Kış aylarına
girdiğimiz şu günlerde soğuk algınlığı, grip gibi hastalıklar kişilerde kendini
göstermeye başladı. Özellikle bu dönemlerde kullanılan her ilacın özenle seçilmesi
gerekirken, yine yanlış kullanılan her ilaçta sağlığınızı ciddi anlamda tehdit
edebilir. Bu anlamda hastalıkların
tedavisinde kullanılan ve özelliklede antibiyotik ilaç kullanımında kişileri
sıklıkla uyaran uzmanlar bilinçli bireylerin yetiştiği günümüz toplumunun antibiyotiğe
karşın daha duyarlı olunması gerektiğini söylüyor.
TEDAVİYİ DAHİ ENGELLEYEBİLİR
Özellikle
Kahramanmaraş’ta kullanımı oldukça yaygın olan antibiyotik kullanımını en aza
indirgemek için mücadele verdiklerini söyleyen Uzm. Dr. Gülderen, “Antibiyotiklerin
gereksiz yere kullanılması, antibiyotik direncini ortaya çıkarmaktadır”
diyerek, durumun ciddiyetini şu şekilde anlattı: “Tarih boyunca insanlar
enfeksiyon hastalıkları ile mücadele etmişlerdir. Toplu ölümlere sebep olan
difteri, frengi, veba, tüberküloz gibi hastalıklar penisilinin bulunmasından
sonra kolayca tedavi edilebilir hale gelmiştir. Penisilin 1928 yılında SIR
ALEXANDER FLEMING tarafından bulunan ilk antibiyotiktir. Antibiyotikler günümüze kadar sayıca çoğalarak gelmişlerdir. Günümüzde ise
antibiyotiklerin gereksiz ve yanlış kullanımı önemli sorunlara yol açmaktadır.
Dünya Sağlık
Örgütü antibiyotiklerin yaklaşık yarısının gereksiz yere kullanıldığına dikkat
çekmişlerdir. Antibiyotiklerin gereksiz yere kullanılması, antibiyotik
direncini ortaya çıkarmaktadır. Antibiyotik direnci, antibiyotiğin bakteriyi
öldürme ya da üremesini durdurma özelliğini kaybetmesidir. Antibiyotik direnci kazanmış bakteri ciddi
seyirli ve tedavisi zor hastalıklara neden olur. Dirençli bakteri antibiyotik
tedavisi altında hayatta kalarak çoğalmaya devam ederek hastalığın daha uzun
sürmesine ve hatta tedavi edilememesine yol açar. Bu da tedavinin uzun
sürmesine, maliyetin artmasına sebep olur.
ATEŞ DÜŞÜRÜCÜ ÖZELLİĞİ YOKTUR
“Dirençli
bakteriler idrar yolu, akciğer, cilt ve kan dolaşımı enfeksiyonlarına yol
açabilmektedir. Toplumdaki bazı yanlış kanılar antibiyotiklerin gereksiz
kullanımını tetiklemektedir. Nezle, grip
gibi ateşli hastalıklarda hemen
antibiyotik alınması yaygın olarak yapılan bir yanlıştır. Antibiyotik kullanımı
nezle ve gripte etkisizdir. Nezle ve grip etkeni virüslerdir. Bakterilere
etkili olan antibiyotikler virüslere etki etmezler. Bu nedenle nezle ve grip
gibi hastalıklarda antibiyotik tedavisi gereksizdir. Antibiyotikler bu
hastalıklarda iyileşme sürecini kısaltmazlar, virüslerin diğer insanlara
yayılmasını engellemezler, aksine antibiyotik direncine yol açarlar.
Antibiyotikler ateş düşürücü değildir. Ateş düşürmek için antibiyotik kullanımı
yanlış bir kanıdır. Antibiyotiklerin kullanımı doktor kararına bırakılmalıdır.
Doktora antibiyotik yazması konusunda ısrarcı olunmamalıdır. Eczaneden
antibiyotik temini, doktorun yazdığı reçete ile olmalıdır. Ülkemizde bununla
ilgili uygulamalar yapılmaktadır. Eczanelerde reçetesiz antibiyotik
satılmamaktadır.
YANLIŞ KULLANIMINDA BÖBREK YETMEZLİĞİ
Hasta da
tespit edilen bakteriye göre etkin antibiyotik seçilmelidir. Üst solunum yolu
enfeksiyonu en sık etkeni en sık virüsler olup, burada antibiyotik kullanımı
konusunda seçici olunmalıdır. Grip ve nezle tedavisinde şikayetleri azaltmak
amacı ile ağrı kesiciler kullanılabilir. İstirahat ve beslenme iyileşme
sürecini hızlandırmak için yeterli olacaktır. Grip ve nezle ilaç alarak veya
ilaç almaksızın yedi günde iyileşecektir. İyileşmenin olmadığı, ateşin devam
ettiği durumda bir hekime danışmak yerinde olacaktır. Antibiyotik
kullanılmasını gerektiren durumlarda ilaç uygun dozda ve sürede alınmazsa;
bakteri yeniden üreyebilir, hastalık tekrarlayabilir, antibiyotik direnci
ortaya çıkabilir.
Antibiyotik
kullanımı sırasında hastalığa ve hastaya yönelik düzenleme yapılmalıdır.
Hastanın kronik hastalığının olması (Kronik Böbrek Yetmezliği , Diyabetüs
Mellütüs, Kalp Hastalığı...) çocuk olması, allerjisinin olması, ek ilaç
kullanımı ilaç seçimini etkilemektedir. Örneğin antibiyotik yanlış seçilirse
veya uygun dozda verilmezse böbrek yetmezliğini tetikleyebilir. Gebe ve emziren
hasta olması, ilacın bebeğe zararının en az olacağı şekilde düzenlenmesini
gerektirir. Yeni bir antibiyotiğin geliştirilmesi ve kullanıma sunulması
yaklaşık 10 yılı almaktadır. Uygunsuz kullanım ile yeni geliştirilen
antibiyotikler kullanılmaz hale gelmektedir. Bu nedenle toplum ve sağlık
hizmeti sunanlar hep birlikte bu konuda özenli olurlarsa bu durumun üstesinden
gelinebilir. Gelecek nesiller için bu durum çok daha önem kazanmaktadır. Antibiyotik
direncini azaltmak hep birlikte bizlerin görevidir.”
YORUMLAR