkat edin ve yemek masasında hoş bir atmosfer
oluşturmaya çalışın.
• Yemek sırasında ne yediğine nasıl yediğine çok
odaklanmayın, kendi yemeğinizi yiyin ve onunla sohbet edin.
• Yemek sonrasında ayrı yerlere dağılmayın, birlikte hoş
vakit geçirebileceğiniz bir aktivite yapın. Böylece yemeğin ardından kusmasını
ya da aşırı egzersiz yapmasını engelleyebilirsiniz.
Tedavide
multidisipliner yaklaşım çok önemli!
Hastalığın tedavisi hem çocuğunuz hem de sizin için uzun
soluklu ve iniş çıkışları olan bir süreç.
Yeme bozukluklarının tedavisi bu alanda uzmanlaşmış,
ergen sağlığıyla ilgilenen bir çocuk hekimi, ergen ruh sağlığı ve hastalıkları
uzmanı, psikolog ile diyetisyenden oluşan uzman bir ekip tarafından
yönetilmeli. Aşırı kilo kaybı, kusma ya da tıkınma nedeniyle gelişmiş yaşamsal
bir riskin olup olmadığını saptamak ve varsa ortadan kaldırmak, tedavinin ilk
adımını oluşturuyor. Yeme bozukluğu esas olarak psikiyatrik bir hastalık olduğu
için tedavi sürecinde psikiyatrik değerlendirme ve psikoterapi desteği çok önem
taşıyor.
YORUMLAR