Anne-çocuk ilişkisinin temeli sevgi üzerine kurulmalı
Reklam

Anne-çocuk ilişkisinin temeli sevgi üzerine kurulmalı

Bir çocuğun dünyaya geldiğinde ilk ilişki kurduğu kişi olan “anne”, çocuğun ilerleyen hayatında kuracağı yeni ilişkilerin yönünü belirliyor. Annesiyle güvenli, sevgi ve saygı temelli bir ilişki kuran kişi, ruhsal açıdan daha sağlıklı olan bir birey olarak yetişiyor.

11 Mayıs 2019 - 02:46

Çocukların kendilerine yeten, güvenli ve ruhsal açıdan sağlıklı bireyler olabilmeleri için huzurlu bir aile ortamında büyümeleri gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, “Anne-çocuk ilişkisinde önce sevgi, şefkat ve güven tesis edilmeli, bunun üzerine sınırlar ve kurallar getirilmelidir” dedi.

Her yıl, Mayıs ayının 2. Pazar günü, “Anneler Günü” olarak kutlanıyor. Çocuğun hayatındaki en önemli rol model olan “anne”, kurulacak yeni ilişkilerin temelini belirliyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Çocuk - Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, anne-çocuk ilişkisinin önemi hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.

Anne - çocuk ilişkisi, yeni ilişkilerin kailtesini belirliyor

“Bir çocuğun dünyaya geldiğinde ilk ilişki kurduğu kişi annesi ya da onun yerine geçen bakımverenidir. Anne-çocuk ilişkisinin sağlıklı olması çocuğun ilerleyen hayatında kuracağı yeni ilişkilerin kalitesi açısından çok önemlidir. Annesiyle güvenli, sevgi ve saygı temelli bir ilişki kuran kişi ruhsal açıdan daha sağlıklı olan bir birey olur” diyen Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, “Çocukların kendilerine yeten, güvenli ve ruhsal açıdan sağlıklı bireyler olabilmeleri için huzurlu bir aile ortamında büyümeleri, anne ve babalarından yeterli sevgi, şefkat ve ilgiyi görmeleri, hayatta birtakım sınırların ve kuralların var olduğunu öğrenmeleri gereklidir” şeklinde konuştu.

İlişkiler; sevgi, şefkat ve güven üzerine kurulmalı

Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, “Doğum sonrası bebeğin ilk bir yılında ihtiyaçlarının karşılanması, sevgi ve ilgi ile büyütülmesi çocukta temel güven duygusunun gelişmesini sağlar. Sadece fiziksel ihtiyaçlarının karşılanması değil aynı zamanda sevgi ve şefkat gösterilmesi de gerekir” diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Doğdukları andan itibaren bebekleriyle konuşarak ilişki kuran annelerin bebeklerinin dil, bilişsel ve sosyal becerilerinin daha iyi geliştiği gösterilmiştir. Çocuk yürümeye başladıktan sonra yavaş yavaş kendi bireysel varlığını daha fazla hissetmeye başlar ve anneyle inatlaşma dönemine girer. Annenin bu dönemde çok kaygılı olmaması, çocuğun ayrışmasına izin verici olması gerekir. Zaman içinde birtakım sınırların olduğu çocuğa öğretilmeye başlanmalıdır. Her çocuk yaşadığı çevre içerisinde bazı sınırlamaların olmasına gerek duyar. Dolayısıyla özetleyecek olursak önce sevgi, şefkat ve güven tesis edilmeli, üzerine sınırlar ve kurallar getirilmelidir. Demokratik davranma ve disiplin uygulama konusunda anne ve baba bir denge kurabilmelidir. Bu dengenin kurulmasında anne ve babanın bir arada hareket etmesi, bir ekip gibi çalışması ve çocuğa benzer mesajlar vermesi çok önemlidir.

Çocuğun sorumluluğu yalnızca anneye bırakılmamalı!

Bizim gibi ataerkil toplumlarda çocuk büyütme süreci annenin görevi gibi düşünülmekte, baba bu ilişki içinde oldukça silik bir yer tutmaktadır. Bu durum annenin çok fazla sorumluluk yüklenmesine, bu nedenle çok fazla yıpranmasına ve tükenmesine neden olmaktadır. Tükenen anne daha tahammülsüz, çabuk sinirlenen biri haline dönüşmekte, çocukla olan ilişkisi zarar görmeye başlamaktadır. Çocuklarla ilgili sorumluluk ve bakımın tamamıyla anneye bırakılması çocuk ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir. Babaların ya da yakın aile bireylerinin anneye desteklerini sürdürmeleri, zaman zaman dinlenmesine izin vermeleri gerekir.

Anne – çocuk ilişkisinde gösterilen yanlış davranışlar nelerdir?

Çocuk yetiştirirken her anne zaman zaman çok yorulabilir, tükenmiş hissedebilir. Yapılan bilimsel çalışmalarda her sosyoekonomik düzeydeki ailenin zaman zaman negatif ebeveyn tutumları gösterebildikleri saptanmıştır. Negatif ebeveyn tutumları dediğimiz şey tehdit etme, bağırma ve vurma gibi davranışlardır. Bu olumsuz davranışları en aza indirebilmek için anne ve babanın birlikte hareket etmesi, çocuklarını sevgi ve ilgiyle büyütmeleri, olumlu davranışlarını pekiştirmeleri, yeni beceri ve davranışları öğretmeleri, tüm bunlarla birlikte de aile içi temel kurallar koyup bu kuralların uygulamaya geçmesi konusunda birlikte hareket etmeleri gerekir.

Çocuğunuza önce sevgi, ilgi ve şefkat ortamı yaratın

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Çocuk - Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, annelere önerilerini şöyle özetledi: “Annelerin çocuklarına önce; sevgi, ilgi ve şefkat dolu bir ortam yaratmalarını öneririm. Huzurlu bir ev, çocuklar için güvenli ve ilgi çekici aktivitelerle dolu bir yere dönüştürülmeli. Çocuklar yardıma ihtiyaç duyduğunda hemen yanıt verebilen ebeveynler olmalıyız. Ancak beklemesi gereken zamanlarda da beklediği için ona teşekkür ederek sonrasında ihtiyacı konusunda yardımcı olmalıyız. Olumlu gördüğümüz davranışları takdir etmeliyiz. Takdir gören davranışın tekrarlanma ihtimali artar. Çocuklarımıza davranışlarımızla, konuşmamızla örnek olmalıyız, onlara yeni beceri ve davranışlar öğretmeliyiz. Evimizde temel aile içi kurallarımız olmalı, talimat vereceğimiz zaman açık, anlaşılır ve sakin talimatlar vermeli, çocuklarımızın bu talimatları yerine getirmesi konusunda kararlı olmalıyız. Olumlu aile tutumları ile yetiştirilen çocuklar sosyal becerileri güçlü, kendilerine güvenleri tam ve mutlu bireyler olurlar.”

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Büyükşehir, İhtiyaç Sahiplerinin Yanında
Büyükşehir, İhtiyaç Sahiplerinin Yanında
Müzikte Buluşalım, Engelleri Aşalım
Müzikte Buluşalım, Engelleri Aşalım